Dünkü yazımda, verilen kredilerin geri ödenememesi durumunda, Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) karşılaşabileceği risklerden bahsetmiştim. KGF yönetiminden gelen açıklamada, bahsi geçen %7 batık kredi oranının, tamamen yok olmuş kredi değil, “geri ödenmeyen kredi(NPL)” olduğu söyleniyordu. “NPL”in İngilizcesi, “nonperforming loan” olmaktadır. Finans kuruluşlarından kredi kullananlar, anapara ve faiz ödemelerini zamanında yapmadıkları ve bu gecikmelerin bir süre tekrarlandığı durumlarda; bu çeşit krediler, finans kuruluşlarınca “NPL” havuzuna atılır. “NPL”, gelir üretmeyen varlık (nonperforming asset) anlamındadır.
Finans kuruluşları, bu kredilere “batık kredi” demek yerine, geri ödenemeyeceği düşünülen bu çeşit kredileri, ileride bir şekilde tahsil edilebilir göstererek, varlıkları arasında tutmaya devam ederler. Bu krediler bazen mahkeme yoluyla tahsil edilmeye, bazen de düşük fiyatla tahsilci kuruluşlara satılarak elden çıkarılmaya çalışılır. Birçok banka, NPL’lerin tahsil güçlüğünü görerek, bunlar için karşılık ayırır. Yahut NPL’ler düzgün kredilerle paçal yapılarak, tahsilci kuruluşlara pazarlanır.
NPL oranları azalıyor
KGF devreye girdiğinden beri, bankaların “NPL havuzu”ndaki kredilerinin çeşitli büyüklüklere oranları, iyice azaldı; neredeyse yarıya indi. Çünkü gelir üretmeyen ve tahsil edilme riski bulunan kredilerin birçoğu, KGF garantili krediye dönüştürüldü. Kısacası, bankalar tahsil edemeyecekleri kredileri, kredi kullananla anlaşıp; KGF garantili yeni bir krediye dönüştürmüş oldular.
Vadesiz hesaplar artıyor
Bankalar, kârlarının bir bölümünü vadesiz hesaplardan elde ederler. Çünkü vadesiz hesaplara genellikle faiz verilmez. Bankalar, kredi verdikleri müşterilerinden, verilen kredinin bir bölümünün vadesiz hesaplarda tutulmasını isterler. Böylece, verilen kredinin faizinin üzerine, ek bir gelir etmiş olurlar. KGF garantisi sayesinde, bankaların verdikleri krediler de artmış olduğu için, banka bilançolarındaki vadesiz hesap kalemi de sıçrayış gösterdi.
Anlaşılan, bu yıl bankaların kârları da ödedikleri vergi de rekor düzeye ulaşacak.
Gelecekteki risk
KGF sistemi, iyi kurgulanmış bir sistem. KGF sistemini korumak amaçlı olarak yapılacak şey, bir “kredi alım satımı ve takası platformu”nun devreye sokulmasıdır. Böylece, bankalar ve KGF ellerindeki kredi portföyünü piyasada satarak kredi verebilme limitini büyütebileceklerdir. Risk dağılacaktır. Kurulan sistem ülke büyümesine ciddi katkı sağlayacak ve her sözünde duracak üreticinin ucuz kredi bulması sağlanacaktır.
Avrupa Birliği (AB) böyle bir sistemin varlığının 2008 krizini bile önleyebileceğini düşünmüş ve AB’de “kredi alım satımı ve takası platformu”nun önümüzdeki yıl açılmasını kararlaştırmıştır. ABD’de ise, bu sistem zaten hayata geçirilmiş bulunuyor.