Boşanma oranları geçen yıl yüzde 27.46 oranında arttı. Haliyle yalnız ebeveynlerin sayısı da her geçen gün artıyor. Özellikle çocuğun yaşının küçük olduğu boşanmalarda velayet çoğunlukla annede olduğundan, anneye yüklenen sorumluluk ve dertler de çığ gibi büyüyor.
Bir çocuğu büyütmek için bir köy gerekir” denilir. Bu söz o kadar doğru ki. Ancak gün geçtikçe o köyleri kaybediyoruz. Ne aile büyükleri ne komşu teyzeler ne de en yakın arkadaşlar… Zorlayıcı, hızlı, rekabet dolu hayat koşulları, üstüne bir de pandemi yüzünden etrafımızda kimsecikler kalmadı. Çekirdek bir aile için bile çocukların bakımı zorlaşmış iken, bir de boşanmış bir anneyseniz, vay halinize!
İstatistikler gösteriyor ki, boşanma oranları son yıllarda hızla artıyor. Kadın, maddi manevi her tür baskıya rağmen mutlu olmadığı yerde kalmak istemiyor. Ancak boşandıktan sonra da kadınlar için hayat kolay değil. Bekâr bir anne iseniz, velayet, nafaka, sorumluluk paylaşımı, eğitim, sağlık gibi kritik kararlar, duygusal ihtiyaçlar genellikle kadının üstüne kalıyor. Şanslı iseniz ayrı da olsanız saygıya, güvene ve iş birliğine dayalı ortak ebeveynlik yapabiliyorsunuz. Bekâr bir anne için tüm zorlayıcı koşullara rağmen en büyük güç, sosyal çevresinden göreceği destek. O nedenle kendi köylerimizi yaratmamız gerekiyor. Bazen kapı komşumuz, bazen en yakın arkadaşımız bazen sosyal medyada edindiğimiz topluluklar, çocuklarla büyürken annelere en büyük desteği veriyor.
Peki bekâr anneler en çok hangi konularda zorlanıyor? Nafakalar günümüz koşullarında ihtiyaçlar için yeterli olmayabiliyor ya da eski eş tarafından ödenmiyor. Babadan maddi anlamda bir destek yoksa anneler hem çalışmak hem de çocuklarına bakmak zorunda kalıyor. Bakıcı tutma imkânı yoksa çocuğun tüm sorumluluğu anneye kalıyor. Birden fazla çocuk varsa anne tüm çocuklara yeterli zamanı ayıramadığından hem vicdan azabı çekiyor hem kendine hiç zaman ayıramıyor. Boşandıktan sonra ekonomik yetersizlikler nedeniyle baba evine dönmek zorunda kalan anneler, çocuk bakımı konusunda destek alsa da psikolojik olarak kısıtlanmış hissedebiliyor. Toplumun bekâr annelere bakışı halen değişmediği için, annelerin güvenebileceği yeni bir ilişki yaşaması ve duygusal ihtiyaçlarını karşılaması zorlaşıyor.
Tek başına başarmak zor
9.5 yaşındaki çocuğuyla 9 yıldır bekâr olan bir anne, hikâyesinden şöyle bahsediyor: “Hamileyken eski eşimden gördüğüm manevi şiddet artınca önce kendim sonra bebeğim için bu evliliği bitirme kararı aldım. Zorlandığım diğer bir konu ülkemizdeki “dul kadın” kavramının maalesef devam etmesi. Boşandığınız eş, maddi destek sağlamıyorsa tek başınıza hem çocuk bakıyor hem maddi olarak yetmeniz gerekiyor. Mesela ben İstanbul gibi büyük bir şehirde tek başıma çocuğumu özel okulda okutuyorum; barınma, beslenme gibi zaruri ihtiyaçlarını sağlıyorum, özel isteklerine elimden geldiğince yetmeye çalışıyorum. Bunu başarmak gerçekten zor, kendi ihtiyaçlarınızdan özveride bulunmanız şart.
Arkadaşlar en iyi ilaç. O gün mutsuz mu uyandınız hemen yakın bir dostunuzu arayın, zaman varsa bir kahve için, sohbet edin. Ufacık bebeğiyle, cebinde 50 lirayla boşanma kararı veren bir anne olarak söylüyorum; anneler güçlüdür ve siz mutluluğu seçtiğiniz zaman her şey yoluna girecektir.”
Alternatif modellere ihtiyaç var
Kendisi de bekâr bir anne olan Esra Baykal kurumsal hayatında içinde. Kendilerine farklı iş kolları yaratmaya çalışan annelere, sosyal yetkinlikler konusunda da kendilerini geliştirmek isteyenlere bu Call Center’ların verdikleri eğitimlerin büyük bir destek ve gelir kapısı olabileceğini söylüyor. Psikolojik, pedagojik destekler, finansal okuryazarlık eğitimleri, iş yeri kreşlerinin artırılması, esnek saatli çalışma imkânları, hukuksal haklara dair seminerler ve İŞKUR desteklerinin bekar anneler için önemini anlatıyor. Baykal, “Çocuklarını emanet edecek aileleri yakında olmayanlar en zor durumda kalanlar elbette. Kreş fiyatlarını, bakıcı bütçelerini karşılamakta zorlanıyorlar. Çocukları ile başladıkları yaşamlarında, çalışmak için alternatif modellere ihtiyaç duyuyorlar. Kamu, yerel yönetimler ve marka desteği ile sahip oldukları haklar konusunda geniş çaplı bilgilendirmeler, girdikleri yolda kendilerini daha güvende ve güçlü hissetmelerini sağlayacaktır.”
Yüzde 27’lik artış
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılı evlenme ve boşanma istatistiklerini göre, boşanmalar geçen yıl yüzde 27.46 oranında arttı. 2020’de 136 bin 570 olan boşanma sayısı, 2021 yılında 174 bin 85’e çıktı. Evlenen çiftlerin sayısı ise 2020 yılında 488 bin 335’ken 2021 yılında yüzde 15.02 artarak 561 bin 710’a yükseldi.