07.11.2024 - 10:30 | Son Güncellenme:
Mesut BUDRAÇ-Gıyasettin TETİK-Selim KAYA-Seyfettin EKEN/DİYARBAKIR (DHA)
DİYARBAKIR - Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin haklarında 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan tutuklu sanıklar annesi Yüksel, ağabeyi Enes ve amcası Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar'ın yargılandığı davada ilk duruşma başladı.
İşte anbean yaşananlar
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Narin Güran davasında duruşmaya 1 saat ara verildi. Duruşma ara sonrasın Yüksel Güran'ın savunması ile devam edecek.
Ağabey Enes Güran savunma yaptı. Hakim, Enes Güran’a “Nevzat’ın da dediği gibi annen ile Selim’in arasında bir şey var mı?” diye sordu. Enes, “Böyle bir soru bana sorulur mu Hakim Bey?” Mahkeme Başkanı, “Haklısın, özür dilerim…” dedi.
Hakim, “Senin hoş olmayan bir görüntü içerisinde olduğun iddia ediliyor” sorusuna ise “Hayır” yanıtını şu sözlerle verdi. “Kesinlikle öyle bir şey yok.”
Enes’e ikinci soru ise Salim’in kızlarıyla aranda sorun yaşayıp yaşamadığı ve onlarla ilişkisi olup olmadığı oldu. Enes ise iki soruya da tekrardan “hayır” diyerek karşılık verdi.
‘HİÇBİR ŞEYİ HATIRLAMIYORUM"
Duruşmada eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, ifadesi süren Enes Güran’a ilk ifadesinin ne zaman alındığını, gözündeki morluğu sordu. Enes Güran, “İlk ifadem Tavşantepe’de alındı. İlk ifademde de belirttiğim gibi hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Gözümdeki morluk, mısır tarlasında oldu. 1’inci günün gecesi ‘Narin hastanede’ diye telefon geldi. Babam ve ağabeyimin ağlaması ve amcamın oğlunun kavgası sonucu yüzüme vurdum” dedi.
‘KENDİMİ DARBETTİM’
Nahit Eren, “24 Ağustos’ta jandarma seninle ilgili bir tanımlama yapıyor ve senin tedirgin olduğunu söylüyor. 25 Ağustos’ta bunun üzerine senden yeniden ifade alıyor, kolundaki ısırığı soruyor. Sen de ‘Mısır tarlasında olmuş olabilir, hatırlamıyorum’ demişsin” dedi. Enes Güran da “Ben kendimi darbettiğimi daha sonra onlara söyledim, söylüyorum da” yanıtını verdi.
Mahkeme Başkanı, “Salim Güran’ın herhangi bir kızıyla ilişkiye girdiğin için Salim Güran seni dövmüş olabilir mi?” sorusu üzerine Enes Güran, “Hayır. Biz savcıların karşısına çıktığımızda kendimizde değildik. Cezaevine girmeden önce savcılara verdiğim beyanları kabul etmiyorum” dedi.
‘TELEFONU NEDEN YANINA ALMADIN?’
Eren’in “İnsanın kardeşi kaybolsa, ihtiyaç duyacağı şey telefondur. Sen o sırada telefonunu yanına almamanı izah eder misin?” sorusu üzerine Enes Güran, “Maşallah Güran, ‘Narin evimize gelmemiş’ dedikten sonra, ben kısık sesle ‘Narin’ diye arıyordum. O sırada telefonumu almak aklıma gelmedi” ifadelerini kullandı.
Daha sonra Eren, “Sürekli dosyayı soruyorsun. Cezaevinden evi arayınca ‘Narin’i öptüm, diş fırçası vs.’ merak ediyorsun. Bu tür konulara her girdiğinde raporu merak ediyorsun. Kaygılandığın bir şey mi var raporda?” diye sordu.
Enes Güran ise “Kesinlikle yok. Panik ve korkuyla Narin’in diş fırçamı kullandığı zamanı merak ettim. Kardeşimin raporu çıkacak, suçsuz olduğumuz ortaya çıkacak” yanıtını verdi. Enes Güran, sorulan çoğu soruya da "Bilmiyorum" cevabını verdi.
CNN TÜRK Muhabiri Serdar Er, Narin'in ağabeyi Enes Güran'ın, dört jandarma eşliğinde ihtiyaç arası için salondan dışarı çıkarıldığını belirtti. Serdar Er ayrıca, Enes Güran'ın dışarı çıkarken Nevzat Bahtiyar'a dönerek bir şeyler söylediğini ancak anlaşılmadığını anlattı.
Diyarbakır'da Narin Güran cinayeti davasının görüldüğü salonun dolması nedeniyle bazı avukatlar içeri giremedi. Salonun dolması nedeniyle içeri giremeyen avukatlar, "Avukatları içeri alın" sloganları attı.
Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin, tutuklu sanıklar annesi Yüksel, ağabeyi Enes ve amcası Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar’ın yargılandığı davanın ilk duruşmasında söz alan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, davaya katılma talebinin kabulüne karar verilmesini talep etti. Diyarbakır Barosu Başkanı Abdülkadir Güleç ise hazırlık soruşturmasında eksiklikler olduğunu belirterek, “Olayın başından itibaren Narin'in kaybolma ihtimali üzerinde duruldu. Sanıklara bu yolla imkan sağlandı. Dereye saklandığı için bütün deliller karanlıkta. Bu anlamda, daraltılmış baz çalışması önemli” dedi.
Mahkemede ifade veren Nevzat Bahtiyar sıva işiyle uğraştığını, ayda 60 bin TL kazandığını, son verdiği beyanının doğru olduğunu söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, son beyanını okudu. Olay gününü anlatan Bahtiyar, “Yaya olarak Arif Güran’ın evine doğru gittim. Orada Salim Güran ile buluştum. Başka kimse yoktu. Salim Güran yukarıdaydı, ben ağaçları suluyordum” dedi.
Mahkeme başkanının ‘Neden çelişkili konuştun?’ sorusu üzerine de Bahtiyar, “O zaman korkmuştum. O yüzden öyle ifade vermiştim. Salim Güran beni çağırdığında evden herhangi bir bağrışma sesi duymadım. Eve girdim. Bir odaya gittik. Narin yatıyordu. Salim, ‘Narin’in annesiyle ilişkimizi gördüğü için öldürdüm dedi’ diye konuştu.
‘NARİN’İ ARABAYA KOYDUĞUMDA YÜKSEL GÜRAN AĞLIYORDU’
Mahkeme başkanı, güvenlik kamerası saati ve baz kayıtlarını belirterek, "Peki hangi ara ilişkiye girdiler" diye sordu. Bahtiyar, "Salim bana ‘Narin’i götür bir yere at’ dedi. ‘Parça parça halinde suya at kimse görmesin’ dedi. Beni tehdit ettikten sonra yapmak zorunda kaldım. ‘Oğlun Muhammed’in kafasına sıkarım, sonra senin kafana sıkarım’ dedi. Battaniyeyi Salim getirdi. Evden dışarı çıktı, battaniyeyi getirdi. Narin yerde yatıyordu. Battaniyeye sardıktan sonra benim evin ahırına getirdim. O sırada kimseyi görmedim. Sonra kırmızı arabama götürdüm. Narin’i arabaya koyduğumda yukarıya baktım, Yüksel ağlıyordu. Narin'i battaniyeye sardıktan sonra ben aşağı indim. Salim arabasıyla aşağı doğru geldi. Ben ilk olarak ahıra gittim. Orada torbaya koydum. Narin’in üzerinde siyah tişört vardı. Çantasını hatırlamıyorum. Battaniyeyi, Salim Güran geldi, benden aldı. Eşim ve annem evdeydi, dışarıda değildi. Çuvalı arabanın arka tarafında, paspas kısmına koydum. Ben köyden çıktıktan sonra Salim de arkamdan geldi. Ben cesedi arabama torbayla koyduktan sonra battaniyeyi benden aldı. Cesedi arabamın arka paspas kısmına koydum. Salim bana ‘Cesedi göle götür, parça parça haline getir’ dedi. Ben de oraya götürdüm, cesedi parçalamadım. Oraya bıraktım. Cesedi oraya bıraktığımı kimseye söylemedim. Battaniyede ıslaklık olduğunu hatırlamıyorum” dedi.
AĞLAYARAK BEDDUA EDEN BABA ARİF GÜRAN, DIŞARIYA ÇIKARILDI
Bahtiyar’ın mahkemedeki ifade işlemleri devam ederken gözyaşlarını tutamayan Narin Güran’ın babası Arif Güran, beddua etmeye başladı. Bunun üzerine mahkeme başkanı, Güran’ın sakinleşmesi için salondan çıkmasını istedi. Arif Güran, dışarıya çıkarıldı.
İfadesine devam eden Bahtiyar, “Salim ile bu olaydan sonra görüşmedim. Narin’i arabaya koyduğum zaman başımı kaldırdım. Yüksel tepeye gelmişti, beni izliyordu” dedi.
Mahkeme Başkanı, Nevzat Bahtiyar’a “Narin’i nasıl öldürmüş olabilir?” diye sordu. Bunun üzerine Bahtiyar, “Boğarak. Narin'in boğularak öldürüldüğünü düşünüyorum. Vücudunda herhangi bir kan görmedim. Cesedi vicdanım el vermediği için parçalamadım. Cesedin üstüne sadece, su alıp götürmesin diye 1 taş bırakmıştım. Kendi inisiyatifimle o taşı bıraktım. Yüksel veya Enes ile de bu olaydan sonra konuşmadım. Dereye götürdüğümü Salim ile Yüksel biliyordu” dedi.
‘GÜRAN AİLESİYLE BİR HUSUMETİM YOK’
Bu sırada Arif Güran, tekrar mahkeme salonuna geldi. Mahkeme Başkanı, Bahtiyar’a “Cesedi bıraktıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyorsun. İlk defa hayatında bir ceset gördün, daha sonra hiçbir şey olmamış gibi evine peynir almaya mı gittin, öyle mi?” diye sordu.
Bahtiyar, “Evet” dedi.
Mahkeme Başkanı, “Neden itirafta bulundun” diye sordu, Bahtiyar bu soruya cevap veremedi. İfadesine devam eden Nevzat Bahtiyar, “Güran ailesiyle bir husumetim yok” dedi.
Savcı baz bilgilerini sorarak, “Salim Güran’ın seni silahla korkuttuğunu söyledin. Baz bilgilerine göre 4’ünüz de aynı yerdesiniz. Silahla nasıl tehdit etti? Salim seni silahla o 8 dakikada mi tehdit etti?” sorusu üzerine Bahtiyar, “Yanındaki silahla yaptı. Salim silahını yanında taşıyor. Silahı çıkardı. ‘Bunu yok etmezsen senin oğlunun kafasına sıkarım, sonra da senin kafana sıkarım dedi" diyen Bahtiyar, mahkeme başkanının “Salim Güran’ın olay günü elbisesi ne renkti?” sorusuna da “Hatırlamıyorum” diye cevap verdi.
Savcının, “Salim Güran’ın 17.46'da senden gelen 41 saniyelik görüşmeniz var, ne konuştunuz?” sorusuna da “Ben Salim’i aramadım” diyerek konuşmayı inkar etti. “Dereye Narin’i kucağında götürdüğünü söyledin. 25 kilo bir kız. Tek başına mıydın? İpi nerede buldun?” sorusu üzerine de “Çantanın ipini kullandım, tek başımaydım” yanıtını verdi.
SORULARIN ÇOĞUNA ‘HATIRLAMIYORUM’ YANITINI VERDİ
Önceki dönem baro başkanı Nahit Eren, Bahtiyar’a “Salim Güran’ı ne zamandan beri tanıyorsun” diye sordu.
Bahtiyar, “Çocukluktan beri birlikteyiz. 30 yıl var. Vaktimiz oldukça ben onu o beni arar kahveye giderdik. Köyde görüşürdük” dedi.
Bahtiyar, Eren’in sorduğu soruların çoğuna ‘Hatırlamıyorum’ yanıtını verdi. Eren’in, ‘Olay günü 15.08 geçe Salim Güran’ın aradığını söyledin, o cümleleri hatırlıyor musun?’ sorusuna, “Hayır, hatırlamıyorum. Ona ‘Suyumuz yok’ demiştim” dedi. Belediyede su arızasının olmadığına dair tutanağın olduğunu söylemesi üzerine de “Bilgim yok” dedi.
Eren’in “Sen gittiğin zaman debisi nasıldı derenin?” sorusuna, “Orası su altında değildi. Ayaklarım su içine girdi” dedi.
“38 dakika orada kalmışsın. O sürede ne yaptın? Elbiselerini, pantolonunu, ayakkabını çıkardın mı” sorusuna da “Hayır, hiç suya girmedim. Cesedi bırakırken suyun içindeydim suyun yüksekliği 40-50 santimetre yüksekti. Çalıları koymadım. 1 taş koydum. Su o kadar yüksek değildi. Ayakkabı ve pantolonla suya girdim sonra girmedim” ifadelerini kullandı.
'SENİ ALLAH’A HAVALE EDİYORUM'
Bu sırada ağlamaya devam eden Arif Güran, Nevzat Bahtiyar’a ‘Allah belanı versin, seni Allah’a havale ediyorum” dedi.
Daha sonra Eren’in “Otopsi işlemine başlamadan önce torbanın içinde kanca çıktı. Senin böyle bir kancan var mı?’ diye sordu. Bahtiyar, “Hayır hatırlamıyorum. İçinde bir şey varsa bilemem” yanıtını verdi.
Baro avukatlarından Aydın Özdemir, “Narin’i siz mi boğdunuz” diye sordu.
Bahtiyar, “Salim boğdu, kendisi bana Narin'i boğduğunu söyledi” dedi.
“Kardeşini kim tehdit etti?” sorusuna, “Bilmiyorum. Salim'in amcası Ali Rıza Güran, Hacı Hasan'a söylemiş, ‘Nevzat’a bir miktar para ve arazi verelim, onun evini köye getirelim’ demiş. Kimse benimle kekeme diye dalga geçmedi” ifadelerini kullandı.
Baba Arif Güran, bu sırada tekrar Bahtiyar’a, “Seni Allah’a havale ediyorum, kızımın saçının teline kurban ol sen” dedi.
CNN TÜRK muhabiri Serdar Er, Narin Güran davasıyla ilgili ilk bilgileri aktadı. Er, "İlk duruşmaya Nevzat Bahtiyar geldi. Bahtiyar Bitkin görünüyordu. Amca Salim Güran ise duruşmaya girdiğinde tıraş olmuş bir şekilde üzerinde siyah takım dikkat çekti. Biraz da zayıfladığı gözlerden kaçmadı. Anne ve abi Güran yakın sıralara oturdular. Amca çaprazlarında otururken karşılarında da Nevzat Bahtiyar vardı. İsimler farklı noktalara oturuldu. Baba Arif Güran mahkeme salonunda değildi. Salona çağrılması konuşuldu ve Arif Güran da salona dahil oldu. Arif Güran salona girdikten kısa süre sonra ağlamaya başladı. Abi Baran Güran'ın müşteki olması yönünde talep geldi ama tanık olduğu için müşteki sıfatıyla değerlendirilmeyecek." ifadelerini kullandı.
Soruşturmaya ilişkin bilgileri aktaran CNN Türk İstanbul Haber Müdürü Nihat Uludağ'ın açıklamaları şöyle:
“Küçük Narin için hesap vakti. Bugün yargı önünde failler hesap verecekler. Mahkeme salonuna ilk Nevzat Bahtiyar giriyor. Koyu renk kazak giymiş, 6 çocuğum var demiş, sıvacıyım demiş. Şu anda ifade alınmaya devam ediliyor. Arkadaşlarımızdan aldığımız bilgiye göre ikinci içeri giren isim Salim Güran. Gündelik bir kazak ile amca Salim Güran içeri girmiş, arkasından gündelik bir kazan ile Enes Güran duruşma salonuna girmiş.
Arif Güran’ın ağlama krizi olmuş. Duruşmada son notlar bunlar. Duruşma duraksamış, yine Nevzat Bahtiyar’a hakim baskı altında mısın demiş. O da demiş ki hayır baskı altında değilim, cezaevindeyken kimse benimle temas kurmadı.
İFADESİNİ TEK DEĞİŞTİRMEYEN İSİM NEVZAT BAHTİYAR MI?
Bu alanda ilk itirafta bulunan kişi, üç ayrı ifade verdi üçünde çelişti ama ana öznede çelişki olmadı. Mesela Narin Güran’ın cenazesini amcadan aldığı teyitli. Eldeki en önemli fiziki delillerle sabit olan kişi Nevzat Bahtiyar. Diyor ki, ‘Ben öldürmedim cesedi. Narin Güran’ın cesedini gömdüm diyor.’ Bana bu cesedi veren kişi Salim Güran’ diyor.
Narin Güran henüz kaybolmuşken, 6 kişi cep telefonundaki Whatsapp arama kayıtlarını siliyor. Kimin üzerine alındığı belli olmayan hatlarla arama çalışmasında olan jandarmayı asılsız ihbarla meşgul ediyor. Ceset bulunmasın diye faaliyet yürütüyor. Köyün elektrik tellerini plastik çubuklarla birbirine değdirerek köyü elektriksiz bırakmaya çalışıyor.
Bütün aile otomatikman Narin Güran’ın kaybolduğu saati manipüle ediyorlar. Jandarma Melike Güran’a soruyor: ‘Narin Güran çok daha erken saatte kaybolduğu halde sen neden ifadende 17.40’ta gördüğünü söyledin’ diyor.
‘AMCANIN BU İŞİN ORTASINDA OLDUĞU AŞİKAR’
O da diyor ki, “Ben kardeşimle bu konuyu konuşuyordum amcam beni duydu, bu saati söylemeyeceksiniz, 17.40’tan sonra gördük diyeceksiniz” diye söylüyor ve amcanın Salim Güran’ın bu işin ortasında olduğu aşikar.
Nevzat Bahtiyar ifadesinde ne demişti: Eğer tutmaz deresine ben Narin Güran’ın cesedini suyun altına koydum, üzerine 50-60 cm büyüklükteki bir taş koydum demişti. Daha sonra oradan ayrıldım demişti. Fakat olay yeri tutanaklarında nasıl bir görüntü vardı? Narin Güran’ın cenazesinin üzerinde 3 ayrı taş vardı, artı çalı çırpı konularak doğal bir bitki örtüsü süsü verilmişti.
Güvenlik kamerası kayıtlarında Salim Güran’ın akşam saatlerinde yeniden olay yerine gittiği ve cesedin bulunmaması için birtakım işlem yaptığını biz HTS kayıtlarından, kamera kayıtlarından anlıyoruz. Jandarma kriminal laboratuvarı bir çalışma yapıyor. Kriminal çalışmada amca Salim Güran’ın aracının ön koltuğunda Narin Güran’a ait DNA testi var.
‘HER İKİSİNDEN DE ÇAMUR İZİ ÇIKTI’
Sadece bu da değil Nevzat Bahtiyar dere yatağına giriyor cenazeyi oraya koyuyor ya ayakkabısı ıslanıyor çamur oluyor ve arabasına biniyor. Tekrar daha sonra akşam saatlerinde Salim Güran’ın da oraya gittiği tespit ediliyor ya yine o da oraya giriyor ayakkabısı ıslanıyor, çamur oluyor ve arabaya biniyor. Her ikisinin de araçlarında çamur izi çıktı. Her ikisinin çamur izinin aynı yerden bulaştığı tespit edildi.
ÖLÜM GEREKÇESİ NE?
Soruşturmada kritik noktalar var. Narin Güran’ın ölüm gerekçesi ne? İddianamede maalesef ölüm gerekçesi yok. Kim, neden, hangi gerekçe ile öldürmüş? Bu maalesef iddianamede yok.
Duruşmada Salim Güran solda önde, arkasında sırayla da Yüksel Güran ve Enes Güran oturdu. Nevzat Bahtiyar ise salonun sağ taraftaki kendisi için ayrılan yere oturdu. Duruşmada 6'sı tutuklu 26 tanık dinlenecek.
Tutuklu bulundukları cezaevlerinden getirilen Nevzat Bahtiyar, amca Salim Güran, ağabey Enes Güran ve anne Yüksel Güran, duruşma salonunda hazır bulundu. Sanıkların kimlik tespiti ile başlayan duruşma, kamerayla kayıt altına alınıyor.
Mahkemeye Güran ailesi ile yakınları, Yüksel ve Enes Güran'ın 8 avukatı, Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar'ın da 1'er avukatı ile baba Arif Güran, Diyarbakır Barosu'ndan 30 avukat ve Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Abdülkadir Güleç ile önceki başkan Avukat Nahit Eren, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilleri, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, AK Parti Milletvekili Suna Kepolu Ataman, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Asu Kaya, Türkan Elçi, DEM Parti milletvekilleri Adalet Kaya, Meral Danış Beştaş, Ceylan Akça Cupolo da katıldı.
RTÜK'ten yapılan açıklamada, cinayetin ilk araştırma safhasında soruşturmanın gizliliğini ihlal eden, "kulaktan dolma dedikodular" ile insanlık onurunu hiçe sayan yayınlar yapıldığına işaret edildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Elim olayın yargılama aşamasında medyamızdan hassas, sorumlu ve basın meslek ilkelerine bağlı bir yayıncılık politikası bekliyoruz. Duruşma aşamasında herhangi bir yayın yasağı bulunmamakla birlikte yargılamanın doğası gereği gizlilik esastır. Tanıkların olumsuz etkilenmesine yol açabilecek, yargılama sürecini sekteye uğratabilecek haber ve bilgilerin daha fazla izlenme veya daha fazla tıklanma uğruna sorumsuzca medyaya malzeme yapılması kabul edilemez. Vicdani bir yaklaşımla ve medyamıza yakışır bir vakarla yargılamanın takip edilmesi, doğru bilgilerin haberleştirilerek halkımızla paylaşılması elzemdir."
Açıklamada, yayınların "sıkı sıkıya" takip edileceği, ihlal durumunda sorumlular hakkında gerekli müeyyidelerin uygulanacağı belirtildi.