Tüm dünyada virüsün yayılımını önlemek için #evdekal, #evdehayatvar gibi pek çok kampanya yapılıyor. Kamu spotları ve ünlüler farkındalık yaratmak için hepimize ‘evde kalın’ diyorlar. Doğru, şu an için evde kalmak en mantıklı ve doğru seçenek. Peki ama herkes için evde kalmak güvenli mi? Şiddet gören kadınlar, istismara uğrayan çocuklar için evde hayat var mı? Ve evde kalmak bir kurtuluş mu, tehlike mi?
Şunu biliyoruz ki, çocuğa cinsel istismar yüzde 75 tanıdıktan geliyor. Hele ki aile içinden ise, bu çocuklar evlerde ne yapacaklar? Seslerini nasıl çıkaracaklar? Ya da eşi tarafından şiddete maruz kalan kadınlar ne yapacaklar? Yine yapılan araştırmalar, Türkiye’de şiddet sonucu hayatını kaybeden kadınların yüzde 75’inin evlerinde öldürüldüğünü gösteriyor. Hepimiz için ilişkilerimizi yürütmekte zorlandığımız şu günlerde, bu insanları düşünmeden edemiyorum. Bu konuda lütfen sesimizi çıkaralım. Güvenli evlerimizde, dört duvar arasına girdik diye, mağdur olan çocukları, kadınları unutmayalım. Duyarsak, görürsek, hissedersek;
ALO 183 Sosyal Destek Hattı’nı, MOR ÇATI’yı ya da Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’nı (02126569696) arayalım.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Mobil Kadın Destek Uygulaması KADES’i telefonlarımıza indirelim.
UCİM (Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği) yetkililerini mutlaka haberdar edelim.
Bu sosyal izolasyon dönemi, istismarcıların yanına kar kalmasın!
Online sınıf imtihanı
Dün evden canlı dersler başladı. Yan odada çalışmaya çalışırken, duyduğum bir düzine çocuğun “örtmenim, örtmenim” çığlıkları idi. Sevgili öğretmenimiz de hepsini dinlemek, bir taraftan da hep bir ağızdan konuşmamaları için kuralları anlatmakla uğraşıp durdu. O arada da olabildiği kadar ders anlattı. Hepsini kucaklamak, saçlarını okşamak, ‘sizler çok güçlüsünüz çocuklar ve bu günler geçecek, birlikte başaracağız’ demek istedim.
Ne yapsak?
Bence yılın en sevimli işi olan, kışlıkları kaldırma, küçülenleri ayırma, yazlıkları çıkarma işini çocuğunuzla birlikte yapabilirsiniz. Dolabının düzenlenmesi, küçülen eşyalarını deneyip ayırması onun da hoşuna gidecektir. Aynı şekilde oyuncakları da birlikte ayıklayıp, düzenleyebilirsiniz. Fazlalıklardan kurtulmak hepimize iyi gelecek.
Afrika’dan gelen fasulye
Geçtiğimiz ocak ayındaki ara tatilde, ailecek Kenya’ya gitmiştik. Orada yaşayan dostlarımızın yanında kalıp, harika bir Kenya turu yapmıştık. Nairobi’deki çay bahçelerini gezdiğimiz bir gün, yerde bir fasulye tanesi bulmuştu Derin. Çantasına atıp Türkiye’ye getirdiği fasulyeyi, ıslak pamuğa sarıp, çay tabağına koydu. Açıkçası ne ben, ne babası pek ilgilenmemiştik. Fakat fasulyenin filizlenip, büyüdüğünü görünce heyecanlanıp, minik bir saksıya diktik. Her geçen gün inanılmaz bir hızla büyüdü Afrikalı fasulye. Saksısına sığmaz oldu. Mutfak camını sarmaya başladı. Her gün sulayıp, sohbet ediyoruz. Doğduğu toprakları anlatıyoruz. Havalar biraz daha ısınsın, saksıdan kurtarıp, dışarıya dikeceğiz. Benim için umut oldu bu fasulye. Her sabah uyanıp mutfağa girdiğimde, ona ‘günaydın’ diyorum ve mucizelere tekrar inanıyorum. Bu fasulyenin ihtiyacı dünyanın neresinde olursa olsun, biraz toprak, ışık, su ve ilgi. Bizim de ihtiyaçlarımız aynı. Sevgi, kabul, paylaşmak, empati ve biraz ekmek ile su. İhtiyaçtan fazlasını almadığımız sürece, hepsinden bolca var.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024