Nisan 2018 itibarıyla, reel sektörümüzün döviz olarak kredi borcu 296 milyar doları buldu. Ayrıca, reel sektörün yaptığı ithalat nedeniyle ödemesi gereken 43 milyar dolar borcu var. Buna karşılık, reel sektörün 118 milyar dolar döviz varlığı bulunuyor. Bu durumda reel sektörün net borcu 221 milyar dolar oluyor.
Bu miktara, bankaların yurt dışından yaptıkları döviz borçlanması dâhil değil.
Akbank, Bankalar Birliği ve Merkez Bankası kaynaklı aşağıdaki grafikler, reel sektör borcunun ülkeler itibarıyla gayri safi milli hasılaya oranını ve Türk reel sektör borcunun kompozisyonunu gösteriyor.
Reel sektörü göz ardı etmeyin
Reel sektörün borç durumunu gözetmeyen bir ekonomik tedbirler paketi başarılı olamaz. Öte yandan, döviz kredisi riski ciddi ölçüde büyük firmalarda yoğunlaşıyor. Ayrıca, Hazine’nin de reel sektöre, yap-işlet-devret projelerinin garanti edilmesi nedeniyle, sürekliliği olan döviz borcu var.
- 2018 Şubat itibarıyla, 500 milyon doların üzerinde döviz kredi bakiyesi olan 90 firma, döviz kredisi borcunun %33’ünü oluşturuyor.
- 15 milyon doların üzerinde döviz kredisi borcu olan 2300 firma, toplam kredilerin %85’ini kapsıyor.
- Döviz kredileri içinde imalat sanayiinde yoğunlaşmış firmaların payı %58.
- Yine, döviz kredisi borcu olan firmalar arasında %30 ile ulaştırma ve haberleşme; %10-12 arasında turizm firmaları var.
Reel sektörün durumunu düzeltebilmek için, cari açığı düşürerek, büyümenin sürdürülmesi gerekiyor. Bu da kolay değil.