16.05.2018 - 13:06 | Son Güncellenme:
Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Ertan Beyatlı, fibroadenom hastalığının kadınların kabusu olduğunu söyledi.
Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Ertan Beyatlı, “Çoğu kadını çok yakından ilgilendiren ve bazılarının maalesef korkulu rüyası olan Fibroadenom hastalığı toplumda oldukça yaygın görülmektedir. Bu hastalık adını iki ayrı kelimeden almaktadır. Fibroma ve adenoma. Bunlar birleştirildiğinde Latincede Fibro-adenoma veya Türkçe olarak Fibroadenom olarak okunur. Fibroma, bağ dokusunun fibroid hücrelerinden kaynaklanan iyi huylu ve temiz bir oluşumdur. Adenoma, ise beze veya gland anlamına geliyor ve salgı yapan iyi huylu hücrelerden köken alır. Yani fibroadenomlar aslında iki çeşit temiz ve iyi huylu yani tıp dilinde benign hücrelerden kaynaklanan bir oluşumdur. Yani temizdir, iyi huyludur” dedi.
Kadınların kabusu olan bu hastalığın en fazla 18-42 yaşlar arasında görüldüğünü ifade eden Dr. Beyatlı, “Bu yaşlar arasında neredeyse her 10 bayandan 6-7’sinde fibroadenomlar oluşur. Bazen fark edilir bazen de çok küçük ve belirtisiz olduklarında fark edilmez ve tesadüfen kontrol esnasında ortaya çıkar. Dünyadaki tüm yaş grubu bayanların %10’unda görülür. Fibroadenomlar, memenin en çok görülen iyi huylu tümörleridir. Fibroadenom genelde yuvarlak, nohut veya bezelye tanesi gibi, elle dokunulduğunda ise sınırları ve dış duvarı düzgün, hareketli kitlelerdir. Bu oluşumlar detaylı muayene esnasında kolaylıkla hissedilir. Muayenede tespit edilen bu kitleler için önce meme ultrasonu sonrada biyopsi gerekir. Neden mi? Çünkü fibroadenom hastalığı bir patolojik terimdir, yani tanı ne muayene nede ultrasonla konulamaz. Kesin tanı için biyopsi ve patoloji şarttır. İlk muayenede tespit edilen fibroadenomun çapı 20mm (2cm)üstünde ise hemen biyopsi alınmalıdır. 20mm altındaki kitleler 3 ay aralıkla takip edilir. Anlamlı büyüme (>3mm) tespit edilirse biyopsi alınır. İlk 3 ayda büyüme olmazsa 6 ay arayla tekrar kontrol edilir. Yine anlamlı büyüme görülmezse artık yılda bir sefer kontrol edilmesi yeterli olacaktır. Biyopsinin alınma şekli ise tartışma konusudur. Genel olarak 40 yaşın altındaki bayanlarda ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) veya tru-cut tabancası ile biyopsi alınır. 40 yaşın üstündeki bayanlarda açık biyopsi tercih edilir. Benim tercihim her zaman açık biyopsiden yanadır bunun nedeni de iğne veya tru-cut ile alınan biyopsilerin yanılma payının yüksek olmasıdır” diye konuştu.
Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Ertan Beyatlı son olarak sözlerine şunları ekledi:
“Fibroadenom ile meme kanseri arasında doğrudan bir bağlantı yoktur. Klinik çalışmalarda ve literatürlerde böyle bir ilişkiye rastlanmamıştır. Fibroadenomlar zararsız ve tamamen iyi huylu tümörlerdir. Çok yavaş bir şekilde büyüme gösterir ve çevre dokulara zarar vermezler. Aslında Fibroadenom’ların tedavisinden ziyade tanısı önemlidir ve kesin konulmalıdır. Çünkü kesin tanı konulmadan meme kanseri ile karıştırılmasının olasılığı çok yüksektir. Kesin tanı içinde biyopsi ve patoloji şarttır.”