Zeynep İşman

Zeynep İşman

zeynepisman@gmail.com

Tüm Yazıları

Sınav sistemi, liselerin öğrenci seçme kriterleri, açıkta kalacak öğrenci sayısı gibi konular gündemdeyken velilerin kafası da karışık. Tüm bu süreci eğitimci Kayhan Karlı ile konuştuk.

“Hibrit liseler eğitimin  geleceğini değiştiriyor”

1 milyonu aşkın öğrencinin girdiği LGS sınavı sonuçları 23 Haziran’da açıklandı. Hayallerindeki liseye girmek isteyen öğrenciler için tercihler yarından itibaren yapılmaya başlanacak. Özellikle pandemi sonrası dünyada okul sistemlerinin hibritleştiğine işaret eden, “Hibrit liseler dünyadaki eğitimin geleceğini değiştiriyor. Biz de bu yönde değişmeliyiz” diyen YÖM Okulları kurucusu, eğitimci Kayhan Karlı ile yeni nesil öğrenme sistemlerini konuştuk.

Haberin Devamı

*Lise eğitiminin geliştirilmesi gereken yönleri sizce nedir?

Okullarımız hep sınav odaklı, çocukların eğilimleri için fırsat vermiyor. Üniversite sınavına değil, üniversiteye hazırlayan liseler yaratmalıyız. Üniversitede araştırma yapmayı bilmeyen, yazı yazıp kendini ifade edemeyen çocuklar var. Lise kimlik ve karakterin şekillendiği yıllar. Kendini ifade etmekle, düşünmekle, fikir dünyasını zenginleştirmekle ilgili gelişemiyorlar.

*Peki, nasıl nitelikli hale dönüştürebiliriz?

Araştırmalara baktığımızda fark yaratanların hepsi orta sınıf çocukları. Yüzde 5’lik bir üst grup var ama onların mücadele etmelerine gerek yok, gideceği yerler belli. Alt grupta ise potansiyeli olan çocuklar var, ancak destekleyen biri çıkmazsa sürdürülebilir olmuyor. Bu gruba fırsat yaratan, eğitimdeki niteliği tabana yaymaya çalışan, orta ve alt gelir grubunun yaygın okulu haline getirilmesi gerekli. Bugün liselerde çocukların yüzde 30’u açık liseye geçiyor, okula devam etmiyor. Çünkü liseler çocuklara hiçbir fırsat tanımıyor. Okul gerçek anlamda bir yer olmaktan çıkıp, kurslaşmış durumda. Göstermelik projeler yapmak yerine, çocukların gerçekten üretip, işe dönüştürebildiği projelere odaklanmalıyız.

“Hibrit liseler eğitimin  geleceğini değiştiriyor”

“Servis ve yemekhane yok”

*Hibrit liseden ne anlamalıyız?

Lisede MEB’in zorunlu ders saati 30-32 saat. Biz MEB’in tanıdığı tüm seçim haklarını çocuklara verdik. Onun dışındaki tüm ek saatler için de “learning hub” adlı bir alan yaptık. Hibrit bir kütüphane gibi düşünün. Çocuğun çayını kahvesini alıp serbest çalışabildiği, tartışmaya ve üretime fırsat sunan bir alan. 40 saatlik programın içinde diyelim ki 3 saatini buraya ayırıyor. Kanada ve ABD’de akredite anlaşmalı okullarımız var. Çocuklar eş zamanlı olarak istedikleri liseye de kayıt olup online okuyorlar. Eşleşen bazı dersleri muaf saydırabiliyoruz. Böylece farklı ülkeden çocuklarla aynı programı yürütüyorlar. 12’nci sınıfı bitirdiğinde 2 diploması oluyor. Böylece yurt dışında bir üniversite tercihi yaparken de avantajlı oluyor. Singapur’da bir üniversiteden uluslararası kariyer hazırlık paketi alıyorlar. Finlandiya ile eş zamanlı projelerimiz var. ABD’de yaşayan fizik öğretmenimiz, buradaki öğretmenimizle eş zamanlı proje geliştiriyor. Çocuğun, okulu öğrenmeyi derinleştirmek için kullandığı sosyal etkileşim alanı haline getirmeye çalışıyoruz.

Haberin Devamı

*Bu alanda farklılaşan yönleriniz neler?

Hibrit liseyi açarken, çocukların içinde bulunmaktan keyif alacakları bir yaşam alanı haline dönüştürmek istedik. Normal Anadolu lisesinden farklı olarak öğrencilerin deneyim kazandığı atölyeler var. Modern bir marangozhanemiz, profesyonel çekim yapabildikleri YouTube stüdyosu, kendi kanallarını oluşturdukları podcast stüdyosu, profesyonel kayıt aldıkları müzik stüdyosu var. Bizim lisemizde servis yok. Çocukların toplu taşımayı öğrenmeleri gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle özellikle İstanbul’da toplu taşımaya uygun bir yer çok aradık. Yemekhane yok. Kantinde sağlıklı ürünler bulunduruyoruz. Ayrıca buzdolabı, mikrodalga, tost makinesi var. Liseli kendi yemeğini kendi hazırlıyor. Sefer tasını öğrendi çocuklar. Birbirlerinden etkileniyorlar ve neredeyse yüzde 90’ı evde hazırlayıp getiriyor. Gastronomi atölyesinde kendi ürettiklerini yiyorlar.

Haberin Devamı

“Hibrit liseler eğitimin  geleceğini değiştiriyor”

Anaokulundan liseye kadar İstanbul’un Anadolu Yakası’nda yer alan YÖM Okulları, İzmir’den sonra yeni eğitim yılında Ankara’ya da merhaba diyecek.

*Veliler okul seçiminde hangi kriterleri göz önüne almalı?

Okulların hızla hibritleşmesi gerektiğini düşünüyorum; çünkü eğitimin maliyetlerini düşürmeden, niteliğini artıramayız. Ne yapıp edip ortaokul ve liseyi hibritleştirerek, dijital araçları kullanarak, nitelikli öğrenmeyi daha çok öğretecek ortamlar oluşturmalıyız. Okulda eleştirel düşünmeyi öğretmiyoruz. Yapay zekâ insan gücüne dayalı işler hızla yok oluyor. Okul arayan velilere önerim; test çözdüren değil, anadil, matematik ve bilim okuryazarlığını veren okullara bakmalılar. 1 soruyu bir ders boyunca tartışmak, 20 soruluk test çözmekten daha öne taşır. Yani çocukları senelerce heba etmeye gerek yok. Son sene disiplinli bir çalışma yeterli.

“Yeni nesil öğrenme sistemleri okulları yok edecek”

*İmkanı olanlar liseyi yurt dışında okumak istiyor. Bu bizi nereye götürecek?

Ebeveynlerin ve çocukların yurt dışı eğitim konusunda bilgilenmesi gerekli. “Gitsin de nereye giderse gitsin” bakışı yanlış. 3 milyon kişi üniversite sınavına girdi. Bunun 1.7 milyonu yeniden girenler. Ebeveynler unutmamalı ki, üniversite bir meslek ya da hayat kazandırmayacak. Çocuklar bunu kendileri tasarlayacaklar. Pek çok meslek yakın gelecekte kalmayacak. Bu çocuklar ömürleri boyunca belki 5-10 kere iş değiştirecek. Öğrenmeleri gereken; yaşam boyu öğrenebilme, uyumlanabilme, risk alabilme, dünyanın her yerinde yaşayabilme becerileri kazanmak. Önümüzdeki 10 yılda; yeni nesil öğrenme sistemleri okulları yok edecek. Yeni nesil yaşam modelleri ile doğanın içinde teknolojiyi de kullanacağız.