Eric Chaline, “History’s Worst Inventions (Tarihin En Kötü İcatları)” kitabında bu yazıdaki buluşlara yer veriyor. Bunlardan bazıları kağıt üstünde kalmış; bazıları pratikte uygulama alanı bulamamış; bazıları ise, üretilmiş ama satılamadığı için terk edilmiş icatlar. Bu icatların bir bölümü, mucidinin ölümüne sebep olmuş; bazıları önceden kestirilemeyen sonuçlar doğurmuş; bazıları da kötü kişilerin eline geçerek felaketlere yok açmış.
Çevre kirliliği, küresel ısınma ve petrol savaşlarına sebep olması nedeni ile petrolün bulunmasını, “en beklenmeyen sonuca neden olmuş” olan kötü icat olarak değerlendirebiliriz. Milyonlarca kişinin kanser ve kalp hastalığı nedeni ile ölümüne neden olan ve ilk Kızılderililer tarafından kullanıldığı bilinen sigaranın keşfinin, petrolü takip ettiği anlaşılıyor.
Bunların arkasından, barutun ve silahların icadı; birçok bölgenin icat edilen mayınla döşenmiş olması; dinamit gibi güçlü patlayıcıların geliştirilmesi; organize suç ve terörizmi de uyardığı anlaşılan eroinin ve benzer maddelerin kullanılmaya başlanması; dünyayı yok edebilecek ölçülere ulaşan nükleer silahların icadı; vazgeçemediğimiz fakat her gün gittikçe artan ölçüde insanlığa zarar veren keşif ve icatlar arasında.
Yemek sonrası asbestos!
n Roma İmparatoru Charlemagne akşam yemeklerinden sonra yemek örtülerini ateşe atar ve misafirlerine bunların yanmadığını gösterip; övünürdü. Örtülerde kullanılan materyal, bugünlerde en ölümcül maddelerden biri olarak kabul edilen “asbestos”tu. Tarih boyunca milyonlarca madenci “asbestos” nedeniyle hayatlarını kaybetti. Günümüzde de, 2005 yılı itibariyle, çoğu Rusya ve Kanada’da olmak üzere, 2.2 milyon ton “asbestos” üretiliyor.
n Çağlar boyunca hükümdar ve diktatörler kendilerine karşı gelenleri cezalandırmak amacıyla, çeşitli aletler kullandılar. Bunlardan biri, Fransız Devrimi sırasında kullanılan “giyotin” idi. Kadere bakın ki, mucidi Joseph Ignace Guillotin de giyotinle öldürüldü. 1890’dan itibaren kullanılan “elektrikli sandalye” de benzer amaçlı icatlardan.
Mirasta arsenik faktörü
* 1250’li yıllardan itibaren, “arsenik” kullanılarak binlerce kişi zehirlendi. Arsenik’in etkileri, yiyecek zehirlenmesi ve koleraya benzer olduğu için, doktorların bu zehri ayırt etmeleri mümkün değildi. Ancak, 19. yüzyıl sonlarına doğru, “arsenik”in etkileri ayrıştırılabildi. “Arsenik” mirastan faydalanmak isteyen binlerce kişinin kendi akrabalarını öldürmek amacıyla kullandıkları bir zehir olmuştur.
* Daha önce bilinmesine rağmen, Leonardo Da Vinci’nin 16. yüzyılda geliştirdiği kimyasal silahlar, deniz savaşlarında kullanıldı. İlk kez, 1. Dünya Savaşı’nda geniş ölçüde kullanılan kimyasal silahlar, biyolojik silahlarla birlikte kitle imha silahlarının başında...
Spam iletilerin birikintisi...
* Tabiatın yok edemediği bir madde sayılan “plastik” kullanımı, son yıllarda o denli arttı ki, Pasifik Okyanusu’nun “gyre” olarak adlandırılan en geniş bölgesinin her kilometre karesinde, yaklaşık 400.000 adet plastik çöp bulunduğu tespit edildi. Pasifik’te Türkiye toplam toprak büyüklüğünü kaplayacak ölçüde plastik biriktiği anlaşılmış durumda. Öte yandan, Akdeniz’in her kilometre karesinde yaklaşık 2.000 plastik torba var. “Plastiğin icadı”, tarihteki en kötü icatlardan sayılıyor.
* 1874 yılında icat edilen DDT’nin öldürücü etkileri, 1967 yılına kadar tam olarak anlaşılamamıştı. DDT’nin zararlı böcekleri öldürmesiyle, başta sıtma ve tifüs olmak üzere böceklerden bulaşan hastalıklar yok edildi. Ta ki, 1962 yılından sonra, DDT’nin tüm tabiatı zehirlediği; birçok kuş neslinin yok olmasına neden olduğu ve eko sistemi bozduğu anlaşıldı. DDT’nin diğer zararları arasında, insanlarda sinir sistemini zafiyete uğratması, astım ve kanser risklerini artırması bulunuyor.
* Ölümcül icatlar arasında, bilgisayar virüsleri ve “spam” iletilerinin yarattığı gereksiz birikinti de bulunuyor.