Merhaba sevgi değer okurlar,
Ramazan geldiği gibi, çorbasından hoşafına, hoşafından şurubuna kadar zenginleşen sofralar şenleniyor. Şeker bayramı öncesi, şeker toleransı açlıkla dengelenirken; sağlık açısından önemi de “intermittent fasting diyeti” adıyla dünya genelinde popülerlik kazandı. IF diyetinde, yemek yenilen sürenin iki katı boyunca aç kalıyor yani 24 saati üçe bölerek; 8 saatlik periyodu yemekle, kalan 16 saati açlıkla geçiriyoruz. Bu süre, insanın susuzluğa (168 saat) dayanma sürecinin onda biri kadar olup en uzun yaz günlerindeki oruç süresini gösterir.
Farsça söylemiyle “Orüze” (Oruç) “gündüz, günlük” anlamına gelmektedir. Mecusilerin ateş secdesi anlamındaki “Namaz” gibi “Oruç” kelimesi de galat-ı meşhur’dan öte fahiştir. Divan edebiyatı, Fars aşkına birazcık Kur’an sevdası katabilseydi, belki bu hataları dilimize dolayıp doğru kabul etmiş olmazdık. Araplar Kur’an’la birlikte, Sawm yani Hindu “Ramada kutsal açlığı” ile tanıştılar. Bu Nefsin terbiyesine yönelik bir perhiz yani bildiğimiz oruç idi.
Aklın karşısında zıt bir önerme gibi davranan Nefs, bardağın boş tarafına bakıyordu… Sabır şükür gibi tantralarla cezalandırılan nefs, asi bir evlat gibi sürekli “üff be …” diyerek isyan etti;
“Tamam! sen birey oldun başının çaresine bak” denilen asi evladın, harçlığı, rızkı yani; 12. Rama Dana Tantrası (çakrası), göbek (Ruh, beden ve nefs ile üçlü bağ kuran) kordonuyla nefis=gıdası=nefes=enfes beslenmesi kesilince bardağın dolu tarafına ikna oldu. Nefs açlıkla sakinleşmiş, kış uykusuna dalmıştı ki olan oldu ve cennette yasaklanan yegane ağacın meyvesi onun ters güdülerini uyandırdı…
Sonrasını biliyorsunuz, insanlığın bildik macerası…
İbrahim ss. “RamaDharma” (Kutsal ruh indi) açlığını, kıtlık dönemlerinden sonra bolluk dönemlerinde de uygulayarak; nefsin kontrol ve iradesini bir üst boyuta=bilince havale etmiştir;
Mucizevi bir şekilde kendilerini iyileştiren hastalarda inancın gücü, iç huzur, barış, mutluluk ve umut olarak kendini gösterir ki bilincin kendini ikna ve kontrol etkisidir.
Aklın savunma güdüsü barışmakken, nefsin ters güdüsü saldırarak savunmaktır. Bu yüzden çatışmaya, çalışmamaya, cinselliği sorumluluk almadan (evlilik dışı) tatmine, melankoliye ve yeise kapılmaya meyilli olarak mutsuzluğu körükler ve umudu bitirir. İnsanın mutluluk hisleriyle alakalı olan endorfin ve serotonin hormonları azalır, kan şekeri düşer ve açlık hissi oluşur. Duygusal tatmin, yemekte en çok da serotonin içeren çikolatada bulunur. Ancak yenildikçe yeme isteğinin azalacağı bir his değildir bu. Hatta bağımlılık haline gelen yeme içme dürtüsü, ihtiyacımız fazlası kalori alımına sebep olduğu için şişmanlığı da beraberinde getirir.
Ramazan ayı kontrolü ele almak için eşsiz bir fırsat. Perhiz düzeni mutfağa düştüğünden top bize atılmış oluyor fakat kısa keseceğim; Ramazan boyunca, canınız ne isterse onu bulmalısınız iftarda. Zaten dünya genelinde kabul görmüş IF diyetinde de ana kural günün belirli bir diliminde aç kalmak sonrasında canınızın istediğini yemekten ibaret. Benim önerim tatlılar konusunda olacaktır. Zaten dikkat ederseniz şeker, glikoz, früktoz bayramı olarak ilan edilen bu ayda tatlı tüketimi ve çeşitliliği katlanarak artar. Perhiz (sawm, oruç) ile kan şekeri, açlık – tokluk toleransını düzenlemek için inancın gücünden yararlanıyoruz. Bu yüzden açlığa dayanabiliriz fakat susuzluk en zayıf noktamız ve sağlığımız içinde dikkat etmemiz gereken bir nokta.
Günlük ortalama 2,5 litre suyun 1-1,5 litresi idrar yoluyla, 0,35 litresi solunum yoluyla, 0,18 litresi dışkı ve terlemeye bağlı olarak vücuttan eksilir. Bu miktar yaş, kilo, genetik yapıya göre değişiklik gösterir. Ramazan tatlılarıysa hem şeker ihtiyacını hem de sıvı ihtiyacını karşılamaya yöneliktir.
Yanan yüreklere serpilen en güzel tatlı hoşaf... Susuzluğu gidermekle kalmaz, doğal meyve şekeriyle de şifadır. Dilediğiniz kadar meyveyi (kayısı, kuru üzüm, elma, armut, portakal, erik vs.) tencereye koyarak yumuşayıncaya kadar suyla kaynatın. Limon suyu, karanfil, tarçın kabuğu ve çubuk vanilya gibi aromatik malzemelerle içimi ferah olmakla kalmaz, şeker dengesi de düzenlenir. Tatlandırmak için şeker kullanmanıza gerek yok, biraz daha tatlı olmasını isterseniz kuru üzüm miktarını artırmanız yeterli olacaktır.
Kendinden doğal tatlı tadıyla meyan kökü kolanın da aromatik özü olarak ramazanda ihmal etmemeniz gereken bir şerbettir. Hatta meyan kökünü demlemek için soda kullanarak sofralarımızdan kolayı kaldırabilir doğallığı çocuklarımıza alıştırabiliriz. Meyan kökünü bağışıklık sistemini etkilediği gibi saç dökülmesinden, mantar enfeksiyonları, depresyon, yorgunluk gibi sinir sistemini etkileyen pek çok faydası bulunmaktadır. Yüksek antioksidan içeriğiyle idrar sökücü özelliği, serbest radikalleri vücuttan dışarı atar. Ayrıca IF diyetiyle ilgili yapılan araştırmalar, perhizin yaşlanmayı geciktirdiği yönündedir.
10 limon ve 1 portakal kabuğunu rendeleyip, 2 su bardağı şekerle ovduğunuzda rengini şekere verir. Limon ve portakal suyunu sıkarak rengini çıkarttığınızda kabuklarıyla birlikte 5 litre suyla karıştın. İçine taze nane yaprakları koymayı ihmal etmeyin. Süzmek için tülbent veya benzeri ince bir bez kullanmanız gerekecektir.
Gül suyuyla yapılan aş yani bütün yıl beklenen güllaç, Osmanlı mirası olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Yapımının kolaylığı bir kenara ceviz, fındık, fıstık yanında meyvelerle de deneyebileceğiniz çok kolay bir süt tatlısıdır. 1 paket (400 gr) güllaç yufkası, 600 gr şekerle kaynatılmış 2.7 litre sütü tutabilir. Gül suyu yerine kullanabileceğiniz vanilin, kabuk tarçın, damla sakızı deneyebilirsiniz. Hatta çikolata kullanabilir, süt rengi kahverengiye dönünceye kadar kakao ekleyerek, kakolu güllaca merhaba diyebilirsiniz.
Lıkır lıkır içilen Osmanlı şerbetleri, temel olarak muhtelif çiçek ve meyvelerin hoşaf gibi kaynatılarak elde edilmesinden ibarettir.
Mesela gül şerbeti; 1 su bardağı (250 gr) kadar gül yaprağını 2 su bardağı toz şeker ile ovarak rengini ve aromasını şekere çıkartın. 6 su bardağı 1,5 litre suyla kaynatarak içine 1 limon suyu sıkın. Süzdükten sonra soğutup kullanabilirsiniz.
Başka bir şerbet, Gülhatmi ; Ebegümeci çiçeği kurusu 1 su bardağı miktarı, 2 çubuk tarçın, 8–9 adet karanfil ve 2 litre suyla birlikte 5 kaynatılır. İsteğe bağlı şeker konulabilir ve soğutularak servis edilir.
Yukarıda saydığım gibi bol su, süt içeren tatlılar Ramazan sofralarından eksilmesin susuzluğunuzu dindirip şeker toleransınızı dengelesin inşallah.
Saygılarımla hayırlı ramazanlar dilerim...