“Merkez Bankası başkanları az konuşur” dediler. n “Merkez Bankası başkanları az konuşmaz ama tutarlı, hesaplı konuşur ve söylediğini mutlaka yapar” dedim.
* Görünen o ki, bizim başkanımız hem çok, hem de tutarsız konuşuyor.
* * *
* “Merkez Bankası’nın elinde o kadar çok veri vardır ki, piyasanın hangi yöne gideceğini bilir ve buna göre tedbirini alır” derler.
* “En bol istatistiki ve güncel veri Merkez Bankası’ndadır. Ama, bu veriler, bir gün önceye ait bile olsa, geçmişe yöneliktir. Merkez Bankası geleceği ancak bizden iyi tahmin edebilir ama bilemez. Hele, dünyada krizin yaşandığı, ekonominin dışarıya ciddi biçimde bağlı olduğu ve ülke parasının rezerv para niteliğinde olmadığı ülkelerde merkez bankaları ekonomik ve parasal büyüklüklerin geleceği konusunda, en azından medya karşısında kesin yargılara varmamalı” demiştim.
* Oysa, Merkez Bankası Başkanı iddialı rakamlar telaffuz ediyor. Örneğin, “Enflasyon mayısta tek haneye düşecek, yıl sonunda yüzde 5 olacak” diyor. “2012 yılında ABD dolarını yeneriz, bunu bir tarafa yazın” diyor.
Diyorum ki,
* Merkez Bankası Başkanı, gerekirse sık sık konuşsun ama sadece, mutlaka yapabileceği işlerden bahsetsin.
* Merkez Bankası Başkanı, önce Avrupa’daki krizden, ABD’deki kriz yönetiminden, Uzakdoğu ülkelerinde ve Brezilya’da kriz yönetimindeki başarının nedenlerinden bahsetsin ve bu gelişmeler ışığında, Türkiye’nin ne yapmayı düşündüğünü anlatsın.
* Merkez Bankası Başkanı, neden büyük döviz rezervi tuttuğunu, rezervi hangi seviyeye kadar düşürebileceğini ve altın rezervlerini neden arttırdığını bize izah etsin. Bize, Türk Lirası’nı rezerv para haline getirmeden, Türk Lirası’nı nasıl rezerv paralardan daha güçlü bir para haline getireceğini ve rezerv paraları yenmenin ne anlama geldiğini açıklasın.
* * *
Bir de, Merkez Bankası Başkanı, temel hedefinin düşük enflasyon mu? Düşük kur mu? Düşük faiz mi? Yüksek büyüme hızı mı? Yoksa, “cari dış açık”ı düşürmek mi? Olduğunu ve bunları bir arada nasıl yapabileceğini açıklasın.
Yabancılar da bunu bekliyor.