Bütün bu kaos içinde, Merkez Bankası’nın faiz artırımının döviz fiyatını dizginlemeye yeterli olamayacağı açıktı. Bu nedenle, faiz artırımını yapmasını önermedim. Ancak, Merkez Bankamızın yaptığı faiz artışı, faiz oranları üzerinde yaratılmış olan kargaşayı ve gereksiz karışıklığı ortadan kaldırdığı için faydalı oldu. Şimdi artık, faiz artışlarının geçici olarak durdurulması gerekiyor.
Şimdi, Merkez Bankası’nın yapması gereken birinci şey, Açık Piyasa İşlemleri aracılığıyla bankalara verilen 35 milyar TL civarındaki paranın geri çekilmesi. Ancak, bu paranın geri çekilmesi, Merkez Bankası’nın umduğu gibi, faizlerin artırılmasıyla gerçekleşemez. Çünkü bankalarda bu tutarı geri ödeyecek yeterli likidite yok. Bankalara yeterli likiditeyi başka bir yoldan sağlamak gerekiyor. Bu likiditenin sağlanması için, Merkez Bankası’nın bankalara olan borçlarının ödenmesi ve Merkez Bankası’nın bir ticari banka imiş gibi yaptığı, “mevduat toplama işlemleri”nden vazgeçmesi lazım.
Dövizler nerede?
Türkiye’de mevcut likit ve kullanılabilir dövizin çok büyük bölümü Merkez Bankası’nda bulunuyor. Merkez Bankası döviz rezervleri içinde, bankaların munzam karşılık olarak tuttukları altın ve dövizler ile Merkez Bankası’nda açılmış olan Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesapları (KMDTH) var. Ayrıca, Merkez Bankası’nın 40 milyar doları bulan kendine ait serbest döviz ve altın rezervi bulunuyor. Bunların hepsinin dışında, Türk Lirası olarak tutulan ve Merkez Bankası’nın bankalara borcu sayılan, “TL cinsinden munzam karşılıklar” var.
Munzam karşılık oranları düşürülmezse, bankalar nezdinde kriz ortamı nedeniyle artan Döviz Tevdiat Hesapları karşılığında, Merkez Bankası’na ilave döviz cinsinden munzam karşılık yatırılacağı için, döviz likiditesi daha da azalacak ve döviz kuru üzerinde baskı artacaktır.
Munzam karşılıklar azaltılmalı
Munzam karşılıklarının tümünün oranı düşürülmelidir. Zaten, bankacılık sistemimizde, yüksek munzam karşılık tutulmasını gerekli sayan bir güven sıkıntısı yoktur. Şu anda munzam karşılıklar, sıkı para politikasının bir parçası olarak varlığını korumaktadır. Zaten, birçok ülke artık, bankalardan “munzam karşılık” bile istememektedir.
Munzam karşılıkların azaltılması işlemi, aşamalı olarak yapılmalı ama takvim şimdiden ilan edilmelidir. Türk Lirası olarak tutulan munzam karşılıklardan iade edilen bölüm bankaların Açık Piyasa İşlemleri nedeniyle Merkez Bankası’na olan borçlarını ödemekte kullandırılmalıdır.
Ayrıca, toplamı 7 milyar doları bulan Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesapları, beklenmeden, bir protokolle bankalara devredilmelidir.
Munzam karşılıkların altın olarak tutulabilmesine olanak sağlayan sisteme tamamen son verilmeli; bu tutarlar tamamen bankalara iade edilmeli ve yerine munzam karşılık alınmamalıdır. Altın cinsinden munzam karşılık tutmamış olan bankalara aynı oranda döviz iadesi yapılmalıdır.
Merkez Bankası’nın bu operasyonlarına ek olarak, ekonomi yönetimi tarafından mahalli seçimlerden sonra alınacağı söylenen ekonomik tedbirler de hiç geciktirilmeden devreye sokulmalıdır.
Düzeltme: Dünkü yazımın başlığı yanlışlıkla ‘Döviz kredisi ile nasıl başa çıkacağız?’ olarak çıkmıştır. Doğrusu ‘Döviz krizi ile nasıl başa çıkacağız?’ olacaktı. Düzeltir, özür dileriz.