Arkeoloji300 sayfalık bir kitabın son sekiz sayfasına bakmak

300 sayfalık bir kitabın son sekiz sayfasına bakmak

18.10.2024 - 03:11 | Son Güncellenme:

Çanakkale’de bulunan İnkaya Mağarası, günümüzden 86 bin yıl öncesinden başlayarak 46 bin yıl boyunca Neandertallere ev sahipliği yapmış. Henüz çok başında olunan kazı çalışmalarında bugüne kadar 25 binden fazla taş aletin bulunması, burayı Paleolitik mağara kazılarında ayrıcalıklı bir konuma yükseltiyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Özer, tarihi 300 sayfalık bir kitap olarak düşündüğümüzde mağarada, bu kitabın son sekiz sayfasına baktığımızı belirtiyor.

300 sayfalık bir kitabın son sekiz sayfasına bakmak

Görkem Evci - Binlerce yıllık antik kentlerdeki görkemli mimari eserler, muhteşem heykeller, meraklılarını heyecanlandırır. Daha gerilere gidildiğinde, Neolitik Dönem'den kalan basit yapıları, bugün bir çocuğun yapacağı türden heykelleri görmek de bu buluntuların geçmişle kurduğu bağ, sahip olduğu ve bugüne taşıdığı hikâyeler sebebiyle ilginçtir. Ancak Paleolitik (Yontma Taş) Dönem'de kullanılmış bir mağaraya gittiğinizde, gördükleriniz yalnızca çeşitli ufak taşlardır. Normalde doğada karşılaştığınızda hiç dikkatinizi çekmeyecek türden bu yontulmuş taşlar, bilimsel bir kazıyla hikâyelerine ve gerçek anlamına kavuşur. İşte o zaman, o basit taşlar, birden sizi 86 bin yıl öncesine bağlayan kıymetli bir mirasa dönüşebilir; tıpkı Çanakkale'deki İnkaya Mağarası'nda olduğu gibi...

Haberin Devamı

300 sayfalık bir kitabın son sekiz sayfasına bakmak

İnkaya Mağarası kazılarını, Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Özer anlattı.

Paleolitik Dönem nedir?

Günümüzden yaklaşık 2.6 milyon yıl önce başlayıp son Buzul Çağı’nın bitimine kadar olan dönemi içerir. İlk insan atalarının ortaya çıkışı ve ilk aletlerin üretimi nedeniyle insanlık tarihinde bir dönüm noktasıdır. Üç ana devre ayrılır.

*Alt Paleolitik: 2.6 milyon yıl önce başlar ve yaklaşık 1 milyon yıl önceye kadar devam eder. Kesme, kazıma gibi eylemler için ilk basit aletler yapılmaya başlanır. Hayvan kemikleri üstündeki izlerden kaba kesici aletlerin kullanıl-maya başlandığı anlaşılır.

*Orta Paleolitik: Yaklaşık 200 bin yıl öncesinden 45 bin yıl öncesine kadar süren evre. Biyolojik olarak modern insan olan Homosapiensler bu dönemde ortaya çıkar. Bundan önce Neandertaller vardı. Orta Paleolitik’te el aletleri daha gelişmiştir, el baltaları, çift yüzeyli, düzenli yontulmuş aletler belirgindir.

*Üst Paleolitik: M.Ö. 45 binden 30 bine kadar sürer. Bu dönemde alet yapımı üst düzeye ulaşmıştır.

(Kaynak: Türkiye’nin Arkeolojik Varlıklarının Korunması (SARAT) Projesi’nin Gazeteciler için Arkeolojik Terimler ve Faydalı Bilgiler kitapçığı.)

Haberin Devamı

Neandertal nedir?

Yaklaşık 35 bin yıl önce yok olmuş fosil insan türü. Avcı-toplayıcıdırlar. Uzun ve basık olan kafataslarının çatısı yas-sıdır. Belirgin ve orta bölümleri gelişkin kaş kemerleri vardır. İri dişler, sağlam alt çene kemiği, iri ve küt parmaklara sahiptirler. Boy uzunlukları ortalama olarak erkeklerde 1.70, kadınlarda 1.60 metredir. Ortalama yaşam süreleri 30 yıldır. Nesillerinin tükenmesiyle ilgili olarak modern insanın gen yapısında yok olmaları ya da iklim faktörü tezleri öne çıkıyor.

300 sayfalık bir kitabın son sekiz sayfasına bakmak

Neanderthal Museum, Almanya

İnkaya, Çanakkale'nin Çan ilçesine 15 km mesafede, Bahadırlı köyünde yer alıyor. Mağara, 2016 yılında, şu anda kazı başkanı olan Prof. Dr. İsmail Özer'in başkanlığındaki yüzey araştırması sırasında bulunuyor. Elbette burada bir mağara olduğu, zaten köylülerce biliniyor. Ancak bu mağaranın "anlamı", yüzey araştırmasında ortaya çıkıyor. Aslında bundan önce, 2011 yılında bölgede yapılan bir kaçak kazıda mozaik bulunması üzerine mağarayı da içine alan parsel, sit alanı ilan edilmiş. Roma Dönemi'ne ait, yaklaşık 2000 yıllık bu mozaik ile mağara kazısının doğrudan bir bağlantısı yok. Ancak buradan bölgenin tarihin farklı dönemlerinde kullanıldığını da anlayabiliyoruz.

İnkaya'da kazı çalışmaları 2017 yılında başlıyor. Türkiye’de arkeolojik kazıların sponsorluklarla desteklendiğinde hızlı yol aldığına dikkat çeken Özer, “Bu yıl itibarıyla İnkaya Mağarası kazı çalışmalarına sponsor olan Truva Bakır’a kendim ve ekibim adına teşekkür ediyorum. Tarihin ortaya çıkarılmasında büyük öneme sahip bu kazılara sunulacak her katkı, gelecek kuşaklara aktarılacak en güzel mirastır” diyor.

300 sayfalık bir kitabın son sekiz sayfasına bakmak

Ham madde deposu

Burası, Batı Anadolu'da Paleolitik Dönem'e tarihlendirilen ilk mağara. Kazı Başkanı Özer, İnkaya'da neye baktığımızı, şu güzel benzetmeyle anlatıyor: "İnsanlığın ortaya çıkışını 300 sayfalık bir kitap olarak düşünün. Bu 300 sayfanın son sekiz sayfasında biz başlıyoruz. Son bir sayfasında da Göbeklitepe başlıyor."

Haberin Devamı

İsmail Hoca, İnkaya'da çakmak taşı kayalıklarının yaklaşık 130 metrelik bir hat üzerinde devam ettiği bilgisini veriyor. O dönem önemli bir ham madde olan çakmak taşı, İnkaya'yı Neandertaller için bir cazibe merkezi haline getirmiş. Böylece Neandertaller, İnkaya'da 86 bin 360 yıl öncesinden başlayarak 46 bin yıl boyunca yaşamışlar.

Buluntuların 400x250 metre genişliğinde bir alana yayıldığını, kazıda açmaların 1x1 metre şeklinde yapıldığını belirten Özer, "Bin tane böyle açma yaparsak kazının sonunu göreceğiz. Daha genişleyeceğini de düşünüyoruz aslında. Şu ana kadar 41 metrekareyi kazmışız. Onun da muhtemelen 20 metrekaresinin daha dibini görmedik" diyor. Yani daha gidecek çok yol, kazacak çok yer var...

25 binden fazla alet

Şimdiye kadar kazılan alanda 25 binden fazla yontma taş alet ve parçasına ulaşılmış. Bulunan her bir taş parçası tek tek kaydediliyor. Özer, burasının muhtemelen Türkiye'nin en büyük "atölye" alanı olduğunu belirterek buluntu yoğunluğunu "Biz burada kazı yapmıyoruz, toplama yapıyoruz" diyerek özetliyor.

Haberin Devamı

Bulunan taşlar; kesmek, kırmak, kazımak için kullanılan ve yontularak işlevine göre şekil verilen dilgi, ön kazıyıcı, vurgaç gibi aletler... Özer, kayaçtan koparılan ve "çekirdek" denilen bir taş parçasının, vurgaç yani çekiçle parçalar koparılarak ya da daha ince işlemeler yapılarak istenilen şekle getirildiğini belirtiyor. "Bunlarla ne yapılıyor" sorusunun en somut yanıtını da şöyle veriyor: "Mamutu kesiyor." İlerleyen yıllarda aletlerin aşınma izlerinden yapılacak analizlerle hangi aletin hangi amaçla kullanıldığının daha kesin olarak belirleneceğini de söylüyor.

Peki bulunan bu yontma taşların, "herhangi bir taş" olmadığı nasıl anlaşılıyor? İsmail Hoca onu da şöyle anlatıyor: "Taşa baktığımızda nereden vurulup kırıldığını anlıyoruz. Kırıldıktan sonra, kafamızı bir yere vurduğumuzda şişlik oluşması gibi, taşta da şişlik oluşur. Dokunduğunuz zaman anlaşılır. Vurma basıncının etkisi ile şişiyor. Doğada bunun kendi başına kırılmadığının kanıtı bu. Tabii onun üzerine kenarlardaki işlemeleri, üzerindeki çıkarımları da görebiliyorsunuz."

Haberin Devamı

İnsan davranışlarının tanımlanmasında da kullanıldığını belirttiği saplı aletler konusunda da şu bilgileri veriyor Özer: "Yaklaşık 70 bin yıl kadar önce görülmeye başlıyor. Evimizdeki saplı aletler nedir? Mala, bıçak, keser, satır... Yani kendi doğal ucunun arkasında bir sap vardır. Bıçağın sadece demir kısmı olsa, kemiği kesemezsiniz, gücünüz yetmez. Ama arkasına tahta sap taktığınızda kesebilirsiniz. İnsan beyni bir aşamada bunu keşfediyor. 3 milyon yıldır yanında duran, ürettiği taşı, bir gün doğadaki herhangi bir materyalle birleştirmeyi düşünüyor. Ağaç olabiliyor, kemik olabiliyor, boynuz olabiliyor ya da deriyi kullanıyor. Sadece mızrak ya da ok olarak düşünmeyelim. Toprağı kazmada, bitki yumrularını bulmada kullanıyor, bir derinin iç yüzeyini kazıyor, giysi, çadır üretiyor." Özer, buluntuların Türkiye'deki diğer mağara kazılarıyla değil Balkan Paleolitiği ile ilişkili olduğunu vurguluyor. İnkaya kazılarıyla hem Batı Anadolu’daki fosil insan varlığının ortaya konulması hem de Anadolu ile Balkanlar arasındaki Paleolitik Çağ insanlarının karşılıklı göçlerinin aydınlatması amaçlanıyor.

Özer, hem alanın büyüklüğüne hem buluntu yoğunluğuna işaret ederek İnkaya'da aynı anda yüzlerce kişinin yaşadığını belirtiyor. Mağarada bugüne kadar organik bir kalıntıya ise rastlanmamış: "25 bin taş alet bulduğumuz zaman 50-100 bin hayvan kemiği bulmamız lazımdı normalde. Bu kadar insanın olduğu yerde kendi kalıntısının olmaması da mümkün değil ama herhalde toprağın yapısı sebebiyle bulunamadı."

300 sayfalık bir kitabın son sekiz sayfasına bakmak

'Taş devri' deneyim alanı

Prof. Dr. İsmail Özer, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Geleceğe Miras projesi kapsamında alanın turizme açılmasına yönelik bir proje hazırlandığını belirtiyor. Projenin bir parçası, alanda her yaştan çocuklar için bir eğitim sahası... Dünyada bunun çok güzel örnekleri olduğunu kaydeden Özer, şunları söylüyor: "Taş baskı yapabilecekler, taşları kırıp alet üretebilecekler, kazı yapabilecekler, üç boyutlu sanal gözlüklerle burada Neandertallerin yaşamını görebilecekler, o dönem kullanılan basit okları kullanabilecekler. Projenin bir ayağında kazı evinde bir kütüphane kurmayı planlıyoruz."