Ülkemizde 2009 yılında bir küçülme yaşanacağı belliydi. Ekonomistlerin hemen hepsi bu gelişmeyi öngörebilmişti. Ama, küçülmenin bu denli büyük olması, Merkez Bankası haricindeki bürokratik yapı ve siyasilerin yanlış kararları nedeniyle oldu. Merkez Bankası, yaptığı faiz indirimleri ve piyasayı fonlama politikalarıyla küçülmenin daha da derin olmasını engelledi. Yatırımcıları korkutan, sağılanları yeniden sağmaya yönelik vergi politikası, yeni yatırımları cesaretlendiremedi. Bankaların özel sektöre daha fazla kredi vermeleri de sağlanamadı. Sermaye piyasalarında, korkunun yerini yenilik alamadı. Yabancı yatırımcı da gelmeyince, dibi bulduk. Yaşanılanlar, artık bizim yerli sanayiden vazgeçtiğimizin ve yabancılara bel bağladığımızın açık bir göstergesi sayılır.
Dünya merkez bankalarınca sürdürülen düşük faiz politikaları, piyasalara ucuz ve bol likidite sağladı. Buna, beklentilerdeki yükselen eğilim de eklenince, tüm dünyada borsa endeksleri yükseltiyor ve düşük faiz politikaları sürdükçe, bu “boğa piyasası” devam edecek.
İthalat hızlı artıyor
ABD ekonomisi, Avrupa’ya göre çok daha hızlı bir biçimde krizden çıkacak. Yunanistan, Portekiz, İrlanda ve İspanya ekonomilerinde beliren darboğazlar, ABD doları karşısında euro’nun son 3 ayda % 12 civarında erimesi ile sonuçlandı. Almanya dışındaki neredeyse tüm Avrupa Birliği ekonomileri sorunlu. Euro’nun değer kaybetmesi de Almanya’nın ihracatını destekliyor.
Bu dönemde, Çin hükümetinin ekonomiyi soğutma tedbirleri alacağı beklentisiyle, Şanghay Borsa Endeksi % 9 civarında değer yitirdi. Bu arada, Çin’in elindeki Amerikan Hazine Tahvilleri 40 milyar dolar civarında azaldı. Ancak, Çin’in süregelen Cari İşlemler Fazlası nedeniyle, Çin’in tahvil alımları sürer.
Yunanistan’ın mayıs sonuna kadar piyasadan 11.2 milyar dolar daha borçlanması gerekiyor. Yunan bankalarının değerleme notlarının düşürülmesinden sonra, Yunanistan’ın borçlanma faizi, % 6.5’i aştı. Ancak, hâlâ piyasadan borç bulmakta zorlanmıyor.
Yunanistan’daki yükselen krize ve global krizin Türkiye’den teğet geçmesine rağmen, Türkiye, Yunanistan’dan daha pahalıya borçlanıyor. Bizim ödediğimiz faiz, % 9 civarında. Öte yandan, biz de rahatlıkla para bulabiliyoruz. Örneğin, ocak ve mart aylarında yapılan Eurobond ihraçlarımıza istenilenin üzerinde talep geldi.
Bu yıl, Türk ekonomisi küçülme trendinden çıkarak, büyüme trendine girecek. İhracatta son 1 yılda % 20 civarında artış var. Ancak, Cari İşlemler Açığımız da artıyor. Yani, ithalatımız ihracatımızdan daha hızlı artıyor (Ocak sonu itibariyle, % 19.8). Yine, tüketici kredilerimizde % 16’lık bir artış gözleniyor.