Hâlâ dünyanın her yerinde sanatçılar, sosyeteye mensup olduğunu düşünenler ve zenginler Parisli gibi davranmaya özen gösteriyorlar. Dört kadın yazar (Berest-Diwan-Maigret-Mas), geçen hafta piyasaya çıkan kitapları “How to be Parisian whereever you are”da bu konuyu incelemişler. Biz, Parisli gibi davrananların bazılarına “entel”, bazılarına “bohem”, bazılarına “özenti” desek de Parisli gibi davranmanın modası hiç geçmiyor. Yalnız kadınlar değil, Parisli gibi davranan erkekler de az değil.
Bir Parisliye ya da Parisli gibi davranana sorarsanız;
Doktoru dahi, dişçisi sanatkârdır. Saçları ve estetik ameliyatı en meşhurların gittiği kuaförde, klinikte yapılmıştır.
Çok meşguldür; bu yüzden, randevularına hep geç gelir. Mümkünse, toplantı, yemek ve partilere daima en son gelinir. Kendisine iş ve ilişki telefonları yağmaktadır.
Yağmur yağıyor olsa bile, büyükçe bir gözlük takılır.
Bu, onu esrarengiz kılacaktır. Meşhurlar, tanınmamak için gözlük kullanırlar.
Kadın da erkek de olsa, frapan ve renkli giyinilir. Ayakkabıları pahalıdır ve sonradan hiç boyanmamış, cilalanmamıştır. Modayı, takip etmez; kendi yaratır.
Günlük gazete alışkanlığı
Aşırı makyaj yapılmaz; mümkünse, ilk görüşmeye makyajsız gelinir. Ne de olsa, doğal görünmek istenmektedir. Ama Boğaz’da koşu yaparken, ekmek almaya gidilirken bile, hafif makyajlı olunmalıdır.
Evinde vereceği yemek davetlerinde, doğrudan ana yemek sunulur. Meşhur bir restorandan getirtilen bu yemeğin, son dakikada kendi tarafından yapıldığı, söylenir. Bardaklar birbirine benzemese de peçetelerde, ev sahibinin adının baş harfi bulunmalıdır. Bıçaklarda, el işlemeli motifler vardır.
Alçak ve yumuşak sesle konuşulur; söylenecekler sık sık atasözleriyle ifade edilir; ara sıra tarihten örnekler verilerek, dinleyenlere çok bilgili olunduğu hissettirilir.
Sokakta yürürken, koltuk altında bir günlük gazete taşınır.
Erkek, hafif sakallı, kassız, temiz, özelliği olan, neşeli ve mükemmel olmayan biridir.
Karısı ya da kocasının annesi, “ideal biri” olarak tarif edilir. Kayınpederler “dâhi”dir. Kişinin patronu da benzer biçimlerde tarif edilmelidir.
Cumartesi değil, çarşamba geceleri dışarı çıkılır. Yılbaşlarında evde oturulur ama yılbaşından önceki çeşitli günlerde “Yılbaşı Yemekleri” verilir.
Bir kadın, yolculukta veya alışveriş sonrasında, el çantasından başka bir şey taşımaz. Çok pahalı bir marka olsa bile, gereğinden büyük bir çantayla sokağa çıkılmaz.
Not defteri, gözlüğü, içkisi, kahvesi, paltosu, kokusu, kravatı, şalı ve iç çamaşırı çok uğraşılarak seçilmiştir. Birçoğu butik işidir.