Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Üretim sırasındaki zayiatı önleme adına meyve ve sebzelere sıkılan böcek ve mikrop öldürücü ilaçlar, ne önlem alınırsa alınsın meyve ve sebzelerin içine sızıyor ve bu meyve ve sebzeleri ne kadar yıkarsak yıkayalım, bu zehirlerden kurtulamıyoruz. Aslında, meyve veya sebze değil; zehir yiyoruz. Son yıllarda, kanser vakalarının hızla artmasının önemli sebeplerinden biri de bu zehirler.
Bu çeşit zehirlerden biraz olsun kaçınabilmek için, “organik” meyve ve sebzeler tüketmemiz lazım. Organik olmayan bir şeftalide, organiğine nazaran, ortalama 4 kat fazla zehir bulunuyor. Ancak, organik meyve ve sebzelerin fiyatları, organik olmayanlara göre ortalama yüzde 50 daha pahalı.
Organik ürünler tüketsek bile, kimyasallardan tamamen uzak kalamıyoruz. Özellikle, lokanta ve sandviççilerde tükettiğimiz ürünler, bu kimyasalları bol biçimde içinde bulunduruyor. Yapılan araştırmalar, her gün dışarıda yemek yiyen bir kişinin, vücuduna günde 29 çeşit kimyasal zehir aldığını gösteriyor.
Organik üretim tesislerinin yakınlarında kimyasal ilaçlar kullanılarak üretim yapılan alan ve tesisler olabiliyor. Organik ürünler, yakınındaki organik olmayan üretimlerde kullanılan kimyasallardan etkilenebiliyor. Bu nedenle de organik ürünler tüketmekle bile, kimyasal maddelerden tamamen uzaklaşılamıyor.
Ayrıca, kullanılan zirai ilaçların doğal veya sentetik olanları var. Doğal olan kimyasalların vücutta daha az hasara yol açtığı biliniyor.

Çeşit çeşit hastalık
Özellikle hormon bozukluklarının tetiklediği kanserlerde, meyve ve sebzelerde bulunan kimyasal zehirlerin payı büyük. Yapılan araştırmalar, tarım ilaçları kalıntılarının Alzheimer ve Parkinson hastalıklarının oluşum riskini artırdığını; depresyon ve böbrek hastalıklarına neden olduğunu gösteriyor. Özellikle, çocuk vücutlarında toksinler daha uzun süre kaldıklarından, onlara daha ciddi zararlar verebiliyor; hatta, çocukların beyin kimyasını bozabiliyor. Dahası, alınan kimyasalın çocuk vücuduna oranı daha yüksek oluyor.
Meyve ve sebzelerde bulunan zehirli maddeler, ürün çeşidine, üretildiği ülke veya bölgeye ve üretim biçimine göre değişiyor.
Örneğin, ABD’de, Şili’den gelen erikler, Brezilya’dan ithal edilen mangolar ciddi kimyasal içeriyor. ABD’de en fazla zirai ilaç ihtiva eden sebze, yeşil fasulye olarak belirlenmiş. Bizde henüz, halka iletilebilen, bu çeşit hesaplama ve bilgi yok.
Uzmanlar, şeftali, mandalina, tüysüz şeftali (nektarin), çilek, kavun, yeşil fasulye, tatlı biber, acı biber, tatlı patates ve havuçların mutlaka organik olanlarını tüketmemizi öğütlüyorlar.

Genetik değişikliği
Kullandığımız çeşitli ürünlerde, genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO veya GMO’lar) var. Genel olarak, marketlerde satılan ürünlerin daha uzun süre raflarda kalabilmesi ve/veya lezzetinin değiştirilmesi için, genetikleriyle oynanıyor veya ürünlerin içine çeşitli kimyasal maddeler katılıyor.
Bu uygulama yaklaşık 15 yıldır var. ABD’de yapılan araştırmalar, GDO’lu ürünlerin bağışıklık sistemini bozduğunu, karaciğer ve böbreklere zarar verdiğini gösteriyor. ABD’de psikologlar, vücuda alınan zehirli maddeleri ve GDO’ları anlayabilmek için, hastalarına öncelikle ne çeşit yiyecekler tükettiklerini sormaya başladılar.
Öte yandan, GDO kullanıldığının ürün etiketlerinde yer alıp almaması konusunda, büyük tartışma var. GDO kullanıldığı konusunda ürünlerinde bilgi vermeği reddeden şirketler arasında, Coca-Cola, PepsiCo, DuPont, Kraft, Monsanto gibi firmalar var. Bunlar, GDO’lu ürünlerin vücuda bir zararı olmadığını söylüyorlar. Hatta, GDO’lu ürünlerin yukarıda sözü edilen böcek ilaçları kullanılmadan üretildiği için, daha sağlıklı olduğu savunuluyor. McDonalds ise, mağazalarında sadece GDO’suz patates kullanacağını açıkladı.
GDO’lar yerine organik maddeler kullanarak da ürünlerin uzun süre taze kalması sağlanabiliyor. Ancak, bu metot, gıda maddesi üreticilerine pahalıya mal oluyor. Gıda üreticileri işi daha da ileri götürdü. ABD’de, laboratuvarda üretilmiş, tamamen sentetik bir somon balığı satışı için izin başvurusu yapıldı; FDA’ın (Gıda ve İlaç Bürosu) cevabı bekleniyor.