2013 yılında, ABD ve AB dışındaki çoğu üst düzey gelişmekte ülke olan ülkelerin ekonomik durumları aşağıdaki gibi idi. Macaristan ve Polonya, AB’ye dahil olmakla birlikte, diğer ülkelerle aynı kaderi paylaşıyordu.
Blooomberg, IMF ve Akbank kaynaklı bu datalara göre, Türkiye, Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika nispeten yüksek enflasyon oranları ile karşılaşmaya devam edecek.
Aşağıdaki tabloda yeralan ülkelerin merkez bankaları (Güney Afrika hariç), benzer tedbirler alarak, ABD Merkez Bankası kararlarının açıklandığı 22 Mayıs 2013 tarihinden sonra faizlerini yükselttiler. Bu ülkeler arasında, en yüksek faiz artışı, Türkiye’de gerçekleşti. Bir düzelme yılı olacağını öngördüğüm 2014 yılında, dışarıdan gelecek sıcak para ve doğrudan yabancı yatırımlarda artış olması halinde, Merkez Bankamız faizlerde yavaş da olsa bir indirime gitme olanağı bulacak. Türk Lirası biraz daha değer kaybederse, cari açık da kontrol edilebilir seviyelere düşebilecek.
Ülkemizin döviz rezervleri yeterli seviyesini koruyor. Yeni yılda da, cari açık sorununun kontrol edilebilir seviyelere inmesi durumunda rezervlerimizin bu seviyesini koruyacağını söyleyebiliriz.
Politika ağır basacak
2014, seçim yılı. Başbakan, “Yola Devam” diyebilmek için, oylarını artırmak isteyecek. Bu sonuca ulaşmak için, para basmayı ve ekonominin bir süreliğine bozulmasını bile göze alabilir. Muhalefet ise, iktidarı alamasa bile AK Parti’nin oy oranını düşürmek için uğraşacak. Büyükşehir belediyelerini kimin kazandığı “Kırılma Noktası”nı oluşturacak. AK Parti, özellikle İstanbul’u kaybetmemek için, her şeyini verecek.