Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önceki yazımda belirttiğim devrim niteliğindeki sermaye piyasası kuralları, yalnız halka açık şirketler için değil, henüz halka açılmamış tüm büyük şirketler için de uygulanmalı. Kaçış olmamalı. Uluslararası finansal piyasalardan fon sağlama olanaklarının arttırılması, finansal krizlerin ve şirket skandallarının arkasında yatan nedenlerden en önemlisi olduğu bilinen “kötü yönetim”den şirketlerin kurtarılması, ekonomimizin ve sermaye piyasamızın rekabet gücünün arttırılması için, yalnız halka açık şirketlerin değil tüm büyük şirketlerin de bu prensipleri uygulaması gerekli.
Getirilen sistematik uygulamalarla, şirketlerin pay ve menfaat sahiplerine eşit davranması ve ortaya çıkabilecek çıkar çatışmalarının önüne geçilmesi de sağlanacak.

Yönetim kurulu üyelerinin durumu
Yeni Tebliğ’de, Yönetim Kurulu üyelikleri konusunda, olumlu büyük değişiklikler var:
- Yönetim Kurulu üyelerinin yetenek, beceri ve deneyim düzeyleri ile bağımsızlık derecesi, Yönetim Kurulu’nun performans düzeyini ve başarısını belirler ve şirketin hedeflerine ulaşmadaki başarısını doğrudan etkiler. Öte yandan, Yönetim Kurulu tarafından oluşturulacak komitelerin başkanlarının da “bağımsız üye” olması faydalı. Yönetim kurullarındaki “bağımsız üye” sayısı, bu nedenle de arttırılmakta.
- Yönetim Kurulu üyelerinin şirket ile işlem yapabilmesi ve rekabet edebilmesinin, ancak pay sahiplerinin 3/4’ünün onayı ile mümkün olabilmesi önerilmekte.
- Bundan böyle, Yönetim Kurulu’nun sayısı 2’den az olmamak üzere en az 1/3’ünün “bağımsız üyeler”den oluşması zorunlu. (Bağımsız üye sayısının hesaplanmasında, küsuratlar izleyen tam sayı olarak dikkate alınacak.)
- Şirketin yönetim kurulunda son 6 yıl içerisinde kurul üyeliği yapan bir kişi yönetim kuruluna bağımsız üye olarak atanamayacak.
Bağımsız üyenin özellikleri
Yönetim kurulu üyelerinin “bağımsız üye” olarak nitelendirilmesi için, aşağıdaki kriterlere uymaları gerekiyor:
a- Şirket, şirketin ilişkili taraflarından biri veya şirket sermayesinde doğrudan veya dolaylı olarak % 5 veya daha fazla paya sahip hissedarların yönetim veya sermaye bakımından ilişkili olduğu tüzel kişiler ile kendisi, eşi ve üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımları arasında son beş yıl içinde istihdam, sermaye veya ticaret anlamında doğrudan veya dolaylı bir menfaat ilişkisinin kurulmamış olması,
b- Yönetim kuruluna bir pay grubunu temsilen seçilmemiş olması,
c- Başta şirketin denetimini ve danışmanlığını yapan şirketler olmak üzere, yapılan anlaşmalar çerçevesinde şirketin faaliyet ve organizasyonunun tamamını veya belli bir bölümünü yürüten şirketlerde çalışmıyor olması ve son beş yıl içerisinde yönetici olarak görev almamış olması,
d- Son beş yıl içerisinde, şirketin bağımsız denetimini yapan kuruluşlarda istihdam edilmemiş veya bağımsız denetim sürecinde yer almamış olması,
e- Şirkete önemli ölçüde hizmet ve ürün sağlayan firmaların herhangi birisinde çalışmamış ve son beş yıl içerisinde yönetici olarak görev almamış olması,
f- Eşi veya üçüncü dereceye kadar olan kan ve sıhri hısımları arasında hiçbirisinin şirkette yönetici, toplam sermayenin % 5’inden fazlasını elinde bulunduran veya her halükârda yönetim kontrolünü elinde bulunduran pay sahibi olmaması,
g- Şirketten yönetim kurulu üyeliği ücreti ve huzur hakkı dışında başka herhangi bir gelir elde etmiyor olması; yönetim kurulu görevi dolayısıyla hissedar ise sermayede sahip olduğu payın oranının %1’den fazla olmaması ve bu payların imtiyazlı olmaması.
Ancak, haklı gerekçelerin varlığı halinde, yatırımcı haklarını korumayı teminen, SPK’nın uygun görüşü ile, azami bir yıla kadar geçici bir süreyle sınırlı olmak üzere, yukarıda verilen bağımsızlık kriterlerinden bir veya birkaçını sağlayamayanlar da “bağımsız yönetim kurulu üyesi” olarak Genel Kurul tarafından seçilebilecek.
Bağımsız yönetim kurulu üyesi, mevzuat, esas sözleşme ve yukarıda yer alan kriterler çerçevesinde bağımsız olduğuna ilişkin yazılı bir beyanını aday gösterildiği esnada Yönetim Kurulu’na verecek. Yönetim Kurulu, bağımsız üye adayının bağımsızlık ölçütlerini taşıyıp taşımadığını değerlendirecek. Şirket sermayesinin 1/20’sinin Genel Kurul’da bu seçime itiraz etmesi halinde, son değerlendirme SPK tarafından yapılacak.