Zeynep İşman

Zeynep İşman

zeynepisman@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hayatımda hiç olmadığım kadar çok evimde vakit geçirdim. Tüm ailenin bir arada olduğu son aylarda, hepimiz için alan ihtiyacının ne kadar önemli olduğunu anladım. Eşyalar üstüme üstüme geldi bazı zamanlar. Hal böyle olunca, “evde nasıl daha çok yer açabilirim, nasıl daha çok sadeleşebilirim” diye düşünmeye başladım. Minimalizm/sadeleşme, sadece fazla eşyaları vermekle olmuyor. İhtiyaç olmadıkça, yerine yenisini koymamakla oluyor. Bu konuda kendimi zenginleştirmek için okuduğum kaynakları sizinle paylaşmak istiyorum. Eğer kalabalıklar size de ağır gelmeye başladıysa, eşyaların üstünüze üstünüze geldiğini ve nefes alacak alan bırakmadığını hissediyor ve bir yerlerde bir sorun var diyorsanız tavsiye ederim.

Minimalizm-Anlamlı Bir Yaşam: Kitap sadece eşya temizleyip, azaltarak sade/basit bir ev kurmayı değil, hayata nasıl daha anlamlı ve basit bir yerden bakılabileceğini anlatıyor.

Minimalist Ebeveynlik: Ebeveynliğin de sadeliği olur mu demeyin, olur!

Dijital Mini-malizm: Özellikle içinde yaşadığımız teknoloji çağında, kesinlikle okunması gereken bir kitap.


Kızımla korona günleri | Minimalizmin tam zamanı




Ofise dönen ebeveynler için…

Haftalardır evden çalışan pek çok ebeveyn, bugün iş yerlerine dönüş yaptı. Sabah çoğu evde zorlu anlar yaşanmış olabilir. O nedenle bugün kendinize şefkat gösterin. Duygularınıza dikkat verin. Kaygı, endişe, üzüntü neler hissediyorsunuz.

Bunları fark etmek, ihtiyaçlarınızı anlamak, dile getirmek, size iyi gelen bir şeyler yapmak (bir dostla konuşmak, sevdiğiniz bir şarkıyı dinlemek, sıcak bir kahve içmek vs…), kontrol alanınızda olan ve olmayan şeyleri fark etmek işe yarayabilir. Bu hafta çocuklarda davranış değişiklikleri görülebilir. Ağlama krizleri, öfke nöbetleri, ‘senle uyuyacağım’ demeler olabilir. Bunları anlayışla karşılamak, davranışa değil, duygulara bakmak önemli. Ağlamalara izin verin. Üzüntüye izin verin.

Bu dönemi yumuşak geçirmek için, birbirinizi özlediğinizde yapacağınız ortak bir şey bulun. (Gözlerimi kapatıp, elimi kalbime götüreceğim ve seni düşüneceğim gibi) Yapabilirseniz gün içinde görüntülü görüşme yapın.

Geçişler kolay değil. Evlere kapanırken de çok zorlandık. Şimdi de zorlanabiliriz. Ama bunlar da sinir sistemlerimiz için bir gelişim fırsatı. Böyle bakabiliriz.
Ve tabii ki her şeyden önemlisi, yanında olup, dinleyerek, şefkatle, gerekirse birlikte üzülüp, birlikte gülerek, beraberce atlatabiliriz.

Hayranlık ve utanç bir arada…

ABD’nin Minneapolis kentinde polis tarafından elleri kelepçelenerek yere yatırılan bir siyahinin hayatını kaybetmesi ile başlayan protestolar ve ırkçılık karşıtı eylemler giderek büyüyor. Görüntüleri üzüntü ile seyrederken, bir taraftan da ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (Nasa) astronotları Doug Hurley ve Bob Behnken’in, Crew Dragon adlı uzay aracı ile tarihte bir ilk olarak uzaya fırlatılışını izledik.

Hayranlık ve utanç bir arada! Ne yazık ki, dünya giderek daha çok bireyci, içine kapanan, kendi gibi olmayanı dışlayan/ötekileştiren, bencil bir yer haline dönüşüyor.

Birlikte yaşamayı, farklılıklarımızla bir olmayı beceremedikçe, kaybedeceğiz. Ne hava kirliliği, ne Korona virüs, bizi bitirecek olan işte bu olacak!

Ne okusak?

Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin (TTM), İstanbul’da risk altındaki bölgelerde yaşayan çocukların COVİD-19 sürecinde haklarına erişiminin ortaya konması için, çocuklar ve bakım verenleriyle görüşmeler yaparak başlattığı projenin ön raporu yayınlandı. Sadece özeti okuyunca bile, virüsün mevcut eşitsizliği daha derinleştirdiğini, evinde interneti ve televizyonu olmadığı için aylardır başta eğitim olmak üzere pek çok hakkından mahrum yaşayan çocukların olduğunu görüyorsunuz. Araştırma Haziran sonunda tamamlanacak ancak özet raporu okumak isterseniz: http://www.tarlabasi.org/docs/Covid-19_Surecinde_Cocuklarin_Haklar%C4%B1na%20Erisimi_Raporu_Tarlabasi.pdf