Fransa hükümetinin çocukların sosyal medya hesaplarına ebeveyn onayı getiren yeni bir yasayı onaylaması uzun süredir dönen tartışmayı yeniden alevlendirdi.
Doğdukları andan itibaren çocukların fotoğraflarının sosyal medya kanallarında paylaşılmasına, ebeveynlerin birtakım ticari anlaşmalar yaparak, çocukları üzerinden tanıtım ve reklam faaliyetlerinde bulunmasına dair tartışmalar uzun zamandır gündemde. Fransa’da Meclis’in ardından Senato’dan da geçerek onaylanan yeni yasa tartışmaları iyice alevlendirdi. Yasaya göre, TikTok gibi sosyal medya platformlarında çocukları korumak için kullanıcıların yaşlarını doğrulaması ve ebeveyn onayı alması zorunlu olacak. Kararın çocukların ekran süresini azaltmak, kişisel veri gizliliğini korumak, siber zorbalık ve diğer suçlardan uzak tutmak ve ulaşılamaz güzellik standartlarının önüne geçmek gibi pek çok haklı gerekçesi bulunuyor.
Buna göre; platformların, kullanıcıların yaşını ve küçüklerin velisinden izin alıp almadığını doğrulamak için bir sistem kullanması gerekecek. Kurallara uymayan platformlara dünya genelindeki cirosunun yüzde 1’ine kadar para cezası verilebilecek. Veliler, platformlardan, 15 yaşındaki çocuklarının sosyal medya hesaplarını askıya almasını talep edebilecek.
Bu karar sosyal medyayı da ikiye böldü. Kimi uzmanlar, sosyal medyada sürekli çocuklarının görüntülerini yayınlamanın ve çocuklar üzerinden para kazanmanın da bir istismar biçimi olduğunu savunuyor. Ve bu yönde bir yasanın acil olarak Türkiye’ye de gelmesini istiyor. Diğer kesim ise ebeveyn onayı olduğu ve çocuğun da rızasının alındığını savunuyor.
Yaş sınırı var ama!
Sosyal medya platformlarının hâlihazırda bir yaş sınırı var. Çoğu ağ için minimum yaş sınırı 13 olarak belirlenmişken, bazılarında bu sınır 15 ya da 18. Ancak ne yazık ki yasalar tam anlamıyla uygulanmadığından, bu sınırlar çokça ihlal ediliyor. Normal şartlarda, çocuğun yaşının uygulamayı kullanım için uygun olmadığını fark eden sosyal ağların, o hesabı ve çocuk hakkındaki tüm verileri silmesi gerekiyor, ancak ne yazık ki bu çoğu zaman yapılmıyor. Bir sosyal ağa girerken yanlış yaş belirlemek, çocuğun uygun olmayan içeriklere maruz kalmasına alan açabiliyor. Fransa’daki karar uygulanır ve tüm ülkelerde yaygınlaşırsa bu sorun ortadan kalkacak.Fransa’da alınan karar önemli bir adım ancak daha önce de hükümetlerin bu yönde benzer girişimleri olmuştu. Örneğin Norveç Aile Bakanlığı çocukların filtreli kullanımlarına sınırlama getirmişti. Bazı Avrupa ülkelerinde influencer’ların paylaşımlarına reklam ibaresi koyma zorunluluğu getirilmişti. Yine Fransa, Avusturya gibi pek çok Avrupa ülkesinde çocuk hakları savunucuları, sosyal medyada çocuklarını paylaşan bazı hesaplara dava açmıştı.
Her veri bir ayak izi
Çocukların her anını sosyal medyada paylaşınca neler mi oluyor? Paylaştığımız her veri ömür boyu çocuklarımızın ayak izi oluyor. Çocuklar bu fotoğraflar yüzünden ayrımcılığa, kıskançlığa ya da zorbalığa maruz kalabiliyor. Bu fotoğraflar pedofiller tarafından indirilebiliyor, çocuk pornosuna hizmet eden sitelere yüklenebiliyor, photoshop ile değiştirilebiliyor. Şantaj malzemesi olarak kullanılabiliyor. Çocuklardan özel bilgileri ya da daha çok fotoğrafı isteniyor. Aileler tehdit ediliyor. Bunlar çok büyük felaket senaryoları gibi gelebilir, ama çok da uzak değil! Öte yandan her anı paylaşılarak büyüyen çocukların, akran ilişkileri zarar görebiliyor. Ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkide de sorunlara sebep oluyor. Giydirilip, süslenen, filtrelerle fotoğraflanan çocukların güzellik algıları da zedeleniyor.
Neler yapabiliriz?
-Paylaşılan her şeyin bir daha silinmemek üzere kalıcı hale geldiğini hatırlayalım.
-Neyi, nasıl ve kimlerle paylaşacağımıza dikkat edelim. Özel bilgilerimizi paylaşmayalım.
-Kişisel bilgileri, çocuğun özel alanından ya da küçük ve sevimli diye onu ileride rahatsız edebilecek görüntüleri paylaşmayalım.
-Çocuklarımız üzerinden bu platformlar aracılığı ile para kazanmanın, değerlerimizle ne kadar örtüştüğünü sorgulayalım.
-Çocuklarımıza bu riskleri anlatarak, onlarla kısa kısa ama sık sohbetler yapalım.
-Sosyal ağ kullanımı için yaş sınırlamalarının boşa olmadığını hatırlatıp, kullanmak için uygun yaşa gelmesini teşvik edelim.