İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), rakibi olmayan bir borsadır. Hisselerini satmak isteyen şirketler, bu borsanın gittikçe zorlaşan kurallarını kabul etmek zorundadır. Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) başlıca işi İMKB’yi denetlemek; burada yırtıcı kuş uçurtmamaktır. Oysa SPK’nın temel işi, ülkede piyasalaşmayı geliştirmek ve İstanbul’u bir “uluslararası bir finans merkezi” hüviyetine kavuşturmak olmalıydı.
Hükümet’e göre, İstanbul’un “uluslararası finans merkezi” olması için, işe SPK’dan değil, rakibi bile yaratılamamış olan İMKB’den başlanmalıdır. Öte yandan, bazı bilgisiz uzmanların borsa idaresini ele geçirmekle ekonominin iplerini ellerine geçirebileceklerini sanmaları da, İMKB’yi “zaptedilememiş ilk hedef” haline getirmiş olabilir. Yoksa, İMKB, SPK, BDDK, Merkez Bankası ve kamu bankalarının binalarının yan yana getirilmesi ile “finans merkezi” oluşturulacağını zannettiklerini sanmıyorum.
Belki de yapılmak istenilen, “finans merkezi” yaratmak değil, birileri için rant yaratmak olabilir. Yakın gelecek, tüm niyetleri belli eder.
Finans merkezi yaratmak
* Yeni borsa ve piyasalar yaratmadan “finans merkezi” yaratamazsınız.
(Mevcut finans merkezlerinde kaç borsa
ve piyasanın faaliyet gösterdiğini araştırdınız mı?)
* Yalnız mevcut borsa ve piyasaların değil, yeni kurulacak borsa ve piyasaların da rakiplerini yaratmalısınız. (Hem alım hem de satım yapacak olanlara seçenek sunmalısınız.)
* Yeni borsa ve piyasalar yaratacak insan gücünü yetiştirmeden “finans merkezi” yaratamazsınız. (SPK’da ve İMKB’de bir haftada, bir borsa,
piyasa veya pazar kurabilecek kaç elemanınız var?)
* Vergi sistemi dahil mali yapınızı ve tüm ekonomi kurallarınızı uluslararası sistemle özdeşleştirmeden “finans merkezi” yaratmazsınız. (Merkez Bankanız para politikasının esaslarını bize ve yabancılara anlatamıyorsa; mevduat ve krediler üzerindeki gereksiz vergi yükleri nedeniyle bankalarınız yabancı bankalarla rekabet edemiyorsa; uluslararası sistemle özdeşleşemediniz demektir.)
* Uluslararası bir “finans merkezi”nden bahsedilebilmesi için, o şehirde asgari
70 yabancı banka ve finans kuruluşunun bulunması ve kriz zamanlarında bile bu rakamın altına düşülmemesi gerektiği kabul edilir. (Biz nerelerdeyiz?)