09.06.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Efendim, İstanbul eğlence yaşamında renkli geceler başladı. Art arda açılan yazlık eğlence yerleri özellikle Kuruçeşme-Ortaköy’e büyük canlılık getirdi. Tabii bu arada trafiğin tabir-i caiz ise içine edildi. Neyse, o büyüklerimizin bileceği iş. Bu akşam da Reina açılıyor. Dilerim, Allah herkese iş açıklığı verir. Bunu özellikle ben çok istiyorum. Çünkü işi bozuk olan eğlence mekanlarının patronları nedense başarısızlıklarının acısını meslektaşlarımdan çıkarmaya çalışırlar. Cuma ve cumartesi geceleri Zihni&Friends ile Laila arasında gidip geldim. Sırdaşım İsmail Akkaya ve Ali Sayar’la, yani iki kavalyemle birlikte Park Fora’da balık yedim. Patron Ali Rıza Yılmaz’ı aradım, rahatsızmış, geçmiş olsun. Ortağı Metehan Çulha çok kibar bir çocuk gerçi ama Ali Rıza’nın yeri başka. O gece hesap biraz tuzlu geldi. Olsun, yediğimiz her şey ve servis kusursuzdu. İçersi çok kalabalıktı. Zaten ne zaman Park Fora’ya gittiysem boş masa bulamadım. Yabancı konuklar, iş adamları, şirket yemekleri ağırlıktadır. O gece İsmail balık yemedi, mezelerden otladı. Patlıcan salatası, ızgara kalamar, lakerda, çoban salata meze olarak geldi. Ardından Ali ile ben lüfer ızgara yedik ama birer parça. Ben ve İsmail dört tek de rakı içtik. Ali colayı tercih etti. Cuma gecesi de Laila’daydım. Açılışına oranla çok sönüktü. Zihni&Friends ise yine yıkılıyordu. Sanırım Laila’daki keyifsizlikte havanın önemli rolü oldu. Yağışlıydı. Nitekim cumartesi gecesi hava da iyiydi, Laila da. Cuma akşamı Ali Sayar, ben, İzzet Çapa ve İsmail Akkaya, başta Şefik Öztek olmak üzere Laila’daki mekan sahiplerine "Hayırlı olsun" demeye gittik. Mekan sahipleri ve Şefik pek keyifli değillerdi. Cumartesi ise herkesin yüzü gülüyordu. Yılmaz Erdoğan’ın ortak olduğu Yazı Kebap’da da işler iyiydi. Bir masada Beşiktaş Kültür Merkezi’nin eli-ayağı, ortağı olan sevgili Necati Akpınar ile basın ve halkla ilişkilerini yürüten Seda oturuyordu. İkisini de severim. Onlarla sohbet etmek de hoş, biraz konuştuk. Ardından Laila içindeki Copa Bar’ı işleten sevgili Sabi Totah ile Park Şamdan’ın ortağı Ersoy Çetin ve Şermin Çapa geldiler. Zaten Park Şamdan’da oturduk. Sevgili Şefo ve güzel kız arkadaşı Arzu ile kaynattık. En kısa süre içinde Laila içindeki mekanlarda yemek yiyip sizlere tanıtacağım. Cuma gecesi Laila çıkışı tekrar Zihni&Friends’e gittik. Barda özel bir gece vardı. Restoranda ise normal müşteri. Ama tıklım tıklımdı. Absolut ve Sony Müzik işbirliğiyle Sertab Erener adına düzenlenen gecede gerçekten trafik altüst oldu. Sertab ve Demir Demirkan, Sertab’ın ağabeyi Serdar, kısacası Eurovision’a emeği geçen herkes sahneye çıktı. Muhteşem bir geceydi, gururlandık, benim yine gözlerim doldu. Serdar Erener sevgilisi olan ‘Özgür Kız’ Nil Karaibrahimgil ile birlikte önümüzde, ayaktaydı. Bu arada Serdar’ın ağzındaki cikleti bir peçeteye çıkarıp bizim masaya bırakması terbiyesizlikti ama gecenin heyecanına verdim. Zaten gecce.com’un patronu sevgili Kenan Erçetingöz’ün deyimiyle bu entel-dantel takımı genelde çok rahat. Nil ve çevresindekiler, bizim masadaki çerezleri, meyvaları hiç izin istemeden rahatça yediler. Ünlü mimar Ali Türker, Esra Üstünkaya, Gülay Kamaz, İzzet Öz, Öykü Erdem, Bülent Özveren, doğum gününü kutlayan Fatoş Çingitaş ve kızı Ayça, söz yazarı Seda Akay, yine doğum gününü kutlayan dünya güzeli arkadaşım Aslı Saçar ve kocası olan kankam Bekir Saçar o kalabalıkta görebildiğim isimler oldu. Bu arada DJ Özhan’ın, Zihni&Friends’in başarısındaki yerini yabana atmamak gerek. Özhan gerçekten yaptığı müzik ile yıkıp geçiyor. Cumartesi gecesi Ortaköy turundan sonra ilerleyen saatlerde can dostum İzzet Çapa ve sırdaşım İsmail’e "Merhaba" demek için Zihni&Friends’e uğradım ve kaldım. Çünkü eğlence doruktaydı. Kimler vardı, kimler. Gazeteci Sanem Altan Seten, kendisi gibi gazeteci olan eşi İbrahim Seten için sürpriz bir doğum günü hazırlamış. Hülya Avşar-Kaya Çilingiroğlu, Hülya Koçiğit-Selim Soydan, Ayşe-Sinan Engin, Can-Aylin Çobanoğlu bu özel gecenin özel konuklarıydı. Barda kokteyl ile başlayan gece restoranda devam etti. Ben pasta kesiminde oradaydım, yaklaşık 50 garson ellerinde meşalelerle getirdiler pastayı. Hoş bir şovdu. İlerleyen saatlerde fasıl başladı. Bizde kıyıdan, köşeden izledik. Ne de olsa gazeteciyiz, rahatsızlık vermek istemedik. Zaten sevgili Kaya da Kraliçe Rose’a resim çekilmemesi konusunda tembihte bulunmuş. Aslında Zihni&Friends’de kimsenin fotoğrafı izin alınmadan çekilmiyor. Bir ara baktım, saz ekibi ‘Bitanem’ şarkısını çalarken Kaya da karısının gözlerinin içine bakarak mırıldandı. Ardından da Hülya, Kaya’nın gözlerine bakarak ‘Sevemez Kimse Seni’yi okudu. Yani karşılıklı serenad yaptılar. Hoş bir geceydi kısacası.
Son günlerde acayip müzik dinliyor, kitap okuyor ve film izliyorum. Aranızdan "Nasıl vakit buluyorsunuz" diye soracaklar çıkabilir. İnsan istedikten sonra her şeye vakit buluyor. İnci Aral’ın ‘Mor’unu bitirdim. Çok güzel, öneririm. Şimdi de belgesel niteliğinde olan Leyla Özalp’in ‘Seni Seviyorum Sinema’ adlı kitabına başladım. Bir de size muhteşem bir albümden söz etmek istiyorum; ‘Bak Bir Varmış Bir Yokmuş’. Türkiye’de benzeri çok az görülen bir proje olan bu albüm, Türk pop tarihinin en önemli şarkılarından 20’sini bir arada sunuyor. Albümde yer alan şarkıların tamamı ‘orijinal versiyon’lardan oluşuyor. Yani şarkıların hepsi asıl sahipleri tarafından ve o zaman söylenmiş halleriyle albümde yer alıyor. Bu albümün bir diğer özelliği de eski kayıtların, teknolojinin en son olanakları kullanılarak, dijital bir mastering ve çeşitli filtreler sonrası temizlenerek müzikseverlere ulaşması. Pazarlama, dağıtım, promosyonu Sony Müzik Türkiye ve tarihi bir kuruluş olan Odeon’a ait. Albümün medya sponsoru ise her zaman kaliteli ‘ilk’lere imza atan Radyo D ve Kanal D. Bu albümün oluşmasında tabii ki müzik dünyasının güçlü bir ismi, sevgili ve güzel dost Dany Gürünberg’in katkısı büyük. Evet ‘Bak Bir Varmış Bir Yokmuş’u her yaştaki müziksever mutlaka dinlemeli. Kasette kimlerin sesi yok ki? Ajda Pekkan, Ömür Göksel, Gönül Turgut, Ayten Alpman, Melike Demirağ, söz yazarı kimliğiyle tanıdığınız Şehrazat, Nilüfer, Kanal D’nin beğenilen dizisi ‘Estağfurullah Yokuşu’nun Fazilet’i Hümeyra... Söz müzikten açılmışken yakın dostum sevgili Neşe Demirkat’ın sahibesi olduğu Neşe Müzik de son günlerde büyük bir yapılanma içinde. Neşe ve sevgili Süha Yavuz, Korukent’teki yerlerinde kapılarını gençlere açtılar. Şu günlerde iki albüm müzik marketlerde yerini aldı. Biri, Ali Güven’in. Bu albümde güzel meslekdaşım ve başarılı bir söz yazarı olan sevgili Hakkı Yalçın’ın da imzası var. Albüme isim olan ‘Gönlünden Taşındım’ın sözleri Hakkı’ya, müziği ise Güven’e ait. İkinci albüm ise gönlü de yüzü de güzel olan Elif Karlı’nın. ‘Yeniden’ adlı albümde Elif’in müzisyen kimliği ortaya çıkmış. Hakan Altun, Burçin Birben, Sezgin Gezgin gibi müzik dünyasının ünlü isimlerinin de albümde imzası var. Elif dört yıl uzak kaldığı müzik dünyasına bu iddialı albümle döndüğünü söylüyor. Uzun süredir uzak kalmasının nedeni yeni bir bebek dünyaya getirmesiymiş. Ali Güven ve Elif Karlı’ya başarılar...
Uzun süredir Q Jazz Club’a uğramamıştım. Bir yandan sevgili patron Mehmet Ali Açılmış, öte yandan halkla ve medya ilişkilerini düzenleyen sevgili Feza Fırat hatır koyuyorlardı. Levent’teki Venge’de kebap yedikten sonra Q Jazz Club’a uğradık. Patron çift Esen-Mehmet Ali Açılmış’ı kutluyorum. Çok direndiler, sonunda başardılar. Bakalım mahkemeden nasıl bir karar çıkacak. Ama Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek lazım. Burası, Mehmet Ali’nin evi gibi. Büyük emek verdi. O akşam Q Jazz’ın sezon açılışıydı. Kapıda medya ve halkla ilişkileri yürüten, dünya tatlısı bir insan, f&f’in patroniçesi sevgili Feza Fırat’ı gördük. Feza’nın sohbetine doyulmuyor. Q Jazz o kadar kalabalıktı ki insanlara selam vermekten ve öpüşmekten ‘daral’ geldi. O akşam tüm sanatçılar sahnedeydi. Bütün kış Q Jazz Club’ı şovuyla, esprileriyle neşeye boğan ve artık bizden biri olan ‘tatlı kaçık’ Keisa Brown yine çok başarılıydı. Feza Fırat ile sahne yaşamında büyük çıkış kaydeden Dr. Ferhat Göçer’in yorumunu, sesindeki gücü ve repertuvarındaki şıklığı ise inkar etmek haksızlık olur. Bana göre Ferhat, Grup Metropol eşliğinde, yerini Q Jazz Club’da buldu. Özellikle kadınlar Ferhat’a bayılıyor. Mehmet Ali bu yaz Q Jazz Club’da büyük değişiklikler olduğunu ve olacağını söyledi. Rahat koltuklar, servis, müthiş manzara, buzdan yapılmış özel kaplar içinde sunulan shot votkalar, tekilalar, en iyi puro ve şaraplar... Yerli, yabancı konuklarınızı rahatlıkla ağırlayabileceğiniz bir yer Q Jazz Bar.
O gece sanat, iş, ekonomi ve sosyete dünyasından pek çok isim vardı. Asuman-Erkan Yolaç, başarılı bir piarcı olan sevgili arkadaşım Ayşe Azizoğlu, Ayşegül-Muharrem Toplusoy, Banu Birkan, Deniz Adanalı, Faruk Bayhan, ressam Gül Ergi ve sevgilisi Yücel Mergen, Erkan Özerman, Güler Yiğit, Halil Değer, Hale Dicleli,
İnci-Mehmet Gazioğlu, Mukaddes Akça, Neslihan-Mete Taki, Şelale-Ömer Zarakol’u gördüm. Efendim, çok heyecan yapıldı ya... Benim de gidip görmem ve gördükten sonra iki çift laf etmem gerekir ya...
Eksik kalmayayım diye gittim ‘Matrix’e. Maslak’daki Seba Sinemaları’nda izledim. Ama zor tahammül ettim. Birinci film gerçekten olaydı. İkincisi beni gerdi de gerdi. Hele yarım saati bulan reklamlar sırasında salondaki homurdanmaları duysanız şaşardınız. Ama tüm bunlara rağmen film rekora gidiyor. Aslında gitsin valla. Çünkü nerede okuduğumu hatırlamıyorum, filmin başrol oyuncusu Keanu Reeves bu ve üçüncü filmden alacağı geliri, yapıta emeği geçenlere dağıtacakmış. Helal olsun, o nedenle rekora gitsin. Sinema çıkışı Ali Sayar aradı, Şamdan’daymış. Ben de gerginliğimi atmak ve Ali ile sohbet etmek için uğradım. Şamdan’da atmosfer çok iyiydi. Başarılı şef Mustafa Balcı benim barda takılmayı sevmediğimi bildiği için hemen masa ayarladı. Öbür şef Erdinç de ilgilendi, sağolsun. Baktım bir köşede Mehmet Tuna ve güzel karısı Şehnaz, Şamdan’ın eli-ayağı olan sevgili Selma Şeşbeş sohbet ediyorlar. Begüm-Adnan Şen, Erdal Matraş ve eşi, Metin Şen ailece bir masada oturuyorlardı. Kaan Kopuz, Ebru Güzel, Mehveş-İskender Pisak, Ali Sülün, Hasan Şer, Murat Polat, Leyla Çebi değişik gruplarla eğleniyorlardı. Saat 03.30’da evlerimizin yolunu tuttuk.
Pazar akşamı Kenan Doğulu’nun doğum günüydü. Ağabeyi Ozan ve manken sevgilisi Tuğçe Kazaz, son günlerin modasına uyarak Kenan için Acarkent’teki muhteşem evinde parti verdiler. Kuşlar partinin havasını bana ulaştırdı. Kenan bütün gece sevgilisiyle sarmaş dolaşmış, büyük aşk yaşamış. Açık büfede zeytinyağlılar, bahçede kurulan barbeküde de her çeşit ızgara et varmış. Konuklar arasında en medyatik olanlar; Emre Kütük, Levent Ceylan, Mehmet Mutlu, Melissa Mızraklı, Kenan’ın kankisi Volkan Büyükhanlı, Neco’nun kendisi gibi şarkıcı kızları Zeynep ve Ayşe Özyılmazer, Kenan’ın annesi Serpil Hanım ve kızkardeşi Canan, Vepa’nın veliahtı Tuncer Öztarhan ve sunucu sevgilisi Ece Erken, Yıldo, ünlülerin erkek kuaförü Veysel Şenel, Kaan Berkan, Ali Sayar’mış. Müziği, Mithat Can yapmış, ortalık ayağa kalkmış. Başta Kenan olmak üzere tüm konuklar müziğin etkisiyle kopmuşlar. Efendim, sevgili Seda Sertbaş, yani Beşiktaş Kültür Merkezi’nin (BKM) medya ve halkla ilişkiler müdiresi bir dosya göndermiş. 14-28 Haziran 2003 tarihleri arasında Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Tiyatosu’nda bir konserler dizisi düzenlemiş BKM. Kimler mi var? Sezen Aksu, Mazhar-Fuat-Özkan, Anadolu Ateşi, Kıraç, Sertab Erener, Kardeş Türküler, Yaşar, Türkiye’nin gururu olan ünlü piyanist Mehveş Emeç, Yavuz Bingöl ve Candan Erçetin. Konser tarihleri ve biletler konusunda Biletix yardımcı oluyor. Telefon numarası (0216) 454 15 55. Evet, bugünlük de bu kadar. Yine en güzel günler sizin, artanlar benim olsun efendim.
Yazara e-mail: sdudek@simge.com.tr
MAGAZİN
Bodrum'da gece şahane yangından kime ne?
'Ajda Pekkan tuvalette pantolonunu indiriverdi'
Taşfırın erkeği bıyık bırakacak
İlhan, damatlığının siparişini verdi bile
Nicole Kidman şarkıcı oluyor
Çağla'ya sponsor bulundu
Açıkhava’ya yıldız yağacak