20.03.2023 - 05:09 | Son Güncellenme:
Dr. Av. Muhammed Hardalaç
Dr. Av. Muhammed Hardalaç- Anadolu toprakları çok eski dönemlerden günümüze ulaşan birçok tarihi eser barındırıyor. Her bir tarihi yapı farklı bir uygarlığa, farklı bir döneme ait olduğundan zengin bir kültürü günümüze kadar ulaştırmıştır. Bu nedenle her bir eserin farklı bir hikâyesi olduğunu da söyleyebiliriz. Ülkemiz 6 Şubat 2023’te yaşanan deprem ile sarsılmıştır. Birçok acıya neden olan bu deprem insanlığa verdiği kayıp ve acıların yanında tarihe ışık tutan çok eski dönemlere ait yapılara da çok zarar vermiştir. Bu yapılardan bazıları ayakta zor dururken bazılarının da artık olmadığını üzülerek belirtmekteyim. Kahramanmaraş merkezli depremler sonucunda; Adıyaman Ulu Cami, Adıyaman Karakuş Tümülüsü’ndeki Tokalaşma Sütunu, Hatay Sarı Selim Camii, Adıyaman Kâhta Kalesi, Habib-i Neccar Camii, Antakya Ulu Cami, Hatay Arkeoloji Müzesi, Gaziantep Kalesi, Gaziantep Bayazhan, Gaziantep Kurtuluş Camii, Şanlıurfa Ulu Cami, Şanlıurfa Dergâh Camii, Kahramanmaraş Ulu Cami, Hatay Meclis Binası, İskenderun Latin Katolik Kilisesi, Hatay Uzun Çarşı, Darb-ı Sak Kalesi, Arslantepe Höyüğü, Diyarbakır Surları, Malatya Sütlü Minare Camii, Sarımiye Camii, St. George Kilisesi, Antakya Protestan Kilisesi gibi farklı yüzyıllara ait birçok yapının ya zarar gördüğünü ya da artık olmadığını ifade edebiliriz. Her ne kadar eski mimarisine uygun olarak yeniden restore edileceği belirtilse de binlerce yıllık mirasların son hali herkesi oldukça üzmüştür. Depremin kültürel mirasın yanı sıra 10 ilimizdeki binalara, devamında şehirlere de aynı şekilde oldukça zarar verdiğini ya da tamamen yok ettiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Öyle ki; depremin sürekli meydana geldiği ülkemizde depremin zararlarını ortadan kaldırmak için her depremden bir ders çıkarılarak yeni yönetmelikler hazırlanmıştır. Bu düzenlemeler kronolojik olarak şöyledir:
-Zelzele Mıntıkalarında Yapılacak İnşaata Ait İtalyan Yapı Talimatnamesi (1940)
-Zelzele Mıntıkaları Muvakkat Yapı Talimatnamesi (1944)
-Türkiye Yersarsıntısı Bölgeleri Yapı Yönetmeliği (1949)
-Yersarsıntısı Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik (1953)
-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik (1962)
-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik (1968)
-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik (1975)
-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik (1998)
-Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik (2007)
-Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (2018)
-Özellik Arz Eden Binaların Tasarım Gözetimi ve Kontrolü Hizmetlerine Dair Yönetmelik (2022)
Düzenlemeler yetmedi
Aslında düzenlemelerin eski bir tarihte başladığını ve bu kapsamda birçok düzenleme var olduğunu görmekle birlikte bu düzenlemeler yaşananlara engel olamadığından tüm kuralların uygunluğunun yeniden değerlendirilmesi ve depremin yıkıcı etkisinin düzenlenen yönetmelikler ile ortadan kaldırılması gerekmektedir. Böylelikle geçmiş miraslarımızı, bugünümüzü ve yarınımızı zarar görmekten ve yok olmaktan kurtarabiliriz
Yaşanan depremler Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Malatya, Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman, Kilis illerini sarsmış ise de acısını ülkece hissetmekteyiz...