CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun yazılı sınavda 90 puan alıp, mülakatta elenen öğretmen adayı üzerinden başlattığı ‘liyakat’ tartışması siyaseten doğru bir hamle. Ama Kemal Bey’in bagajı hemen her konuda olduğu gibi liyakat meselesinde de dolu. O yüzden ‘helalleşme’ adımı gibi, liyakat ve atamalar üzerinden başlattığı polemikten de istediği sonucu alma şansı yok.
Çünkü Kemal Bey’de teori ve pratik uyumsuzluğu var. Yani söyledikleri ile yaptıkları örtüşmüyor. Bu yüzden attığı her doğru adım bizzat kendi partilileri tarafından etkisizleştiriliyor. En çok da bu sebeple inandırıcılık sorunu yaşıyor.
Barkan Kalınomuz. CHP’nin Aydın eski İl Başkanı. Bir süre önce “Liyakatli Menemen Tarifi” başlığıyla Kılıçdaroğlu’na seslendiği bir yazı kaleme aldı. Özetleyerek aktarıyorum. Bakın bir CHP’linin gözüyle partideki liyakat gerçeği neymiş...
“Sayın Kılıçdaroğlu ‘AKP devlette liyakati yok etti’ dedi. Çok da doğru söyledi. Altına imzamı atarım. Atarım amma bunları söylerken sen CHP’de liyakati uyguladın mı?
Mesela, bilmem kaç dönemdir köylün diye okuma yazmayı orta derecede bilen, hiçbir vasfı olmayan birini milletvekili yaptın! Hakkında dünya kadar ceza soruşturması var, icra dosyaları desen gırla. Şimdi söyle bana liyakat bunun neresinde?
HAS Parti’den paraşütle gelen, Atatürk’e ‘Kefere’ diyen adamı kadın kontenjanından Genel Başkan Yardımcısı yaptın. Liyakat bunun neresinde?
Ergenekon ve Balyoz davalarının borazancısı, Taraf yazarı Yüksel Taşkın’ı Genel Başkan Yardımcısı yaptın. Liyakat bunun neresinde?
Gaziemir Belediye Başkanı, karısını olmayan bir makama ‘Dış İlişkiler Ofisi Onursal Başkanı’ yaptı. Ne demekse onursal başkan? Liyakat bunun neresinde?
Ekrem İmamoğlu, Büyükçekmece’de seçilemeyen, 24 yaşındaki Meclis üyesi adayı kızı belediyede kariyer danışmanı yaptı! Kızın kariyeri yok ama kariyer danışmanı oldu! Şaka gibi. Liyakat bunun neresinde?
Torbalı’da belediye başkanının oğlu belediyenin şirketine genel müdür yardımcısı olarak atandı. Liyakat bunun neresinde? Yine Torbalı’da bir milletvekilinin kızı özel kalem müdürü yapıldı. Liyakat bunun neresinde?
Menderes Belediye Başkanı gelinini özel kalem müdürü yaptı. Liyakat bunun neresinde? Bu atamaların örneklerini çoğaltabiliriz. Selçuk, Safranbolu, Seyhan... Liyakat bunun neresinde?
Urla Belediye Başkanı FETÖ’den tutuklandı, ceza aldı. Liyakat bunun neresinde?
Karpuz seçmenin bile bir raconu vardır. Sen bunu bile beceremedin. Ön seçim yapsaydın bunların bir tanesi bile belediye başkan adayı olmayı bırak, beş oy alamazdı.
Menemen’de belediye başkanı zimmetten içeri girdi. Meclis çoğunluğuna rağmen belediye AKP’ye geçti. Parti Meclisi’nde sana ‘Bu adamı aday yapma’ diye 19 kişi dilekçe verdi. Sen ne yaptın? Dediğim dedik, öttürdüğüm düdük. Söyle Allah’ını seversen, liyakat bunun neresinde?
Yıllardır hep tartışılır... Menemen soğanlı mı olur, soğansız mı diye? Valla soğanlı da olur, soğansız da. Ama köy yumurtasıyla güzel olur. Sen de makine yumurtası olduğuna göre bir gerçek var ki... O da Menemen kesinlikle Kemal’siz olur!”
İşte böyle... “İktidar liyakati dikkate almıyor” diyenlerin karnesi bu!
Biz değil, CHP’nin eski İl Başkanı bunları söylüyor. Takdir sizin...
Vatandaş neticeye bakar
Yeni yıla maalesef zamlarla girdik.
Dünya genelinde enerji fiyatlarındaki artış, enerjide dışa bağımlı bir ülke olmamız, vs. Kimsenin umurunda değil. Vatandaş elektrik, doğal gaz ve benzine ödediği rakama bakıyor. Yani neticeye.
İktidar ne yapacak, edecek enflasyona karşı vatandaşı ezdirmeyecek. Asgari ücret ve memur-emekli maaşlarına yapılan zamlar olumlu. Yeterli mi derseniz... İşte orası tartışılır. Ama şartlar bu.
Meselenin bir de belediyeler boyutu var. Malum, genel iktidara giden yol yerelden geçiyor.
Türkiye’nin en büyük belediyeleri muhalefetin elinde. Kaynakları verimli kullanan, sosyal belediyeciliği önceleyen bir yönetim anlayışı şu süreçte muhalefete ciddi avantaj sağlayabilir. Ancak belediyeler bunun yerine zam üstüne zam yapmakla meşgul.
İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere hepsi toplu ulaşıma, suya, otopark ücretlerine astronomik zamlar yaptı. Sıkışınca topu iktidara atıyorlar. İyi, güzel de belediye kadrolarını yandaşlarınızla doldururken iktidara mı sordunuz? Tanıtım ve sosyal medyaya yüz milyonlarca lira ayırmak yerine, toplu ulaşıma zam yapmayabilirdiniz. İstanbul’da altı ayda toplu ulaşıma iki kez zam geldi.
2014-2019 döneminde İstanbul’da toplu ulaşım yüzde 35 zamlanmış. 2019-2022 döneminde ise 2.5 yılda yüzde 111.2!
İstediğiniz kadar suçu iktidara atın. Hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz. İşinize gelince dünya ekonomisindeki sıkıntıları görmezden gelip yaşanan her olumsuzluğu iktidara fatura etmeyi biliyorsunuz. O zaman daha iyisini yapabileceğinizi devasa bütçelere sahip belediyelerde ispatlayın.
Madem iktidar olma iddianız var, gereğini yapacaksınız. Yoksa vatandaş sizi niye tercih etsin?