Uyku danışmanı ve psikolog Melis Keşan ile uyku sorunlarındaki artış ve yeni kitabı “Uyanış” hakkında konuştuk
Son aylarda hemen her evde uyku sorunları yaşanıyor. Tüm gün evde ve ekran başında kalan çocuklar geceleri uyumakta zorlanıyor. Hayatımızda pek çok değişikliğe yol açan pandemi, çocuklarda uyku sorunlarının artmasına da neden oldu. Uyku danışmanı ve psikolog Melis Keşan, Diyojen Yayıncılık’tan çıkan yeni kitabı “Uyanış”ta azalan hareket, açık hava eksikliği, değişen rutinler ve artan stres nedeniyle uykumuzun olumsuz etkilendiğini söylüyor. Özellikle çocukların uykuya dalmakta zorlanmalarının bir yardım çağrısı olduğunu belirten Keşan, “Bu noktada çocuğun hayatına bütünsel bakılmalı, sinir sistemini rahatlatacak ve güvende hissettirecek düzenlemeler tasarlanmalı. Uykunun hayatla iç içe aktığını unutmamamız ve sorunları çözmeye hayattan başlamamız gerekir” diyor.
“Sağlıklı uykunun ilk şartı rahatlamak”
Sağlıklı bir uykunun ilk şartını, çocuğun uyku sinyallerinin dikkate alınması ve fiziksel ihtiyacının karşılanması olarak tanımlayan Keşan, ikincisinin dengeli, kendini güvende hisseden yani “regüle” bir halde uykuya geçiş olduğunu anlatıyor: “Uyutma yöntemleri veya bebeğin nerede yattığı bu konunun sadece birer parçası. Önemli olan uykudan önce rahatlamaya, dışavuruma, bedenin ve zihnin sakinleşmesine, güvende hissedip regüle olmasına izin verilmesidir. Kaliteli uykunun en önemli sonucu rahat, toleransı yeterli, algıları açık, normal çocuk gelişimine alan tanıyan bir uyanıklık ve beden/ruh sağlığı sağlamasıdır.”
“Kapalı alanlar, artan ses etkiliyor”
Keşan, uykunun temel bir ihtiyaç, uykuya dalmanın ise doğal bir beceri olduğuna işaret ediyor: “Her davranışta olduğu gibi uyku için de hayatın ilk yıllarında ebeveyn eşliği gerekiyor. Hızlanan hayat, dijitalize olan rutinlerimiz, kapalı alanda büyümek, doğanın sınırlanması, artan stres ve tüm bunların içinde ilişkiye kalan dar zamanlar uyku sorunlarını artırdı.”
Uyku sorunları yaşayan ailelere, bebekleri hakkında aldıkları bilginin kaynağının güvenilirliğini kontrol etmelerini tavsiye eden Keşan, bebeğimizi birey olarak kabul eden duyarlı bir ebeveynlik sergilemenin sorunları çözmede yol gösterici olacağından da bahsediyor. “Uyku da her davranışta olduğu gibi önce ebeveynin yüksek desteğiyle başlar ve zaman içinde bebeğin büyümesiyle bağımsızlaşmasına paralel daha az destekle gerçekleşen bir hal alır. Doğalı ve normali de bunun bebeğin hızında, onun özerkleşme hikâyesi içinde bir gelişim adımı olarak yer almasıdır.”
Ortak yatak tercih edenlerde, ebeveyn yatağına bitişik, yan yatakları öneriyorum.
Ortak odadan, ayrı oda ve yatağa geçiş için hem ebeveyn hem bebek hazır olmalıdır.
Uykunun devamı ayrı ya da beraber olsun, uykuya geçişte ebeveyn/çocuk arasında bir sınır olmadan özgürce ilişki kurulmasını öneriyorum.
“Gerçek ihtiyaçları görmezden gelmemeli”
Melis Keşan uyku eğitimleri adı altında yapılan yanlışlara dikkat çekiyor:
Uyku sorunları bağlanma, aile ortamı, ebeveynin psikolojisi, nöro gelişimsel ve psikolojik sebepler, travma ve benzeri birçok konudan etkilenir. Uyku sorunlarına bütünsel ve derinlemesine bakmadan müdahale etmek, gerçek ihtiyaçları görmezden gelmek bir tanıyı ertelemek anlamına gelebilir.
Uyku eğitimlerinde beklenen, bebeğin kendi kendini sakinleştirmesi, 3-4 yaşına kadar normal çocuk gelişiminde beklenmemelidir.
Uyku eğitimleri adı altında yaşatılan tecrübelerde sinir sistemi zarar görür, dayanıklılık kazanmaz.
Ebeveynin uygulaması için koyulan kurallar, ebeveyn-çocuk arasındaki doğal senkronizasyonu bozar.
Travmayı çözmek yerine, uyku eğitiminde bebeği yalnız bırakmak, duygusal acısında onun yanında olmamaktır.
Ayrı oda ve yatak, bazı bebeklerin gelişimlerine uygun olmayabilir.