İsrail gazetesi Haaretz’e göre ABD, Güney Kıbrıs’taki İngiliz Ağrotur Üssü üzerinden İsrail’e silah, teçhizat ve asker sevk ediyor. Ağrotur Üssü, Tel Aviv’e 180 mil, uçuş mesafesiyle 40 dakika uzaklıkta. Rum basını bir süredir ABD’nin İsrail’e gerçekleştirdiği sevkiyatla Kıbrıs adasını askeri açıdan Gazze Savaşına karıştırdığını iddia ediyor!
Sadece askeri açıdan değil sözde insani açıdan da Güney Kıbrıs’ı Gazze meselesine dahil etmek için yoğun bir mesai harcıyor ABD… Larnaka’dan Gazze’ye ulaşacak insani yardım koridoru projesi bu planın bir parçası.
Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in yardım koridoruyla ilgili yaptığı “Önemli olan yardımın ne zaman ulaşacağı değil Kıbrıs’ın rolüdür” açıklaması dikkat çekici.. Gazze can derdindeyken Rumların selden kütük kapma niyetinde olduğu ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Hristodulidis’e göre bu koridor sayesinde Güney Kıbrıs’ın bölgede bir istikrar ve güvenlik kapısı olduğu tescillenmiş olacak!
Siyonist Yahudilerin adına “Arz-ı Mevud” dedikleri “Vadedilmiş Topraklar”ın içinde Kıbrıs adasının da olduğunu hatırlatalım ve sorularla devam edelim…
Neden Refah Sınır Kapısı dururken gündeme insani yardım koridoru için Larnaka -Gazze hattı önerisi getiriliyor? Koridorun Rum tarafına açılmak istenmesi ve Rumların işin içine sokulması gayretinin arka planında ne var? Yoksa insani yardım görüntüsü altında üçüncü ülkelerden getirilen Yahudiler Gazze’ye mi taşınacak? Ya da Kıbrıs’ta Yahudi nüfusunun artırılması mı planlanıyor?
Yardımın kısa vadede teknelerle, orta vadede yüzer platformla, uzun vadede ise kurulacak limanla Gazze’ye ulaştırılacağı söyleniyor. Sizce bu limanın kontrolü kimde olacak? Tabii ki ABD’de. Limanı ABD ve Güney Kıbrıs üzerinden Avrupa Birliği işletecek ve kontrol edecek.
Böylece bir taşla iki hatta üç-dört kuş birden vuracaklar. Koridor, Gazze kıyılarını İsrail’in sorunsuz bir şekilde kontrol altına almasının önünü açacak. İnsani yardım bahanesiyle Hamas tamamen devre dışı bırakılacak.
ABD, bu liman üzerinden aslında Doğu Akdeniz’de bir askeri üsse kavuşmuş olacak. Böylece bölgenin enerji kaynakları üzerinde de söz sahibi durumuna gelecek. İsrail’in Güney Kıbrıs’ta deniz ve hava üssü kurmak istediğini de unutmamak lazım.
Peki bütün bunlar bize ne anlatıyor?
Savaşın belki kısa vadede değil ama orta vadede Kıbrıs adasına sıçratılmak istendiği çok açık. Sözde insani koridor planının detayları her şeyi anlatıyor.
Gazze’deki direniş bu açıdan da çok kıymetli.
Eğer İsrail ve arkasındaki ABD, Gazze’de istediğini alırsa bundan sonraki hedef Kıbrıs’ın Türk tarafının işgalidir.
Bu konuya devam edeceğiz…
CHP yeni anap mı?
CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel’in işi zor.
CHP tarihinin en tartışmalı kurultayında koltuğa oturdu ama Kılıçdaroğlu beklenmedik şekilde ilk günden sert muhalefete başladı.
Kemal Bey’in Oğuz Kaan Salıcı’nın listesinden Parti Meclisine giren isimlere söylediği iddia edilen “ CHP’yi İmamoğlu’na kaptırmayın, partiyi ANAP’laştırmak istiyor, direnin” açıklaması kritik.
Kılıçdaroğlu koltuğu altından çekip alanın Özel değil İmamoğlu olduğunu düşünüyor. Ve rövanş için belli ki yığınak yapıyor. Kavgada yumruk sayılmaz demişler… Mücadelenin sert geçeceğinin bütün işaretleri şimdiden kendini gösteriyor. CHP bu yerel seçimde aynı zamanda parti içi hesaplaşmasını da gerçekleştirecek.
Kılıçdaroğlu’nun gönderiliş şekli ve “Asıl patron merkez sağdan gelen İmamoğlu” algısı sol ve Alevi seçmende büyük bir kırgınlık, hatta öfke dalgasına sebep olmuş gibi…
Özgür Özel bunun farkında… Hem Alevi seçmene hem de HDP’lilere sıcak gelecek söylemlerle yerel seçimdeki olası oy kaybını engellemeye çalışıyor.
Hem İmamoğlu’nun hem de Kemal Bey’in gönlünü hoş tutması gerektiğini, aksi taktirde lastiğin patlayacağını biliyor.
Yoksa ne işi var operada?