Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Televizyonlar, radyolar yetmiyormuş gibi, cep telefonlarımıza da, ev telefonlarımıza da, internet hesaplarımıza da rahatsız edici reklamlar yağıyor. Kapitalist bir toplumda yaşıyorsak, reklama karşı olmamamız gerekir. Ancak, bazı reklamlar bizleri kandırıyor; kullanıyor; yanıltıyor.
Cep telefonumun faturası 20 TL civarında fazla geldi. “Piyangola” diye bir sisteme üye olmuşsunuz dediler. Üye olmadım. Turkcell’i aradım. Bu durumda çok kişi var; savcılığa baş vurun dediler. Turkcell’in sahiplerinden birini aradım; “Piyangola” üyeliğimi ancak sildirebildim. Bu arada, “Piyangola”nın bu parayı hangi hizmet için aldığını hala bilmiyorum; Turkcell’deki memurlar da bilmiyor. Önceki kesintiler için Savcılığa başvurdum. Savcı Bey,”Bu işlerle bizi uğraştırmamalısınız; Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı(TİB)’na başvurabilirdiniz” dedi. Daha sonra “Piyangola” avukatları Sayın Savcı’ya üye olduğumu söylemişler; Savcı Bey de takipsizlik kararı almış. Takipsizlik kararına itiraz etmeyeceğim. Çünkü, amacım 20 TL civarındaki paramı geri almak değil, bu kandırılma sisteminin başkasına uygulanmasını engellemekti.

Nasıl çıldırtıyor?
Bu işlerden TİB mi, yoksa RTÜK mü sorumlu bilmiyorum. Onlar da, sansür uygulamaktan, böyle küçük işlerle uğraşamıyorlar; anlaşılan. Bakınız, reklamlar bizi nasıl çıldırtıyor:
- Televizyon ve radyolarda, reklam başladı mı, ses de renk de ikiye katlanıyor.
- Her kanal aynı anda reklama başladığı için, kanallar arasında dolaşsanız bile, reklam izlemekten kurtulamıyorsunuz.
- Televizyonlarda, 20 dakika reklam izlettikten sonra, 20 saniye dizinin sonunu izletip, tekrar reklama geçiliyor.
n Ya cep, ya ev telefonunuza, ya internet hesabınıza, ya da postayla bir şeyler kazandığınızı söyleyen, yalancı bildirimler geliyor. “Buna da kanmadım” diye sevinseniz de, kananlar var.
- Telefonlarımıza otomatik aramalar yağıyor. Bunların bir çoğunda, karşınızda kişi bile yok. Sadece ses kaydı var. Üstelik, sanki en meşgul olduğunuz zamanlar veya çok erken saatler seçiliyor. Bu aramaların bazılarını yapanlar, telefonunuzu aldığınız iletişim şirketi. Yani, kaçış yok. Cevaplamazsanız, tekrar tekrar ararlar.
- Bazen, internette aradığınız sayfaya girmek için dakikalarca reklamın bitmesini bekliyorsunuz. Bu reklamı kapatabilirsiniz; ancak, kapatma işaretini çoğu kez belirsiz gösteriyorlar. Siz de kapatayım derken, çıldırıyorsunuz.
- Televizyon ve radyodaki reklamlarda, fiyatın ya da satılan malın reklamı verilenle aynı olmadığından bahseden konuşmalar o denli hızlı söyleniyor ki, hiç bir şey anlayamıyorsunuz.
- Gazete reklamlarında da benzer durum var. Malın bilmeniz gereken özellikleri öyle minik yazılarla ve siyah üstüne siyah yazıyla yazılıyor ki, büyüteçle bile okuyamıyorsunuz.
- Güya ilaç reklamı yasak ama sağlık programlarında, ilaç, doktor, alternatif iyileştiriciler, değersiz bileşimler reklam edilebiliyor. Bir keresinde, televizyon programına zayıflatan doktor olarak çıkan bir şarlatana 500 TL kaptırdım. Yüzlerce hastası da vardı.
- Televizyon programları ve filmlerde reklamı yapılacak malı yerleştirme uygulaması çok yaygındı. Şimdi oldukça engellendi.
Bunlar, sadece bir kaç örnek.