Önceki yazımda, “fiber”in, ülkelerin her geçen gün artan geniş bant internet ihtiyacını karşılayabilecek tek çözüm ve geleceğin akıllı şehirlerinin temelini oluşturacak ana teknoloji olduğunu belirtmiştim. Günümüzde, geniş bant hizmetlerindeki her yüzde 10’luk artış, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınmasını yüzde 1,3 oranında yükseltiyor. Bugün karayolu, demiryolu, havayolu taşımacılığı ülkelerin ekonomisi için ne kadar önemliyse, ülkelerin fiber iletişim altyapısının geliştirilmesi ve dördüncü bir kalem olarak ele alınması da aynı derecede önem taşıyor. Yani, bir ülkenin gelişmesi ve rekabet gücünün artması isteniyorsa, ulusal çapta fiber şebeke kurulumunun gerçekleştirilmesi ve şebekeye erişimin sağlanması gerekiyor.
Mevzuatta yeni düzenlemeler
Bu konuda, geçen hafta Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, bazı olumlu düzeltmeler yaptı. “Geçiş Hakları Yönetmeliği”nde yapılan değişikliğe göre;
- Artık, Türk Telekom’un, operatörlerin kiralama yapma taleplerine belli bir sürede cevap vermesi, net ve açık şekilde mecburi tutuluyor. Başvurulan operatör sürelere uymadığı zaman, geçiş hakkı “reddedilmiş” oluyor ve başvuran operatörün uçtan uca fiber yatırımı yapmasına izin veriliyor.
- Belirli iki nokta arasında uçtan uca erişim sağlanamadığı; yani, talep edilen güzergâhın sadece belirli kısımlarında kapasite veya altyapı olması durumunda, alternatif operatörlerin eksik olan parçaları tamamlayıcı yatırım yapabilmeleri mümkün oluyor.
- Parçalı yatırım, esas olarak belirli iki nokta arasında planlanan bir yatırımın tesis paylaşımı çerçevesinde kısmen mevcut tesis üzerinden ve bunun olmadığı yerde bağlantı yatırımının kazı, vb. yöntemlerle tamamlandığı bir yatırım modelini ifade ediyor.
Gereken noktaya gelinemedi
Parçalı yatırım, kısmen çözüm olmakla birlikte, uygun bir zamanlama ve planlama ile yapılmazsa, operasyonel ve maddi kayıplara neden olabiliyor.
Örneğin, iki nokta arasında 10km’lik hat ihtiyacı varken, tesis paylaşımına tabi bir şekilde parçalı olması durumunda, nihai yatırım mesafesi 15 km olabiliyor. Bu durumda, yönetimi zor olan bir şebekeyle karşılaşılıyor.
Uzun vadede asıl varılması gereken nokta, yatırımların önünün açılması için, yurtdışında olduğu gibi, alternatif operatörlerin kazmak ve/veya yerleşik operatörün şebekesini kullanmak konusunda, maliyet paylaşımı esas alınarak özgür bırakılması. Ayrıca, parçalı yatırım durumunda, başvurulan operatörün belirli oranda ihtiyacı karşılayamaması veya toplam fiber uzunluğunu uçtan uca mesafeden belirli bir oranda daha fazla olması durumunda, başvuran operatöre uçtan uca fiber yatırımı yapma serbestisi getirilmeli.
Karşı tarafça tam ihtiyacı karşılanamayan operatörlere, kendi yatırımını yapma özgürlüğünün verilmesi lazım.
Ne lazım?
Fiber transmisyon altyapısı, Türkiye'de 4G gibi yeni nesil iletişim hizmetlerinin etkin bir şekilde hayata geçebilmesi için büyük önem teşkil ediyor. Fiber konusunda geç kalınırsa, 4G’ye geçiş mümkün olamayacak. Mobil şebekelerde birer uç birim olarak kullanılan baz istasyonlarının güçlü bir transmisyon altyapısıyla ana omurgaya(santrale) bağlanması gerekiyor.
Bu güçlü erişimi hali hazırda yapıldığı gibi havadan gerçekleştirmek mümkün olmuyor. Bu konuda tek çözüm, yeraltında döşenecek fiber hatlar olarak karşımıza çıkıyor.