28.12.2008 - 11:54 | Son Güncellenme:
Yeni diş lazeri; anesteziye alerjisi olanlara, kronik hastalıkları nedeniyle anestezi uygulanması riskli bulunanlara, dişçi koltuğundan korkanlara umut oldu. Yeni lazer yöntemi, ağrısız, kansız, anestezisiz ve komplikasyon riski düşük tedavi olabilme imkanı sunuyor.
Oral Lazer Uygulamaları Derneği (OLUD) Kurucu Üyesi Diş Hekimi Gizem Berk, yeni diş lazeriyle, diş ve diş eti hastalıklarının tedavisinden diş estetiğine kadar her türlü işlemin yapılabildiğini söyledi.
Dr. Berk, lazer yöntemi ile çürüklerin temizlendiğini, diş dolgularının, kanal tedavilerinin, kök ucundaki iltihapların kurutulduğunu belirterek, “Ayrıca diş etindeki ve çene kemiğindeki her türlü cerrahi işlem ve estetik diş tedavileri yapılıp, diş eti şekillendirilebiliyor. Bunların yanı sıra diş rengi beyazlatılıyor, hassas dişlerin hassasiyeti gideriliyor, aft ve uçuk tedavileri yapılıyor" dedi. Bu yöntem ile yapılan diş çürüğü tedavilerinde dolguların diğer yöntemden daha dayanıklı olduğunu ve daha uzun süre kullanıldığını belirten Dr. Berk şunları söyledi:
“Dolgu, yapıştırma esasına göre yapılır. Lazer yönteminde, dolgunun dişe daha iyi tutunması için bölge girintili şekilde oyulur. Bu nedenle dişe iyi tutunan dolgu daha sağlam olur, uzun süre kullanılır ve sonrasında hassasiyet hissedilmez. Ayrıca lazer kullanılan bölgelerde yüzde yüz dezenfeksiyon ve sterilizasyon sağlandığı için, o bölgede tekrar enfeksiyon oluşması ve çürük başlaması riski söz konusu değildir."
Lazer ile yapılan cerrahi girişimlerde, hemen hemen hiç kanamanın olmadığını ifade eden Dr. Berk, cerrahi işlem sonrasında da ortaya çıkabilecek şişme ve komplikasyon ihtimalinin olmadığını, yaralı bölgenin daha kısa sürede iyileştiğini kaydetti. Dr. Berk, hastanın, tedavinin ardından günlük hayatını kolaylıkla sürdürebildiğini, konuşma ve yemek yemede zorlanma gibi olumsuzlukları yaşamadığını belirtti. Dr. Berk, lazer yöntemiyle yapılan tedavilerin yüzde 90´ında anestezi uygulanmadığını ancak kapsamlı cerrahi müdahalede anestezi yapıldığını söyledi. Anesteziye alerjisi olanların, böbrek ve kalp gibi kronik hastalıkları nedeniyle anestezi uygulanması riski bulunanların bu yöntem ile tedavi olabileceklerini belirten Dr. Berk, diş ve diş eti problemi yaşayıp da hamile olduğu için tedavi imkanı bulunmayanların da lazer ile sağlıklarına kavuşabileceklerini kaydetti.
YARIM SAATTE DİŞ BEYAZLATMA
Diş estetiğinin ve son yıllarda çok sık kullanılan ancak uzun süren diş beyazlatma işleminin de bu yöntem ile daha kısa sürede yapılabildiğini belirten Dr. Berk, "Dişler, lazer yöntemiyle, muayenehane ortamında tek seansta ve yaklaşık 30 dakikada 5-6 ton beyazlatılabiliyor" diye konuştu. Dr. Berk, klasik yöntemlerle hiçbir şekilde önlenemeyen ve tedavi edilemeyen aftlar ve uçukların da kolaylıkla iyileştirildiğini anlatarak, yöntemin diğer avantajlarını şöyle sıraladı:
“Diş etlerinde genetik olarak aşırı derecede mor renklenme bulunan hastalarda, 3 veya 4 seans boyunca lazer ile peeling yapılarak sorun halledilebiliyor. Estetik diş hekimliği uygulamalarından porselen lamineler ve kuronlar yapıştırılmadan önce diş yüzeyine lazerle anestezisiz olarak aşındırma yapılabiliyor. Böylelikle kronların düşme riski tamamen ortadan kalkıyor. Diş eti iltihapları ve kanal tedavilerinde de lazer enerjisinin ortamda yarattığı sterilizasyon sayesinde tedavinin başarı oranı artıyor."
MUTLAKA UZMANLAR TARAFINDAN YAPILMALI
Lazer yöntemini, bu konuda özel eğitim almamış diş hekimlerinin kullanmaması gerektiğini vurgulayan Dr. Gizem Berk, hatalı ya da yanlış kullanım sonucunda istenmeyen dokuların zarar görebileceğini, kemikte yanma ya da iltihap olabileceğini söyledi. Dr. Berk, diş hekimlerinin yüzde 90´ında bulunan mavi ışıklı cihazın lazer olarak düşünülmemesi gerektiğini, lazerle tedavi adı altında hastaların yanlış bilgilendirildiğini de vurgulayarak, “Bu güçlendirilmiş gün ışığıdır ve beyaz dolgunun sertleştirilmesi için kullanılır. Lazer cihazı değildir. Hastalar, lazer cihazını ve hekimin sertifikasını görmeli" uyarısında bulundu.