15.02.2015 - 17:53 | Son Güncellenme:
Doğu Türkistan Vakfı Kurucu Başkanı Emekli General Mehmet Rıza Bekin Paşa, vefatının 5. yılında Gönüllerde Birlik Vakfı’nda düzenlenen çalıştayda anıldı.
2010 yılında vefat eden Mehmet Rıza Bekin Paşa’yı anma etkinliklerine Doğu Türkistan Vakfı Genel Başkanı Eser Türkistanlı Saka, Gönüllerde Birlik Vakfı Genel Sekreteri Birol Dok, Doç.Dr. Ömer Kul, Doç. Dr. Abdulhamit Avşar katıldı.
Doğu Türkistan Vakfı Genel Başkanı Eser Türkistanlı Saka, Rıza Bekin Paşa’nın kendisi için çok özel olduğunu vurgulayarak, “Çünkü elinde büyüdüğüm bir insan. Doğu Türkistan için yıllarını verdi. Ankara’dan İstanbul’a İstanbul’dan Ankara’ya herkesin yapamayacağı bir şekilde, o zaman tabi uçak yok, trenle gidip geldiğini hatırlıyorum yıllar boyunca. Güven Hastanesi’nde ziyaret ettiğimde bile Doğu Türkistan’la ilgili yapmam gerekenleri anlatıyordu. O gün ben söz verdim. Tamam Rıza amca ben bu davanın içinde olacağım elimden geldiğince dedim. Sizlerle birlikte Bekin Paşa’yı anmak benim için çok özel oldu. Ruhu şad olsun, mekanı cennet olsun” dedi.
Gönüllerde Birlik Vakfı Genel Sekreteri Birol Dok ise Rıza Bekin Paşa hakkında, “Arap dünyasıyla diyaloğu çok mükemmeldi. Rıza Bekin Paşa müthiş bir diplomattı. Ama sahneyi çıkmayı, önde görünmeyi hiç sevmezdi. Siyasetle hiç uğraşmadı. Her partiyle mesafeli durdu ama hepsiyle de diyaloğu yüzde 100 vardı. Müthiş bir devlet adamı örneğiydi. Paşa ölürken de bize mesaj vermiş. Verdiği mesaj da şu; devlet adamlığında para olmaz, aile olmaz, makam olmaz. Çile çok olur ama mutluluk olmaz. Paşanın yüzünün güldüğünü ben hiç hatırlamıyorum. Paşa bana her gelmeden önce telefon ederdi. ‘Birol ben havaalanına iniyorum, geliyorum’ derdi. ’Paşam seni alayım’ dediğimde ’hayır asla yük olmayayım’ derdi. Bana saatlerce nasıl bir dava güttüklerini anlatırdı. Öldükten sonra anladım ki bunların yaşatılması gerekiyor. 16 Şubat 2010’da paşa ölünce anladım ki bu davanın birileri kanalıyla yürütülmesi lazım” ifadelerini kullandı.
Doç.Dr. Ömer Kul, 1949 yılında Doğu Türkistan’ın Çin tarafından işgal edildiğini hatırlatarak, “Doğu Türkistan’daki milliyetçi mukaddesatçı insanlar birçok toplantıdan sonra vatan için vatandan ayrıldılar. Tarihin en dramatik göç hadisesi yaşandı. 1952 yılından itibaren de Doğu Türkistanlılar peyderpey Türkiye’ye gelmeye başladılar. Rıza Bekin Paşa iyi bir siyaset adamı, iyi bir dava adamı olduğunu yapmış olduğu her hareketle ortaya koymuştur. O bir devlet adamıydı. Devlet hiyerarşisini yaşayarak öğrenmişti. Bunu vakıfın faaliyetlerinde de ortaya koymuş bir şahsiyetti” diye konuştu.
Doç. Dr. Abdulhamit Avşar ise Doğu Türkistanlılar olarak Türkiye’yi kendi vatanları olarak gördüklerini ifade ederek, “Rıza Bekin Paşa Doğu Türkistan’ın muhaceretteki davasında çok özel bir yere sahip insandı. Çıktığımız toprağın davasını unutmamak için biz kendimizi oradan buraya göç etmiş gibi görüyoruz ama aynı ülke sınırları içerisinde. Paşamızıdan önceki liderlerimiz genellikle siyasi bir mücadele yürütmüşler. Paşanın özelliği şu; paşa bir kültür ve eğitim insanıydı. Bizim o tarihe kadar çözemediğim eğitim sorununu çözen bir insandı” dedi.