Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’de ilk kez Şanlıurfa’da vatandaşlar, “Vekilimi Kendim Seçmek İstiyorum” sloganıyla başkent Ankara’ya yürüyorlar. Bu “Uzun Yürüyüş”e hepimizin destek vermesi lazım. Çünkü, demokrasimizde hâlâ büyük sorunlar var. Örneğin, ülkemizde iktidar, parti kapatmaların demokratik olmadığını söylüyor. Oysa, demokrasilerde de partiler kapatılabilir. Serbest ekonomilerde, bankalar nasıl iflas edebiliyorsa.
Demokrasi, herkesin konuştuğu fakat kimin yalan söylediğinin bir türlü anlaşılamadığı bir rejimdir. İktidardakiler, yaptıkları, söyledikleri her şeyin doğru olduğunu iddia ederler. Tabii, bu imkânsızdır. Muhalefettekiler ise, iktidardakilerin yaptığı veya söylediği her şeyin yanlış olduğu görüşündedirler. Tabii ki, bu da imkânsızdır.
Üstelik, muhalefettekiler, bir türlü daha iyinin nasıl olacağını açıklamadıkları ve iktidardakiler kadar kendilerini anlatma olanağı bulamadıkları için, iktidara gelme şansları azdır. Kısacası, muhalefettekilerin iktidara gelme şansları, büyük ölçüde, iktidardakilerin yanlış yapmalarına bağlıdır.
Demokrasi, simgeler rejimi değildir. Daha doğrusu, demokratik partilerin simgeleri, parti bayraklarındaki amblemleridir. Amblemi daha ileri götürüp simgeye dönüştürmek, kendisine oy verenler dışındaki toplum üyelerini dışlamak anlamına gelir. Toplumun bir bölümünü dışlama ve bizden olanları belli etme yöntemi demokrasilerde yoktur.
Örneğin, kendi partili kadınlarını, hiçbir Müslüman ülkede olmayan bir biçimde örtme eğiliminde olma ve böylece, bizden olanları belirleme, demokrasi rejiminden faşist rejimlere geçiş dönemlerini anımsatır. Üstelik, politik simgeyi din kisvesi altında sunmak daha da tehlikelidir.

Haberin Devamı

Serbest piyasa rejimi
Demokrasi, yargının güçlü ve tarafsız olduğu, insan haklarının tam olarak uygulandığı, serbest piyasa ekonomisinin bulunduğu, küreselleşmeye açık bir rejimdir. Bizdekine benzer demokrasiye geçiş rejimlerinde, yargı yönlendirilmeye açıktır. Serbest piyasa rejimi tam olarak uygulanamaz. İnsan hakları konularında, kaçınılmaz olarak hâlâ problemler vardır. Çünkü, toplum yeterince eğitimli ve zengin değildir.
Vekilini seçmek ve parlamentoya göndermek, demokrasilerdeki vazgeçilmez uygulamadır. Öyle ki, seçim olmadan demokrasi olmaz. Peki, neden başkente yürüyor bu adamlar? Çünkü, biliyorlar ki, ülkemizde demokrasi sözde kalmıştır ve milletin vekillerini aslında millet değil, parti genel başkanları seçmektedir. Bu yüzden genel başkan, “Trenden inen, bir daha binemez” diyebilmektedir. Aynı durum, muhalefet partilerinde de geçerlidir. Bu sistemi değiştirmeden, gerçek demokrasiden bahsedemeyiz. Gerçek demokrasinin olmadığı yerlerde ise, partiler daha rahat kapatılır.
Bizim gibi demokrasiye geçiş süreci yaşayan ülkelerde, demokrasi rejiminin bir koruyucusu, sigortası olması lazımdır. Aksi takdirde, geri dönüşler yaşanabilir. Bizde bu sigorta ordudur. Bu yüzden, ordunun bu konuda stratejiler hazırlaması, “darbe”ye gitmeme şartıyla çalışmalar yapması normaldir.
Herkes kendi demokrasi kavramını sunmaya başladığında ise, kandırma ve takiye devreye girmiş demektir. Bu durumda, belki önce “demokrasi” kavramında anlaşmalıyız.