Bir hedefe milletçe yükleniyoruz, tam yarı yola yaklaşırken, elimizde şiş, patlatıyoruz bindiğimiz otomobilin lastiklerini!Van olayı, Şemdinli olayı, Ağca olayı, Van Rektörü Aşkın olayı ve daha sayısız olaylar gaflar... Çoğu zaman okyanusu geçiyoruz da bir kaşık çayda boğuluyoruz!Yalnız vatandaş mı kabahatli? Hayır, asıl sorumlu ve suçlu, devleti, ülkeyi yönetenler, mührü kendilerine teslim ettiğimiz siyaset adamlarımızın ellerindeki çelik testereler, şişler... Üstüne oturduğumuz, yemyeşil yapraklı o güzelim dallarını kesmediğimiz ağaç mı kaldı? Yenileşme, değişme, çağ atlama, Batılılaşma hasretiyle bir buçuk asırdır çırpınıyoruz, ama manzaramız hep böyle! Üç beş ay önce Batı bizi övdüğü, istikbalimizi çok zengin, bir ülke gördüğü için, afra tafra dolaşıyorduk!Ne oldu? Şemdinli'de bir olay patladı. Ve bu olay şeffaf yönetilmedi. Halbuki tahmin edebiliyorsunuz değil mi, orada geçen olayları? Güneydoğu Anadolu'da yıllardır binlerce askerimiz, on binlerce sivil insanımız şehit edildi... Hâlâ da ardı arkası kesilmiyor. Orada bir tür savaş var.Maalesef bunların çoğu haber değerini bile kaybetti medyada.Hükümetin de pek sesi çıkmıyor olaylar karşısında veya basmakalıp demeçler... Ama Avrupa'da, Amerika'da, Japonya'da medya bize eleştiri yağdırıyor. Onlar öldürdüler mi özgürlük mücadelesi. Askerimiz bizimkileri savundu mu? İşledikleri cinayet! Tüüh yahu! İftira kampanyaları Van'da olup bitenler çok vahim! Üniversiteden ayrılan profesörlerin bunaldıklarını, her an böyle iftiralarla karşılaşmak ihtimali nedeniyle oradan ayrıldıklarını görür gibiyim. Türkiye Cumhuriyeti, o güzelim kapıları üç sınıra açılan Van şehrine bir üniversite kurdurmuş. Cıvıl cıvıl öğrencilerle dolu sınıflar... Yüz yıl öncesi bile kimsenin aklına gelir miydi böyle bir irfan yuvasının Van'da kurulacağı? Öğrenciler ve halk memnun! Ve bir de pırıl pırıl bir Rektör Aşkın.Bu bir gelenek gibidir. İlçelere kaymakam, illere vali, polis müdürü dayandırmak çok güçtür! Hele sınır şehirlerinde! Gazeteci olarak yarım asırdan fazla böyle çekişmeleri çok görmüş, okumuşumdur.En başta iktidar partilerinin başkanları... sonra şehrin eşrafı. İstekleri yapılmayınca valiyi ne yapar, ne eder attırırlar!Haydi bunları cahil insanlar yapsa, cahildir yapmışlar işte diyelim. Üniversitede görevli aydın kişiler, Van gibi kritik bir şehirde böyle fesatlık, jurnalcilik yapmaya utanmazlar mı?İşte bu da bir kısım aydınlarımızın gafleti. Parti tutmazsa Bir gaflet ve hıyanet olayı da, Türkiye sempatisi açık olan, bizlerin de güven duyduğumuz beynelmilel hakem Collina'ya bir geveze, sorumsuz rehberin 650 YTL'lik üç adet deri ceketi federasyon adına hediye verdiği haberi! Bu artık dal kesmek filan değil, hıyanetin daniskası! Dolar milyoneri, uluslararası saygı, sevgi kazanmış bir hakeme bir Türk çok çok ucuz iftira atıyor. Avusturya'yı yendiğimiz milli maçta meğer böyle bir hediye verilmişmiş! Tüüh... Ülkesini de pisliğe bulaştırıyor!FİFA soruşturma yapacak, göreceksiniz Pierluigi Collina'ya toz kondurmayacaktır. Uluslararası hakemler artık bizimkiler bir kadeh şampanya ikram etseler içmeyecektir korkudan! Ve belki de Pierluigi Collina bir daha Türklerin maçlarını yönetemeyeceğini söyleyecektir.Görüyor musunuz gaflet ve hıyanet içinde nasıl harakiri yaptığımızı? Collina ve harakiri!