David Boaz’ın Aşırı Liberal Kafası (The Libertarian Mind) adlı kitabı, liberal düşünce sahipleri için, “temel kitap” kabul ediliyor. “Liberaller” ile “Libertaryanlar” arasında bir fark var. Libertaryanlar (aşırı liberaller denilebilir), devletin varlığını bile kabul etmiyorlar; liberaller ise, devlet olsun ama mümkün olduğu kadar özgürlük olsun, istiyorlar.
Liberal olmak, kişisel ve ekonomik özgürlükleri savunmak anlamına geliyor. Avrupa kültürünü, bu düşünce biçimi şekillendiriyor. Liberaller, cinayet, ırza geçme, hırsızlık, adam kaçırma, sahtekarlık gibi suçların hepsine karşılar ama başkalarının eşit olma hakkına müdahale sayılan bu çeşit suçlar dışında, tam bir özgürlük sahibi olmak istiyorlar ve başkalarının haklarına saldırmayan her türlü toplumsal hareketi, destekliyorlar. İdam cezasını da kişisel haklara saldırı olarak görüyorlar.
Libertaryanlar ise, devletlerin de kişiler gibi cezalandırılmasını istiyorlar. Bu iki düşünce zaman zaman birbirine karıştırıldığı için, Avrupalılar, Ermeni Katliamı gibi suçlamalar için, devletleri sorumlu sayabiliyorlar. Ama, bazı Avrupa devletlerinin koyduğu gibi, “Ermeni katliamı olmadığını savunma” yasağı, tamamen liberal ve libertaryan düşünceye karşı.
Her iki düşünce biçimi de, basın sansürüne, fiyat kontrollerine, mülke el koymaya, insanların şahsi ve ekonomik hayatlarına müdahaleye karşılar.
Politikacıların hatası
Liberaller, Hükümetlere aşırı para ve yaptırım gücü verilmesine karşılar. Bu yetkiyi, 15 yaşında bir çocuğa viski ve araba anahtarını aynı anda vermeğe, benzetiyorlar. Çok fazla güç, gücün kötü kullanılma olasılığını artırıyor; hatta, dayanılmaz kılıyor. Bu yüzden, totaliter rejimler ortaya çıkıyor.
Yine, yeterli teşvik yoksa, insanlar verimli üretim yapamıyorlar. Bu yüzden, komünist rejimler başarısız oluyor. Yine, piyasalaşma yoksa, kaynak dağılımı verimli biçimde sağlanamıyor.
Önce yuvada öğretilir
Yuvaya gelen minik yavruya, ilk olarak “arkadaşlarını itme, onların eşyalarını alma, sözünde dur” prensipleri öğretilir. Liberal düşünce biçiminin ilk öğretisi budur. Liberal öğretinin, temel prensiplerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Yasalar herkes içindir. Buna, yasa yapanlar ve uygulayanlar da dahildir. (Bu prensip uyarınca, siyasi dokunulmazlıkların kaldırılması savunulmaktadır.)
- Hiç kimse, yasaların üzerinde değildir.
- Güçler ayrılığı esastır. Hiç bir kişi ve kurumda güç birikimi yapılmasına izin verilmemelidir. (Yeni anayasamız yapılırken, bu prensibin hep göz önünde tutulması, yapılanın savunulabilmesini kolaylaştıracaktır.)
- Yasalar bir erk tarafından yapılmalı; yasaların uygulanmasını tamamen bağımsız başka bir erk sağlamalıdır.
- Yasaların tarafsız ve eşit uygulanabilmesi için, bağımsız yargı gereklidir.
- Yasaları uygulayanlara, mümkün olduğu kadar az “yorum yapabilme” yetkisi veya olanağı verilmelidir.
- Ekonomide rekabet esası olmalı; fiyat müdahalelerine izin verilmemelidir.
- Devlet’e ait her türlü varlık, mümkün olduğunda özelleştirilmelidir. Gereksiz devlet kurumları kapatılmalıdır.