Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Biz siyasetle yatıp kalkarken dünya, sona ermeye yüz tutan ekonomik krizden çıkış stratejilerini konuşuyor. Çıkış stratejileri çok önemli; çünkü, eninde sonunda dünyada olup bitenler, bizim ekonomimize de yansıyacak. Gelişmekte olan diğer ekonomilere yansımalar, başladı bile. Muhtemelen seçimden sonra, cari açıkta ve dış ticaret açığında düşmenin başlamasıyla birlikte, piyasalarda bir rahatlama ve yukarı yönde bir düzelme ile karşılaşacağız. Bu gelişimi yavaşlatacak tek neden, bir türlü önlenemeyen siyasi istikrarsızlık olabilir.

Prensipler...
Krizden çıkış sırasında unutulmaması gereken prensipler şöyle sıralanabilir:
- Yatırımcıların çoğu iyi yöndeki gelişmeleri hissetmeden önce, siz hissedip, harekete geçebilmelisiniz. Veri ve eğilimleri gecikmeden değerlendirmelisiniz.
- Ekonomi düzeldikçe, işsizlik azalır. Tecrübeler gösteriyor ki bu durumda, 10/7 oranında öncelikle işe alınanlar kadınlardır.
- Enflasyonun yükseldiği ortamlarda, ailelerin en hızlı artan masrafları “eğitim masrafları” olmaktadır. Bütçemizi buna göre düzenlemeliyiz.
- Avrupa ekonomileri düzelmeye başladı ve bu yıl yüzde 1 civarında ortalama büyüme sağlayabilecekler. Bu gelişme, ihracatçılarımız için iyi haber.
- Emlak fiyatları, hem ABD’de hem de Avrupa’da artmaya başladı. Aynı gelişmeyi, ülkemizde de göreceğiz. Zaten; yükselen kurlar, enflasyon ve faizler sonrası başka bir gelişme beklenmezdi.
- İşsizliğin azalması ile birlikte, başta ABD olmak üzere tüm gelişmiş ülkeler faiz artıracaklar. Faiz artırımı, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, öncelikle görülmeye başladı. ABD ve Avrupa ekonomileri düzeldikçe, gelişmekte olan ülke merkez bankaları faiz artırımına gidecekler. Gelişmekte olan ülkelerin dış borçlanma faizleri de yükseliyor. Bu durum, gelişmekte olan ülkeler devlet tahvillerine ilgiyi artıracaktır. Zaten; yabancı yatırımcıların bu enstrümana kaymaları yönünde telkinler başladı.
- Borsaların yükselme eğilimini en iyi ölçen göstergelerden birisi, fiyat/kazanç oranıdır. Krizden önce, ABD’de bu oran yüzde 26 idi; kriz sırasında yüzde 10’a kadar düştü; şu anda yüzde 22. Dünyadaki borsalarda işlem gören şirketlerin ortalama fiyat/ kazanç oranları, krizden önce yüzde 29 iken, kriz sırasında yüzde 9’a kadar geriledi; halen yüzde 18 civarında. Bu göstergeler, önümüzdeki düzelme döneminde, dünya borsalarında artış sinyalleri veriyor. Bizde de, siyasi istikrarsızlık önlenebilirse, aynı eğilim söz konusu olur.
Döviz fiyatlarındaki artış sonrası, yeni dengelere oturan ekonomimizde fazla sorun görünmüyor. Sorun, politik belirsizlikte.