Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tenis oyuncusunun servisi köşeye mi, ortaya mı atacağı; pazarlık eden taraftarın ne zaman geri adım atacağı; firmaların yeni geliştirdikleri ürünü hangi fiyattan piyasaya süreceği; petrol üreticisi ülkelerin petrol fiyatlarına karar vermeleri gibi birçok değişik durum, oyun teorisi ile analiz edilebilir. Tüm bu durumların ortak noktası, oyuncuların kararlarının diğer oyuncularınkine bağımlı olmasıdır. Bu yüzden, Oyun Teorisi, rekabetin yer aldığı piyasalarda karar alınmasında önemli ipuçları sağlar.
Murat Yalçıntaş’ın Maliye-Finans Yazıları Dergisi’nde kaleme aldığı “Ekonomik Karar Almada Adalet ve Oyun Teorisi” makalesinden de faydalanarak, Oyun Teorisi’nin ülkemiz siyasetinde oynadığı etkin rolü anlayabiliriz.

Ültimatom oyunu
Ültimatom oyunu, deneysel ekonomi ile ilgilenen bilim adamları tarafından üzerinde çalışılmış basit bir pazarlık oyunudur. Oyun, belli bir paranın iki oyuncu tarafından nasıl paylaşılacağı üzerine kurgulanmıştır. Birinci oyuncu, miktarın nasıl bölüşüleceğini, ikinci oyuncuya teklif eder. İkinci oyuncu, bu teklifi ya kabul eder ya da reddeder. İkinci oyuncu teklifi kabul ederse, para birinci oyuncunun teklif ettiği oranlarda paylaşılır. Eğer ikinci oyuncu teklifi reddederse, her iki oyuncu da hiçbir şey alamaz.
Örneğin, düğünlerde davetlilerin fotoğraflarının çekilmesi ülkemizde çok rastlanan bir ültimatom oyunu örneğidir. Nikah akdinden sonra, gelinle damat davetlilerle fotoğraf çektirir. Daha sonra, fotoğrafçı, çektiği fotoğrafları sabit bir fiyattan davetlilere teklif eder. Davetli ya fotoğrafı satın alır (teklifi kabul eder) ya da satın almaz(reddeder). Teklif kabul edilirse, davetli fotoğrafa, fotoğrafçı da paraya sahip olur. Teklif reddedilirse, her ikisi de hiçbir şeye sahip olamaz.

İrrasyonel karar alma
Adalet algısı insandaki en temel değerlerden birisidir ve hatta, başka canlılarda da olabileceği düşünülmüştür. Örneğin, kapuçin maymunları, aynı görevi yerine getiren diğer maymunlardan daha düşük ödül aldıkları zaman kızgınlık ve hüsran belirtileri gösterirler. Bilimadamları bu şekilde haksızlığa uğratılan maymunların küstüğünü, başka görev yapmadıklarını; hatta, yiyecekleri araştırmacılara geri fırlattıklarını gözlemlemiştir.
Bu davranış biçimlerini, siyasete de kolaylıkla uygulayabiliriz. Özellikle de, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin politikacıları, bazen adalet algısı ile, bazen de rakiplerine kızgınlıkla, irrasyonel davranışlarda bulunabiliyorlar. Örneğin, milletin verdiği karara kızdığı için hükümetin kurulmasını geciktiren; sonrasında da seçime gitme amacı güden bir davranış, kapuçin maymunlarının davranışları ile özdeşleştirilebilir.
MHP’nin “benim olmazsa, senin de olmasın” biçimindeki irrasyonel davranışı, Meclis Başkanlığı’nın AK Parti’ye gitmesine neden olmuştur.
Ak Parti ise, açık bir “ültimatom oyunu” oynamaktadır. Koalisyon sürecinde, irrasyonel olsa bile, her dediğini kabul ettirmek; aksi takdirde, muhalefet partilerini seçime zorlamak istemektedir. Bu oyun, üzerinde bir spekülasyon yapılarak, “iktidara getirmeyen milleti cezalandırmak” anlamına da alınabilir. Bu durumda, son tahlilde, “Türkiye’de demokrasi vardır; ama bizden başka kimse iktidar olamaz” irrasyonel anlayışı ortaya çıkar.
Devam edeceğim.