Bloomberg’in yaptığı araştırmalara göre, korumacılık, iklim değişikliği, ticaret savaşları, altyapı hazırlığı, otomasyon, internet kullanımı gibi testlerden geçebilen tek gelişmekte olan ülke, Türkiye. Türkiye, bu konulardaki dünya ortalamasında sekizinci sırada yer alıyor.
Sadece, ülkemizde popülist politikalar uygulanması riskinden bahsediliyor. Bu risk de Başkanlık Sistemi sayesinde oldukça azalmış durumda. Ülkemizin göçmen almaya açık konumda bulunması, ciddi bir risk unsuru olmaya devam ediyor.
ABD-Çin ticaret savaşı taraflara yılda 1.2 trilyon dolar zarar veriyor. Brexit İngiliz ekonomisini sarsıyor. ABD’nin ithal otomobillere gümrük koyması en çok Alman oto sanayiini vuruyor.
İklim değişikliği
ABD’yi vuran yüksek kategorideki fırtınaların neden olduğu zararlar, 1980’den beri beş kat artmış durumda.
Tayland’ın denizlerdeki su seviyesinin yükselmesi nedeniyle, büyük sel felaketleri ile karşılaşacağı biliniyor.
Öte yandan, sıcak hava, iş verimliliğini düşürüyor.
Bu konuda, Hindistan ve Vietnam en zararlı çıkacak ekonomiler arasında sayılıyor.
İklim değişikliği riski konusunda, 114 ülke arasında en iyiler için, şu sıralama yapılıyor. 1 numaralı çizelgede yüksek puan daha iyi durumu gösteriyor.
Lokomotifler...
Eğitimli işgücü, sermaye stoku, devlet borcunun azlığı, yargı bağımsızlığı, ekonomik istikrar, ticaret serbestliği, mali piyasaların gelişmişliği, gelişmiş ekonomilere yakınlığı gibi unsurlar yatırım kararlarını etkiliyor. 2 numaralı çizelge bu konudaki seviyemizi gösteriyor:
İleriye bakış
Düşük ve orta gelirli ülkeler global risklere daha açık görülüyor. Serbest ekonomi ve piyasalaşma ileriye bakışta önemli rol oynuyor. Bu konuda Türkiye 3’üncü çizelgede şöyle konumlanıyor: