Euro bölgesi devlet tahvili getirileri, tarihindeki en düşük seviyeye indi. Bu gelişme, Euro bölgesindeki riskli aktiflere talebi attırıyor. Euro bölgesinde, riskli hisseler endeksi (Eurostoxx-50) kriz sonrası en yüksek sevilerine ulaştı.
Euro bölgesinde yüksek cari fazla bulunması, negatif faiz oranı ve Avrupa Merkez Bankası’nın varlık alım programı, Euro bölgesi dışındaki aktifleri cazip kılıyor ve Euro bölgesinden sermaye çıkışını körüklüyor. Bu durum, euro/dolar paritesinde hızlı düşüşe neden oluyor. Euro bölgesinden çıkan sermayenin önemli bölümü ABD, Kanada ve İngiltere’ye gidiyor.
ABD ekonomisi diğer ekonomilerle karşılaştırıldığında güçlü konumda ve bu konumunu devam ettirecek gibi görünüyor. ABD’de işsizlik oranı neredeyse sıfırlandı (%5’lik bir işsizlik oranı, ABD için tam istihdam sayılıyor). Kişisel tüketim harcamaları enflasyonu, %1’in altında ve büyüme %3 civarında.
ABD dolarının euro, yen, pound, Kanada doları, İsveç kuronu ve İsviçre frangına karşı olan değişimini gösteren endeks (DXY), güçlenmeye devam ediyor. Bu endeksin 2001-2007 ortalaması 94.8 iken, 2009-2014 ortalaması 80.5 oldu.
Temmuz 2014’ten bu yana dolara karşı TL fiyatındaki artış oranı %24 iken, DXY artışı da %24 oldu. Yılbaşından bu yana da dolara karşı TL’deki artış %11 iken, DXY artışı %10 oldu. Kısacası, TL’deki değer kaybı, dolardaki değerlenmeye paralel olarak gerçekleşiyor.
Yani, Türk lirası dolar karşısında diğer dünya paraları kadar ve euro kadar değer kaybetmiş vaziyette. Bu durumda, TL’nin euro karşısında değer kaybetmemiş olması, euro ile yaptığımız ihracat değerinin düşmesine neden oluyor. Bir süre sonra, euro’daki parasal genişlemeye bağlı olarak bölgedeki talebin artması ihracat mallarımızın fiyatını da yükseltecek ve ihracatçımızın gelirini artıracaktır. Yahut da, Türk lirasının euro karşısında da değer kaybettiğine şahit olacağız.
Türkiye’de tasarruf oranının düşük olması, Türk lirasının performansının ve denge değişimleri karşındaki direncinin düşük olması durumunu ortaya çıkartıyor ve bu denge değişimi sırasında Türkiye, Brezilya gibi olumsuz ayrışıyor.
Parite etkisi
TÜİK, Bloomberg ve Akbank verilerine göre, 2015’te euro kullanılarak yapılan ihracat artmasına rağmen, parite etkisi ile ABD doları cinsinden ihracat gelirimiz düşüyor. Aşağıdaki grafikten bu etkiyi izleyebiliriz.