Küresel ekonomi her şeyin bollaştığı bir evreye giriyor. İşgücü, gelir, üretim, para miktarı artıyor. Sonuçta, her şeyin enflasyonu birarada yaşanıyor.
* Küresel istihdam artıyor ama dikkatli bakıldığında artan nüfus nedeniyle ücretlerin düşme eğiliminde olduğu anlaşılıyor. Krizle karşılaşan ülkelerdeki işsizliğin ise zamanla düşüp düşmeyeceği belli değil.
* Artan kişi başına düşen milli gelir, bozulan gelir dağılımı nedeniyle, kişileri olması gerektiği kadar zenginleştirmiyor.
* Artan likidite, bir bölümüyle üretim artışında, bir bölümüyle de borçların ödenmesinde kullanılıyor.
* Merkez bankaları para basmakta ve yeni para politikası araçları üretmekte birbirleriyle yarışıyorlar ama ekonomilerini bir türlü daha sağlıklı hale getiremiyorlar.
* Artan üretim, nüfus artışı nedeniyle fakirliği önleyemiyor. Üretim parası olanın tercihlerine göre şekilleniyor.
* Artan devlet borçları, artık yalnız gelişmekte olan ülkeleri değil, gelişmiş ülkeleri de tehdit ediyor.
Kağıtlar yeniden dağılıyor
Önümüzdeki dönemde, her şeyde ve her yerde kol gezecek olan enflasyon, hem mal, hem de enerji fiyatlarını yükseltecek. Gerekli tedbirleri alamayan gelişmiş ülkeler, beklenmedik sorunlarla; çok muhtemel olarak da yeni krizlerle karşılaşılacaklar. Hakimiyetlerini kaybetmek istemeyen gelişmiş ülkeler, savaş dahil her türlü yola başvurarak, egemen durumlarını sürdürmek isteyecekler.
Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya, Türkiye gibi ülke vatandaşlarının kişisel milli gelirlerinin, gelişmiş ülke vatandaşlarının kişisel milli geliri seviyelerini yakalaması, gelişmiş ülkelerin iç sorunlarını gittikçe büyütecek.
Kısacası, önümüzdeki yıllarda, dünya ekonomisinde kağıtlar yeniden dağıtılacak; kazananlar farklılaşacak.
Aşırı tüketim çağı
The Age of Oversupply (Aşırı Üretim Çağı) kitabının yazarı Daniel Alpert’e göre, gelişmiş ülkelerin politikacıları, ülkelerinin “yastık altı” (underwater) varlıklarını yüksek ve borçlarını düşük göstererek, vatandaşlarını oyalıyorlar. Oysa, başta yüksek öğrenim ve sağlık olmak üzere, gelişmiş ülke vatandaşlarının üzerindeki yük gittikçe artıyor.
Andy Grove’un (Intel’in eski CEO’su) dile getirdiği gibi, “Dünyada global lideri belli edecek olan bir ekonomik savaş” var.
İşte, Türkiye son 10 yılda bu gelişmelerden çıkar sağlayan ülkelerde birisi oldu. Türkiye’nin komşularıyla sorunlu bir ülke olmasını da, içeride birbirine düşmesini de isteyenler; kendi gelişimlerini sağlayamayınca, başkalarının gelişimini durdurarak dengeyi korumak isteyen ülkeler; olsa gerek. Muhtemelen bunlar, “Global Lider”liğe soyunanlar.