Gelişen global şartlar, Türkiye ile ilgili bütün ekonomik verilerin düzeleceğini gösteriyor. Bu gelişmelerin ışığında, enflasyon oranlarının ve faizlerin düşeceği; bütçe açıklarımızın azalacağı; yabancı yatırımcıların ülkemize daha rahat girebileceği, özelleştirmelerin artacağı; ülkemizin reyting oranlarının yükseleceği bir yıla gireceğimizi söyleyebiliriz. Kaçınılmaz olarak, bu düzelmeden borsa da payını alacak.
Nedeni enerji fiyatı
Bilindiği gibi, enerji açığımız olmasa, ülkemiz cari açık vermeyecek. Dolayısıyla, enerji fiyatlarının düşmesi, doğrudan doğruya cari açığımızın azalmasına ve bütçe açıklarımızın düşmesine neden oluyor. Brent petrol fiyatının 85 dolara düşmesi ve doğalgaz fiyatındaki indirimler, cari işlemler açığının yaklaşık 8 milyar dolar azalmasına neden oldu; “açık”, 56 milyar dolardan 48 milyar dolara geriledi. Bu gerilemenin 5 milyar doları petrol ve petrol ürünlerinden, 3 milyar doları da doğalgaz fiyatlarındaki düşmeden kaynaklanıyor. Bu gelişme, cari açığımızın, Gayri Safi Milli Hasıla’mıza oranını da yüzde 8 oranında geriletti. İlave olarak, enerji fiyatlarında gerilemenin halen sürdüğü de düşünülürse, düzelmenin gittikçe artacağını da öngörebiliriz.
Petrol ve petrol ürünlerine büyük ölçüde sabit vergi uygulandığından, petrol fiyatlarında düşüşler, piyasamıza aynı oranda yansımıyor. Örneğin; petrol fiyatlarındaki yüzde 11’lik bir düşüş, halkımıza yüzde 6 oranında yansıyabiliyor. Doğal olarak düşen enerji fiyatları, bütçe açıklarını bir çok yönden düzeltici bir etki de yapıyor. Sonuç olarak, petrol ve doğalgaz fiyatları mevcut seviyelerini sürdürürse, ülkemizde enflasyonun, tedrici olarak düşerek, gelecek yılsonunda yüzde 6.5 seviyesine gerileyebileceğini öngörebiliriz. Buna bağlı olarak Merkez Bankası faiz oranlarını ciddi oranlarda düşürecektir. Enflasyonun ve faiz oranlarının düşmesi yatırımların artması ve ekonominin büyümesi anlamına gelecektir. Bu gelişmelerden faydalanan iktidar partisinin, önümüzdeki seçimlerden başarı ile çıkabileceği de söylenebilir.
Yatırımlar Türkiye’ye...
ABD ekonomisinin düzelme eğilimine girmesi, ABD borsalarının ciddi biçimde yükselmesiyle sonuçlandı. Ancak, artık bu yükselme sınırına yaklaşmış bulunuyor. Dolayısıyla, Amerikalı yatırımcılar yeni yatırım olanakları arıyorlar. Rusya ve İran’a ambargoların sürmesi, Ortadoğu Ülkeleri’nde savaş halinin bulunması, Arjantin ve Brezilya ekonomilerinin toparlanamaması, yabancı yatırımların Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülkelere kaymasına neden olacak.
Öte yandan, Avrupa Merkez Bankası’nın bir parasal genişleme eğilimine girmesi, Avrupa’daki alım gücünün artmasına neden olacak. Bu gelişmeden de ihracatımız olumlu etkilenecek.
Sonuçta, Türk Lirası yabancı paralar karşısında biraz güçlenecek, ihracatımız artacak, cari açığımız azalacak, bütçe açığımız azalacak, enflasyonumuz düşecek, faizlerimiz düşecek, borsamız yükselecek. Türkiye, yurtdışından daha kolay borçlanacak, derecelendirme kuruluşları notlarımızı yükseltecek; ülkemiz bir süre daha, yeniden parlayan yıldız haline gelecek.
Petrol fiyatları yeniden yükselene kadar.