Önceki bürokratların herşeyi kontrol altında tutma takıntısı vardı. Kamu otoritesi, "Fiat Kontrol Komitesi" bile kurmuştu. Herkes ama başta iş çevreleri bu uygulamalardan şikayetçi idi. Turgut Özal'la gelen ekonomik serbesti ile birlikte, bürokratın her şeyi kontrol etme güdüsü giderek azaldı. Ülkemizde piyasa ekonomisinin gelişmesi, faiz, döviz kuru, hisse fiyatı gibi bir çok fiyatlandırma ve değerlendirmenin piyasalar tarafından yapılmasını sağladı.
Aradan yıllar geçti ama her şeyi kontrol etme takıntımız yeniden hortladı. Şimdiki ekonomi yönetiminin yaptığı en önemli hata, herşeyi kontrol etmeye soyunması. Bu davranış belki, "herşeyi sorgulamak yerine denileni yapmak" anlamına gelen "biat kültürü" nedeniyle gelişiyor. "Biat kültürü", sosyal sıkıntılara çare üretilmesi ve kitle partilerinin yönetilmesi sırasında faydalı sayılabilir; ama, bu tavrı ekonomik boyuta taşıyıp, fiyat oluşumunu etki etmeye yönelik davranış sergilemek ve demeç vermek, zor ulaştığımız bu ekonomik seviyeyi koruyabilmemizi tehlikeye sokabilir.
Çeşitli uygulama ve demeçler
Artık, Merkez Bankası, İMKB bünyesinde kurulan Tahvil ve Repo Piyasası'ndaki faiz oranlarını da belirlemeye başladı. Merkez Bankası, doğal olarak bu piyasaya katılıp, alım satımlar yaparak faiz oranını belirleyebilir; ama, Para Politikası Kurulu kararı alarak, bu piyasadaki faizleri sabitlememeli idi. Bu uygulamalar sürerse, borsaların bağımsızlığından bahsedilemez. Bağımsız olmayan ve bünyesinde alınıp satılan mal ve değerlerin fiyatlarını oluşturamayan borsalar, kimseye satılamaz; özelleştirilemez. Bu takıntı sürdürülürse, İstanbul'un "Finans Merkezi" olması süreci de zarar görür.
Önceki İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, Dünya Borsalar Birliği Genel Sekreteri oldu. Kendisini tebrik ediyorum ama ilk demeci kontrol dışı borsaların kontrol altına alınmasının gerektiği yönünde oldu. Bugün, internet sayesinde kamu otoritesinin denetlediği ama kontrol etmediği binlerce borsa var. Amazon, ebuy, gitti gidiyor gibi binlerce sitede rekabet ortamı altında fiyat oluşturuluyor. Hatta, bu sitelerin bazılarında fiyat oluşumunun kalitesi İMKB'dekinden daha üstün. Bir mal hakkında, malı deneyen onlarca kişi görüş bildiriyor ve her mala puan veriliyor. Bu oluşumları devlet otoritesi altına almak, ülkelerin gelişim sürecini sınırlar.
İş Bankası Genel Müdürü haklı ?
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, verdiği bir demeçte, Standard & Poors, Fitch gibi derecelendirme kuruluşlarının ülkelerin gelişimini ve serbest girişimi engellediğini söyledi. Doğru bir tespit. Bu kuruluşların bilerek veya bilmeyerek yaptığı hatalı tespitler ve verdiği hatalı notlar, yabancıların o ülkeye bakışını ve yatırım kararlarını belirliyor. Sermayenin globalleştiği ve kolayca ülkeler arasında hareket ettiği bu çağda, not verilirken çok sorumlu davranılması gerekiyor. Sıfırcı Hocalar'ın ülkeler hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan not verdikleri anlaşılıyor.
Herkes onlardan şikayetçi. En azından, derecelendirme kuruluşlarının da değerlendirilmesi, onlara da not verilmesi lazım.