Ekonomide “ne yaparsan yap, doğru olur” devri sürüyor. Sıcak para girişi ve Merkez Bankası döviz rezervleri bol olunca:
- Merkez Bankası dövizi miktarını ve değerini umursamaksızın, para politikasını yürütebiliyor. TL’yi bastığı için de her şeye hâkim. Hata yapsa bile sistem hatayı kaldırıyor.
- Küreselleşme ile uluslararası yatırımların artması sonucu giren bol yabancı sermaye sayesinde, rahatça özelleştirme yapılabiliyor; bütçe açıkları kontrol edilebiliyor. Harcama ve vergi konusunda hatalar yapılsa da hatanın önemi kalmıyor; sistem hataları gizliyor.
- BDDK’nın hata yapması olanaksız. Çünkü, bankacılıkta kriz yok; yönetilmesi gereken bir durum yok. Sıkıntı olmayınca hata da yapılmamış oluyor. Tabii ki, eleştiri kabul etmez, her türlü detayla ilgilenir; çünkü, yaptığı hiçbir şey yanlış değil.
- TMSF, el koyduğu şirketleri nasıl yönetiyor? Elde ettiği paraları nasıl harcıyor? Yöneticiler, kurum avukatlarını özel davalarında kullanıyorlar mı? Soran yok. Eleştirebilen de yok. Ekonomide işler iyi gittiği sürece de yapılanların yanlış olamayacağı, “tüyü bitmemiş yetimin hakkı”nın iyi korunduğu düşünülüyor.
- SPK ve Borsa iyi idare ediliyor ama iyi yönetilemiyor. Çünkü, yenilik yok, iş yapan yok. Bazen sadece konuşulup, iyi şeyler vaat ediliyor. “Londra’da paralel İMKB açılmış”, kimin umurunda. Sonunda, borsa endeksi artıyor. Sorgulanacak ne var?
Ülkemizde siyaset bile kabuk değiştirdi; futbol değiştiremedi. Tek bir maçta: 3 yanlış kırmızı kart, ceza sahasında kaleci gibi topa elle müdahale olsa bile verilmeyen penaltı, bir penaltıyı engellemek için kazılan çukur dahil bir sürü kural hatası. Neticede, kritik bir maçta “hakem kararı” ile bir taraf galip ilan edildi.
Maç sonuçlarına, şampiyona, küme düşecek takımlara, hakemler ve/veya federasyon ve/veya siyasiler karar verecek ise;
- Futbolcuların ve yöneticilerin emeklerine yazık olmuyor mu?
- Taraftarın hiç mi önemi yok?
- Spora geniş yer ayıran medyaya hiç mi saygı yok?
- Maç yayınlarına milyar dolar ödeyen Lig TV nasıl satış yapacak?
- Bir takımın rakip takımı korkutmaya çalışmasına, hakemler ve federasyon nasıl seyirci kalabilir?
- Yapılan, bal gibi şike sayılmıyor mu?
- Bahis oynatanların hakemler üzerinde etkisi olup olmadığı araştırıldı mı?
- Yabancıları kendimize güldürmüyor muyuz?
-Spor, böyle mi geliştirilecek?
Hamit Beliğ Belli
Hamit Bey ile Merkez Bankası’nda Genel Müdür Yardımcısı iken, 1986’da tanıştım. 1998’den itibaren Akbank Yönetim Kurulu’nda 10 yıldan fazla birlikte görev yaptık. Hamit Bey, Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Üyeliği sırasında, banka için çok önemli hizmetlerde bulundu. Uzun süren rahatsızlığını, işine ve çevresine hiçbir zaman yansıtmadı. Beraber izlediğimiz konserlerde, sanat bilgisine hayran kalırdık. Allah rahmet eylesin.