Çocuklu aktivitelerde, mutfak birinci sırada. Hareket alanı da kısıtlı. Koronavirüs bitecek ama korkarım ki çoğumuz kilo sorunlarıyla mücadele etmek durumunda kalacağız.
Koronavirüs nedeniyle okullar kapalı, bir kısmımız çocuklarla evlerdeyiz. Bugünlerde ekmek, kek, börek yapılmayan ev neredeyse kalmadı. Bizim evde de düzen bozuldu ve normalden fazla yemek yiyoruz. Fakat belli kurallara uymaya özen gösteriyoruz.
Örneğin; televizyon karşısında veya bir şey izlerken yemek yemek yok. Bu evde kesin ve net bir kural. Yemek zamanı, yemek masasında buluşuluyor. Hızlı yemek yemek yok. Lokmaları yavaş ve uzun çiğnemeyi birbirimize hatırlatıyoruz. Kızımla birlikte yaptığımız kek, börek tarzı yiyecekleri haftada sadece bir gün yapmaya dikkat ediyoruz. Ve sadece hamur işi değil, tencere yemeklerine de yardımcı olmasını istiyorum. Mutfak masasında bulundurduğumuz atıştırmalıklar ya meyve oluyor ya kuruyemiş. Son olarak, her gün mutlaka sabah esneme hareketleri ve dansla hareketi de işin içine katıyoruz. Bu süreyi, dengeli beslenip, kilo sorunu yaşamadan ve maksimumda hareket ederek nasıl geçireceğiz? Beslenme uzmanı ve yazar Güneş Aksüs ile konuştuk. Aksüs, “Eğer şimdi dur demezsek, hareket kısıtlı ve stres seviyesi yüksek olduğu için kilo artışı elbette daha kolay olacak. Kilo artışına bağlı hastalıklar da beraberinde gelebilir. Diyabet, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, kalp damar hastalıklarının sayısı artabilir. Özellikle de çocuklarda erken yaşlara inebilir” diyor.
Kahvaltılık pankek:
l 3 yumurta l 1 su bardağı süt l 1 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı
l Vanilya l Akışkan bir hamur olacak kadar çavdar unu
Evde olduğumuz bugünlerde çocuklar çok hareketsiz ve yeme isteğinde artış var. Düzenli bir beslenme programı için neler yapmalıyız?
Bu dönemde mutfakta olmak iyi geliyor ama önceden planlamak yeme sıklığını azaltabilir. Örneğin her gün ne yemek pişecek önceden düşünüp ona göre hazırlık yapmak bile fark yaratır. Çünkü mutfakta düşünmeye başladığımızda acıkıyoruz ve 1 tencere yerine 4 tencere yemek yapıyoruz. Çocuklar da yemekle oyalanmayı öğreniyorlar ki bu çok istediğimiz bir şey değil. Her gün değil, haftada 1-2 gün çocuklarla pişirme günü olsun.
Hareketimiz çok kısıtlandı. En basit neler yapabilirler?
Ben hareket için ne öneriyorum biliyor musunuz? Dans. Evde açın müziği dans edin. Zıplayın. Hoplayın. Evlerde herkesin yürüyüş bantı yok. Ama her şekilde dans etmek için yerimiz var. Bence ruhumuza da iyi gelecek bir hareket bu.
Atıştırma ve tatlı isteklerine nasıl engel olabiliriz?
En zor soru. Çünkü bu bize ta bebeklikten öğretilmiş. Ağlayınca şeker verilerek büyütülmedik mi? Şimdi de kriz halinde tatlı istiyoruz. İlk önce metabolik hastalıklar var mı diye bakmalıyız. Şeker sorunu var ise ara öğün yapmalı, saatlere dikkat etmeli ve glisemik indeksi düşük diyet uygulanmalı. Ama şeker sorunu yok ise bu tamamen yeme davranışı eğitimi gerektirir.
Bu süreci kontrol etmezsek ileride ne gibi sıkıntılarla karşılaşabiliriz?
Eğer şimdi dur demezsek, hareket kısıtlı ve stres seviyesi yüksek olduğu için kilo artışı elbette daha kolay olacak. Kilo artışına bağlı hastalıklar da beraberinde gelebilir. Diyabet, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, kalp damar hastalıklarının sayısı artabilir. Özellikle de çocuklarda erken yaşlara inebilir.