Zeynep İşman

Zeynep İşman

zeynepisman@gmail.com

Tüm Yazıları

Ölüm, hastalıklar, boşanma, pandemi, afetler hayatın içinde olan ama zorlayan konular. Çoğu zaman bu konuları anlamakta kendimiz zorlanırken, çocuklarımızla nasıl konuşmalıyız? Psikolojik Danışman Feriha Dildar’a sorduk

Özellikle pandemiyle beraber, hastalıklar, ayrılıklar, ölümler, göçler; iklim krizinin şiddetini artırmasıyla seller, yangınlar hiç olmadığı kadar gündemimizi meşgul eder oldu. Her birinin yasını içimizde yaşamaya çalışırken, belki de en zorlandığımız durum, bu konuları çocuklarımızla nasıl konuşacağımız. Psikolojik Danışman Feriha Dildar’la zorlayıcı konuları nasıl anlatmamız gerektiğini, ebeveynleri ve ebeveyn adaylarını keşif dolu bir yolculuğa çıkardığı yeni kitabı “En Baştan-Ebeveyn Olma Yolculuğu”nu konuştuk. Dildar, “Her ebeveynin, her bir çocuğunu büyütme yolculuğu farklıdır ve çocuk yetiştirmenin tek bir doğru yolu yoktur” diyor.

Haberin Devamı

Çocuklarla ölüm hakkında nasıl ve zaman konuşmalıyız?

Çocuk ve ölüm yan yana getirilmesi zor kavramlar. 0-2 yaş grubunda bir çocuk ölümü bizim anladığımız gibi anlayamaz; bunu bağlandığı birinden ayrıldığında kayıp duygusu ve ayrılık kaygısı olarak yaşar. Üç yaş civarında ölümü anlayabilir ama geri dönülebilir olduğunu düşünür, ancak 6-7 yaş civarında ölümün bir son olduğunu kavrayabilir. Çocuklar erken dönemde genellikle filmlerden, oyunlardan, haberlerden duyabilir ve merak edebilir ya da 5 yaş civarında kendi yolculuğunu anlamak için sorgulamaya başlayabilir. Ne sebeple olursa olsun çocuk ölüm hakkında soru sorduğunda yetişkinin bu konuyu konuşulabilir kılması, çocuğun yaşına ve gelişim seviyesine uygun doğru cevapları verebilmesi çok önemli. Burada elbette ebeveynin inançları, aktarmak istediği değerler de devreye girer, ancak ölümün bir son olduğu ve geri dönülmezliği yaşa uygun olarak mutlaka vurgulanmalı. Ölen canlılar, üşüyemezler, yemek yiyemezler, düşünemezler gibi bilgi verilmeli, ancak bu bilgiyi verirken de çocuğun iç dünyasını korumak, yaşama karşı umudunu kırmamak çok önemli. Kazalar ve hastalıkların olabilirliğinin yanı sıra vurgulanması gereken ise yaşamın uzun ve sağlıklı olduğu ve bir insan yaşlanana kadar hayatın devam edeceği olmalı. Ölümün geri dönülmez olduğu, ancak geri dönmeyecek şekilde ölen canlıların anılarının ve sevgisinin asla yok olmayacağını anlatmak gerekli. Bu açıklamalar ölümün yıkıcılığını yumuşatacak ama aynı zamanda çocuğun ölümün yaşam kadar gerçek ve hayatın bir parçası olduğunu anlamasını sağlayacaktır.

Haberin Devamı

Zor konuları nasıl konuşmalıyız

Ebeveynlerin ayrılığı çocuğa nasıl anlatılmalı?

Her yaş ve gelişim düzeyi için farklılıklar göstermekle beraber ebeveyn ayrılığı anne babalığın devamına engel bir durum değil. Bunu her şeyden önce ebeveynin anlaması gerekiyor. Eşler sadece kendilerini ilgilendiren sebepler yüzünden ayrılabilirler ancak anne babalık bir ömür devam eder. Çocuğa verilmesi gereken en önemli mesaj annesini ya da babasını kaybetmediği, onlar tarafından daima sevilmeye ve korunmaya devam edileceği olmalı. Anne baba birbirlerini bıraksalar da onu asla bırakmayacaklarına inanması sağlanmalı. Anne babanın kendi gündemleri, kaygıları, suçluluk duyguları ya da çatışmaları çocukla olan ilişkilerine yansıtılmamalı. Anne babalar çocuğun ayrılık ile ilgili kaygılarını, olası öfkelerini, hatta suçluluk duygularını da konuşabilmeli, yatıştırmalı ve mutlaka bu zor dönemin zamanla geçeceği, her şeyin çok daha iyi olacağı umudunu çocuklarına verebilmeliler.

Haberin Devamı

Cinselliği ve kendi cinselliğini çocuğumuzla nasıl konuşmalıyız?

Cinsellik her yaşta farklı ele alınmalı. Anne baba çocuğun meraklarını iyi takip etmeli, sorduğu sorulara sorduğu kadarıyla cevap verebilmeli. Cinsellik doğaldır ama özel ve mahremdir. Ancak mahremiyet anne baba ile konuşulmasına da engel değildir. Cinsellik anne baba tarafından konuşulabilir kılınmalı, bunun için de öncelikle anne babanın bu konuyu konuşmaya açık olması önemli.

Çocuğumuzun özgüvenini nasıl geliştirebiliriz?

Özgüven anne babaların düşündüğü gibi hayatta başarılı olmak için bir ön koşul değildir. Örneğin birçok kişilik patolojilerinde özgüven çok yüksektir ancak bu sağlıklı ve başarılı oldukları anlamına gelmez. Gerçek hayat başarısı insanlarla iyi ilişkiler kurabilmeye bağlıdır. Anne babanın öncelikle bunun farkında olması gerekiyor. Özgüven zamanla başarılar ve başarısızlıklar ile kazanılır. Anne babalar çocukları ile sağlıklı, yakın, sevgi dolu bir ilişki içerisinde olduklarında çocuklar da zamanla doğru ilişkiler kuracak ve özgüvenleri gelişecektir.

Kardeş kıskançlığı konusunda neler yapılmalı?

Anne babalar kendi kardeşlik ilişkilerine bakmalı ve buradan çocuklarına yansıttıklarının farkında olmalılar. Kardeşlik ilişkisinde kıskançlık ve rekabet bir dereceye kadar olan kavramlardır ve sağlıklıdır. Kardeşlerin birbirlerine karşı olumsuz duygularını konuşabildikleri ve uzlaşma yolları geliştirebilmek için fırsat tanınan ailelerde işler genellikle iyi gider.

Pandemi, afetler, şiddet olayları gibi etrafımızı saran zorlayıcı durumlarda nasıl hareket etmeliyiz?

Öncelikle yetişkinin kendi duygularının farkında olması önemli. Çocuklar bu tür durumlarda duygularını ifade etmekte ve göstermekte zorlanır. Yetişkinin çocuğun iç sesi olması ve onun yerine duygularını seslendirmesi gerekir. Ayrıca anne babanın onun güvenliği ve sağlığı için gereken bütün tedbirleri aldığını ve güvende olduğunu, onu korumanın bir yetişkin görevi olduğunu da söylemek güvende hissettirecektir.

Anne babalar için en önemli 3 tavsiye

Sevgi dolu gözlerle ve oyuncu bir dille çocuğunu takip eden her anne baba, çocuğun bütün ihtiyaçlarını takip edebilir ve en doğru sınırları da koyabilir:

1) Kendi içinizdeki çocuğun farkında olun. Onun ihtiyaçlarını çocuğunuzun ihtiyaçları ile karıştırmayın.

2) Çocuğunuzu merak edin, ne yaptığından çok onu neden yaptığını düşünmeye çalışın.

3) Oyun ve eğlencenin iyileştirici gücünden faydalanın. Anne babaları ile eğlenerek büyüyen çocuklar geleceğin sağlıklı yetişkinleri olmaya adaydır.