Kapitalist sistemde, sadece malın üretimi yetmiyor. Üretilen malın satılması da lazım. Satış işlemi, ya iç pazara ya da dış pazara (dış pazarı kontrol edebilmek, çokuluslu şirket veya güçlü devlet olmadıkça neredeyse olanaksız) olacaktır.
Üretilen malın satılabilmesi için ise,
- Satın almaya mecbur bırakmak, ya da
- Ucuza üretmek, ayrıca da
- Alım gücü yaratmak lazım.
Satın almaya mecbur bırakmak için,
- Başkalarının üretemediği bir mal üretmek, ya da
- Tekel veya kartel piyasası (petrolde bile, kartel piyasası olmadığını söyleyemeyiz) yaratmak, ya da
- Ülke yönetimleri veya kişiler üzerinde ciddi baskı yapmak (Arap şeyhliklerinin silah alımına milyarlarca dolar yatırması bu sayede gerçekleşebiliyor) lazım.
Teknoloji önemli
Başkalarının üretemediği malı üretmek için,
- Araştırma geliştirme çalışmaları sayesinde, icatlar yapmak, yeni ürünler üretmek, ürün ve icatları tescil ettirebilmek, ya da
- Büyük sermaye ve/veya yüksek teknoloji gerektiren ürün üretebilmek lazım.
Ucuza üretmek için,
- Hammadde fiyatlarını düşük tutmak (dışarıda, uluslararası kontrol edilebilen politikalarla veya hükümetler üzerinde baskı yapılarak ya da rüşvet vs ile sağlanabilir. İçeride ise, “serbest ekonomi” söylemi altında, tarım teşviklerini vs kaldırarak),
- Enerji fiyatları, kiralar vs gibi üretim maliyetlerini azaltmak (örneğin, ülkemizde geçtiğimiz dönemde enerji fiyatlarına hükümet desteği sağlanarak, petrol dışındaki enerji fiyatları düşük tutuldu),
- İşgücü maliyetini düşük tutmak,
- Vergi kaçırılmasına göz yummak (kayıtdışı ekonomiyi önleyici tedbirler almamak da bu tedbirin bir parçasıdır) ya da vergi istisnaları tanımak,
- Kaçak mal girişine göz yummak gerekiyor.
Ucuz işgücü
İşgücü maliyetini düşük tutmak için,
- Nüfusu artırmak (aslında, “asgari 3 çocuk” gibi söylemler bu amaca hizmet ediyor),
- Dışarıdan işgücü transferine izin vermek (halen, sadece İstanbul’da 2 milyon kaçak yabancı işçi çalışıyor),
- İşçi maliyetini düşürecek tedbirler almak (doğru dürüst sigorta payı kesmeden, sağlık giderlerini karşılamak ve işsizlik sigortası sağlamak gibi bizdeki uygulamalar da devleti ucuz işgücü sağlamada aracı ediyor),
- İnsanları, “Bir lokma bir hırka yeter” veya “Bu dünyada aza kanaat edenler, öbür dünyada, rahat ederler” propagandalarıyla, düşük ücrete ikna etmek gerekiyor.
Alım gücü yaratmak için ise,
- Para basmak (para basılması her zaman enflasyon yaratmaz ama enflasyon varsa, içeride veya dışarıda bir yerlerde para basılmış demektir),
- Vadeli satış yapmak (kredi kartı kullanımı ve bizdeki kredi kartına taksit uygulaması da ek alım gücü yaratıyor),
- Beklentilerin yönetilmesi (örneğin, fiyatlar kısa dönemde daha da artar görüşünü satarak, insanları tasarruf etme yerine, alıma yöneltmek) lazım,
Yukarıdaki genel tabloyu inceleyerek, “Büyük Ortadoğu” veya “Ilımlı İslam” gibi projelerin ne anlama geldiklerini de rahatça anlayabiliriz.