Sokağa çıkamayan, sosyalleşemeyen, okula gidemeyen, arkadaşlarını göremeyen ergenlerin dünyasında neler oluyor? Ergen terapisti Prof. Dr. İrem Yaluğ Ulubil “Online dostluklar onlara yetmiyor; hatta bazen kaygılarını tetikliyor” diyor.
Bir yılı aşkın süredir devam eden pandemi nedeniyle eve kapanmak zorunda olmak, sokağa çıkma yasakları, kafe gibi sosyalleşme alanlarının kapalı olması, uzaktan eğitim, arkadaşlarıyla bir araya gelememek, zaten zorlu bir süreç yaşayan ergenleri iyice zorladı. Arkadaşa ve kendini ifade etmeye her zamankinden fazla ihtiyaç duyan gençler için, bugünler nasıl geçiyor? Nerelerde sosyalleşiyor ve iletişim ihtiyaçlarını nasıl karşılıyorlar? Hangi duygularla mücadele ediyorlar? Bu soruları ergen terapisti psikiyatrist İrem Yaluğ Ulubil’e ve Türkiye’nin ilk online Z kuşağı topluluğu Z Community üyelerine sorduk.
Ergen ve yetişkin psikiyatristi Prof. Dr. İrem Yaluğ Ulubil
“Pandemi sosyal eğitime ket vurdu”
- Pandemi ergenleri nasıl etkiledi?
Pandemi, gençlerin yetişkinliğe adım atarken ihtiyacı olan ve belki de sadece toplum içinde alabilecekleri sosyal eğitime ket vurdu. Yetişkin olmak; dengeli, sınırları bilen ve koruyabilen, şefkatli, nezaketli iletişim becerisi gerektirir. Kutlama yapmak, beraber ağlamak, korkmak, sevdiğini ifade edebilmek, göz kontağı kurabilmek bir beceridir ve gençlerin bu becerileri ekran önünde geliştirmesi tabii ki çok zor. Gençler, gerçek iletişimi özledi.
- Gençler neler yaşıyor ve hangi şikâyetlerle geliyor?
Bu dönemin gençleri, pandemi ile beraber olağanüstü bir döneme tanıklık ediyor. Bu dönem, hemen her bireyin ihtiyacı olan, dünyanın “güvenli” bir yer olduğuna dair inancı sarstı. Dünyanın tek bir aileden oluştuğunu fark ettiler. İnsanlık güvende değilse onlar da güvende olmadıklarını anladılar. Bu durum belirsizlik ve kaygıyı getirdi. Belirsizlik, özellikle gençlerin yönetmekte zorluk çektiği bir durumdur. Yalnızlaştılar. Arkadaşlarından fiziksel olarak uzaklaşmaları, paylaşımlarını azalttı. Kapışmak, barışmak, âşık olmak, flört etmek kendi içinde bir okuldur. Temel duygusal ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamamaya başladılar. Anı biriktiremiyorlar. Hiç bilmedikleri ülkelerden, gerçekte kim olduklarını bilmedikleri sanal oyun arkadaşlıkları edindiler. Sosyalleşme ihtiyaçlarını bununla gidermeye çalışıyorlar ve bu online dostluklar onlara yetmiyor; hatta bazen kaygılarını tetikliyor. Biz bu dönemin izdüşümünü tahammülsüzlük, sinirlilik, düşük enerji, neşesizlik, derslere girmede isteksizlik, konsantrasyon, uyku ve beslenme bozuklukları olarak görüyoruz.
- Gençlere neler önerirsiniz?
Güvenliği ve mesafeyi elden bırakmadan, açık havada yapılacak fiziksel aktiviteler faydalı olacaktır. Kaygıyı artıran travmatik haberlere ulaşımın azaltılması, sosyal ağ kullanımının arkadaşlık ilişkilerini destekler hale getirilmesi önemli. Kısıtlamalarda tüm ailenin yakın temasta olduğunu düşünürsek, iletişimde tansiyonu artırmadan, daha sakin, pozitif, yapıcı bir üslubun benimsenmesi yaşam kalitesini artırır. Aile film geceleri, evdeki tamirat ya da hobilerin paylaşılması, daha fazla iletişim, bu zor dönemde hayatı kolaylaştırır.
“Online ortamda samimiyet bir yere kadar”
Z Community ekibinden Umay Talay ve Melisa Akkuş
- Z Community hangi amaçla kuruldu ve neler yapıyorsunuz?
Z Community hepimizin evlere kapanmak durumunda kaldığı bir dönemde, Mayıs 2020’de kurulan ilk online Z kuşağı topluluğu oldu. Amacımız, online hayata geçişle azalan sosyalleşme ve akran öğrenimini sağlayabilecek bir ortak oluşturmaktı. 3 ülke ve Türkiye’den 52 şehirdeki 2 binden fazla Z kuşağı bireyi, bir araya getirdi. Böylece dezavantajlı bölgelerdeki bireyler de hem sosyalleşme hem de kendilerini geliştirme fırsatına sahip oldu. Z Community içerisinde bizler akran öğrenimi şeklinde ilerleyen ve birbirinden farklı konularda hazırlanmış eğitimler, üyelerin isteklerine bağlı açılan kulüpler ve yine üyelerin ilgi alanlarına yönelik projeler üzerine çalışıyoruz.
- Bu dönemde sosyalleşme ihtiyacınızı nasıl karşılıyorsunuz?
Genellikle görüntülü konuşma platformlarında bir araya geliyor ve online iletişim kuruyoruz. Çünkü hem karşılıklı bir şekilde iletişim kurabiliyor hem de ortakça yeni fikirler üretebiliyoruz.
- Son bir yıldır gençler en çok hangi dijital platformlardalar?
Birbirimizden haberdar olmak için Instagram ve Zoom gibi uygulamalar üzerinden görüşüyoruz. Yaptığımız çalışmaları yaygınlaştırarak, sesimizi duyurabilmek için dijital platformlarda birlikte olmaya çalışıyoruz.
- Online dostlukların farkı ne?
Bu süreçte önceden çok zararlı gösterilen online dostluklarımız hayatımıza dahil oldu. Online dostluklar her ne kadar bizim bu süreci daha rahat atlatmamızı sağlasa da, online ortamda samimiyet bir yere kadar ilerleyebiliyor. Buna rağmen Türkiye’nin birçok yerinden arkadaşlıklar kazanmak çok değerli.
- En çok neleri özlediniz?
En çok okullardaki rutinimizi özledik. Arkadaşlarımızla rahatça buluşmanın, gezmenin, bir şeyler içmenin yani aslında eskiden bizlere basit gelecek her şeyin kıymetini daha iyi anladık ve en çok da bunları özledik.
- Aile ilişkileriniz ne durumda?
Bu dönemde hem online derslerin yoğunluğu hem de yoğun çalışmalar sonucu maalesef kendimize ve ailemize çok da fazla vakit ayıramadık. Sokağa çıkma yasaklarından ve evdeki herkesin hem bu süreçten ve sürekli evlerde kalma durumundan dolayı bir gerginlik içerisinde olduğunu hissediyoruz. Bu da ister istemez ilişkilerimize yansıyor.