Gençler mutsuz, kaygılı... Ergenlikte antidepresan kullanımı rekor seviyede. Genç kızlar için sosyal medya, güzellik algısı, mükemmellik baskısı çok zorlayıcı. Klinik Psikolog Dr. Tara Porter’ın “Anlamıyorsun İşte” adlı kitabı, bu zorlu süreci genç kızların bakışından ele alıyor
Ergenlik yılları fazlasıyla zorlayıcı ve çalkantılı. Günümüzde gençlerin göğüslemek zorunda olduğu roller, rekabet ve mükemmellik baskısı çok fazla. Peki, genç kızlar hayatın bu dönemiyle nasıl baş etmeli? Ebeveynler neler yapmalı? Klinik Psikolog Dr. Tara Porter’ın “Anlamıyorsun İşte” adlı kitabı, bu zorlu süreci genç kızların bakışından ele alan ve ailelere de bu bakış açısıyla yol gösteren bir rehber. Porter ile genç kızlara aileden arkadaşlığa, sınavlardan aşka, diyetten sosyal medyaya pek çok kritik konuda yol gösterici olan kitabı hakkında konuştuk.
Kitabınızda değindiğiniz gibi kızlarımız daha özgür, seçim şansları daha fazla ama daha mutsuzlar. Neden?
Neredeyse çeyrek yüzyıldır ergen ruh sağlığı alanında çalışıyorum. Ergenlerin yetiştirilme biçimi temelden değişti ve bu sadece telefon ile internete bağlı. Artık hızlı, tempolu, küresel bir dünyada yaşıyoruz. Çocuklardan her zaman, her şeyde “daha fazlasını yapmalarını ve daha iyi olmalarını” istiyoruz. Karşılaştırma ve rekabet içinde genellikle bağımızı ve şefkatimizi kaybederiz. Gençler sürekli çabalıyor ama kendilerini asla yeterince iyi hissetmiyorlar.
Tara Porter’ın “Anlamıyorsun İşte” adlı kitabı Domingo Yayınları’ndan çıktı.
Konuşmaktan çok dinleyin
Aile içi iletişim neden bu kadar kopuk?
Ebeveynler iletişim kopukluğu için teknolojiyi suçlamaya hevesli. Bunun payı var ama şunu söyleyebilirim; ergenlik çağındaki çocuklarla iyi ilişkiler kurmanın tek püf noktası; konuştuğunuzdan daha çok dinlemek. Konuşmadan çok dinlemeye açık ve istekli olmak, yargılamamak çok önemli. Ergenler de dâhil olmak üzere hiç kimse, kendilerine neyin doğru neyin yanlış olduğunu söyleyen biriyle konuşmak istemez. Bizi görmek ve duymak isteyen insanlarla konuşuruz. Daha küçük bir çocukken onlara ne yapmaları gerektiğini söylemeye alışkın olduğumuz için ebeveynler için bunu yapmak çok zor. Ergenlerin ebeveynleriyle konuşmayı bırakmalarının ana nedeni, ebeveynlerin mümkün olan en kısa sürede tavsiyelerde bulunmaları. Tavsiyelerinizde geri durun, meraklı, empatik ve ilgili olun.
Döngüyü kırmanın yolu
Kızlarımızın psikolojik dayanıklılığını artırmak için bize düşen görevler neler?
Zihinleri “daha çok çalışmalıyım, daha iyi görünmeliyim, daha nazik olmalıyım” gibi beklentiler ve standartlarla dolu. Yoga veya farkındalık gibi sağlık için eklenen şeyler bile ulaşılması gereken bir standart hâline geliyor. Pek çoğu yeme bozukluklarıyla mücadele ediyor ve bunun altında anksiyete, depresyon, takıntılar yatıyor. Ebeveynler beklentileri olmadığını söyler, ancak eylemleri genellikle farklıdır. Kızlara, bu beklentilere uygun yaşamamaları için yardım etmeliyiz. Bu döngüyü kırmanın yolu, toplumun beklentilerinin sonsuz olduğunu görmelerine yardımcı olmak.
Sosyal medyanın da pompaladığı güzellik algısı onları çok zorluyor. Kendileri gibi olmayı nasıl başaracaklar?
Araştırmalarla kesinleşti ki, bu “mükemmel” bedenler, beden memnuniyetsizliğini körüklüyor. İlki; kavga etmeden, sağlıklı beslenmeyi, yasaklama olmadan, dengeli ve çeşitli yemeyi öğretmek gerekli. İkincisi; kendi bedenlerimizi ve görünüşümüzü tüm kusurlarıyla kabul ederek, onlara model olmalıyız. “Saçım berbat” ya da “şunu sil, berbat görünüyorum” demek yerine, “Bu fotoğrafta hepimiz çok mutlu görünüyoruz” ya da “Ah, ne kadar güzel bir gündü” demeye çalışabiliriz.
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt etmeleri konusunda yapabileceğimiz neler var?
Bolca dinlemeli ve destek olmalıyız. Böylece sorunlarını kendi başlarına çözebilirler. Kim olduklarını ve ne olmak istediklerini bulmanın en iyi yolu açık ve destekleyici bir ortamda olur. “Tamam, seni anlıyorum ama biraz yavaşlayalım. Bunun hakkında bir düşünelim” dediğimizde ve her durumda katı olmadığımızda gençler bizi dinleyecektir. Nazik olma konusunda rol model olun. İnsanlar hakkında dedikodu yapmayın. İyi bir örnek olun.