Boğaziçi Üniversitesi Profesörü Şevket Pamuk, İktisat ve Toplum Dergisi’nde Türk ekonomisinin 200 yıl içinde gösterdiği gelişmeyi anlatan bir makale yayınladı. Pamuk’un bu konuyu ele alan “Türkiye’nin 200 yıllık İktisadi Tarihi” isimli bir kitabı da var.
Türk ekonomisini inceleyenler, genellikle 19. yüzyılla hiç ilgilenmediler. Oysa, Türk ekonomisinin özelliklerinden bazıları 19. yüzyıldaki dönüşümlerden kaynaklanıyor. Ekonomileri değerlendirirken, sadece büyüme ve kişi başına düşen gelir artışlarını değil, insani gelişmeyi ve gelir dağılımını da incelemek gerek. Son 200 yılda Türkiye’nin ekonomik büyümesi, dünya ortalamalarının biraz üzerinde seyretmiş olsa da, insani gelişmenin (yani sağlık ve eğitim boyutlarına inen kalkınmanın) dünya ortalamalarının altında kaldığı anlaşılıyor. Dünyada ve Türkiye’de iktisadi büyüme, Sanayi Devrimi sonrasında başladı. Ülkemizde, 1820 ile 1920 yılları arasında kişi başına düşen milli gelirin ortalama artış hızı yüzde 1’in altında kaldı.
Ortalamayı aştık
Ülkemizin gerçek ekonomik büyümesinin 1920 yılından sonra başladığı ve bugüne kadar hep aynı oranda, yıllık ortalama yüzde 3 olacak biçimde geliştiği anlaşılıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında, birçok ülkede olduğu gibi Türk ekonomisinde de ciddi bir küçülme yaşandı.
Aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, Türk ekonomisinde zaman zaman ekonomik ya da siyasi krizlerle karşılaşılsa da, sürekli bir büyümenin sağlandığı anlaşılıyor.