Son 15 yıl içinde sermaye piyasamız büyük gelişim yaşadı. Basılı ve hamiline yazılı biçimde alınıp satılan hisse senetleri, bilgisayar kaydı altında ve sahibi belli (isme yazılı) biçimde alınıp satılmaya başlandı. Buna ek olarak, hisse senetleri ve tahvil alım satımı tamamen bilgisayarlı ve uzaktan erişimle gerçekleştirilmeye başlandı.
Bu gelişimi, “sokak borsası”ndan, bir anlamda, “bulunduğun yerden alım satım”a geçiş olarak da tanımlayabiliriz. Üstelik, hisse senedi işlemlerinde, alım satım salonunun varlığı sürdürülerek, işlemcilerin birbirlerini tanıması, eğitilmesi, eksikliklerin anında giderilebilmesi ve borsanın ziyaretçilere açık tutulması sağlandı. Bu haliyle, sistemimiz, dünyanın en iyi alım satım sistemlerinden biri olma özelliğini koruyor.
Bütün dünyada gittikçe büyüyen yatırım ve emeklilik fonlarının, gelişmekte olan ülke borsalarında yatırım yapmaya başlamalarıyla, sermaye piyasalarında dünya çapında büyük gelişmeler yaşandı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), iyi altyapıları ve yönetim bilinçleri sayesinde, bu gelişim karşısında başarılı bir sınav verdiler.
Özellikle, SPK’nın gözetim görevinin layıkıyla yerine getirmesi ve gerekli düzenlemeleri geciktirmemesi sayesinde, ülkemize büyük sermaye akımının girmesi sağlanabildi.
Geçtiğimiz dönemde, mali sıkıntı ve personel ücretlerindeki dengesizlik sorunu bir kenara bırakılırsa, İMKB’de de başarılı bir dönem geçirildi. İMKB’nin tek başına çözemeyeceği bu sorunun da kısa süre içinde çözüleceği anlaşılıyor.
Uyum konusu çok önemli
Bu dönemde, SPK, en büyük başarısını hükümetlerden bağımsız davranmakla sağladı. Çünkü, Güney Afrika dahil, birçok gelişmekte olan ülkede, SPK benzeri kurumlar hükümetlerinden direktif alarak, borsalarını ve buradaki alım satımı yönlendirmeye kalktılar.
Bu açıdan bakılırsa, SPK, bu konuda sınırlayıcı bir yasal düzenleme olmadığı halde, Merkez Bankası’ndan çok daha fazla “özerk” bir davranış biçimi sergileyebildi. SPK’nın geçtiğimiz dönemde yeterince başarılı olamadığı tek konu olarak, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konulan, borsaya açık, banka ve şirketlerde hisse sahibi olan küçük yatırımcıların haklarını yeterince koruyamamış olması gösterilebilir.
Dünya borsa sistemleri üzerinde yapılan araştırmalar, SPK gibi denetici ve düzenleyici kurumlar ile İMKB gibi borsalar arasındaki uyumun, o ülkede sermaye piyasasının gelişimi için en önemli unsur olduğunu gösteriyor.
Bu da iki oluşumun görev, yetki ve sorumluluklarının başladığı ve bittiği yerlerin çok iyi belirlenmesine bağlı. Uzmanlar, bu durumu “birbirlerine kollar açık durumda parmaklar değecek kadar yakın olmak” biçiminde, anlatıyorlar.
Ülkemizde serbest piyasa diğer her şeye göre iyi gelişti diyebiliriz. Daha iyisini de istiyoruz.