25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi 7 Haziran Pazar günü yapılacak. Her bir sandıkta yaklaşık 370 kişi oy kullanacak. Gümrük kapılarında ve yurtdışı temsilciliklerinde 8 Mayıs tarihinden itibaren, randevu alınmadan (geçen yıl uygulanan randevu prosedürü iptal edildi) oy verilecek.
27 Mart tarihine kadar listelere itiraz edilebilecek. Seçmenlerin bu tarihe kadar durumlarını Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) internet sitesinden veya muhtarlıklardan kontrol edip, varsa, itirazlarını yapmaları gerekiyor. 29 Mart’a kadar seçmen listelerine itirazlar karara bağlanacak. 15 Nisan’da geçici aday listeleri açıklanacak; 16 Nisan akşamına kadar bu listelere itiraz edilebilecek. 19 Nisan akşamına kadar itirazlar ve varsa adaylıktan istifalar karara bağlanacak. 24 Nisan’da bağımsız adaylar ve siyasi partilerin seçim çevreleri bazında milletvekili kesin aday listeleri belli olacak.
Meclis’e en çok milletvekili veren İstanbul’un milletvekili sayısı 85’ten 88’e çıktı. Ankara da 2011 seçimlerinde 31 milletvekili çıkarırken, bu yıl 32 milletvekili çıkaracak. Bu iki ili 26 milletvekiliyle İzmir takip ediyor. Eğer erkene alınmazlarsa, bundan sonraki milletvekili seçimi 2020 yılında, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve yerel seçimler 2019 yılında yapılacak.
En büyük değişim
İktidar partisi AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi), bu seçimlerde Anayasa’yı değiştirecek bir çoğunluk elde etmeyi umuyor. Bu başarılabilirse, Başbakan Davutoğlu, “seçim kazanmış ve oylarını artırmış genel başkan” olacak ve Anayasa değiştirilerek, “başkanlık sistemi” getirilecek. Getirilecek “başkanlık sistemi”nin neye benzeyeceği ise bilinmiyor. Bilinseydi, 7 Haziran seçimleri “başkanlık sistemi” için bir referandum olurdu. Kısacası, halka “Siz milletvekillerini seçin; biz onların ne çeşit bir Anayasa’ya oy vereceklerini belirleriz” deniliyor.
Bu seçimlerde AKP, Anayasa’yı değiştirecek oranda oy alırsa, Türkiye geri dönülmesi çok zor olan bir sürecin içine girebilecek. Bu belirsizlik nedeniyle, cari açığın ve dış ticaret açığının azalmasına rağmen, döviz kuru artıyor; Türk Lirası her gün değer kaybediyor. Yurtdışına ciddi sermaye çıkışıyla karşı karşıyayız.
Belediyelerin borçları
Tersi söylenmiş olsa da, belediyelerin Hazine’ye olan borçları, seçim nedeniyle, ertelendi. Hazine, bu ertelemeyle ciddi bir kaynağından mahrum kalacak; sonuçta, bütçe bu kadar açık verecek ama yerel yönetimler, ödeyecekleri borç kadar seçim harcaması yapabilecekler, seçim yardımı dağıtabilecekler. Üstelik, yerel yönetimlere yeni borç da verilebilecek.
2015 yılı ocak ayı sonu itibarıyla, Hazine alacakları, TMSF-TOKİ-belediyeler dahil 16.8 milyar TL’ye ulaşmış bulunuyor. Bunun 11.3 milyar TL’si yerel yönetimlerin (belediyelerin) borçları. Hazine’nin yerel yönetimlerden olan alacaklarının % 80’inden fazlası, iktidar partisinin hakimiyetinde olan belediyelere ait.