Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ekonomide geçen yılın en başarılı Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu(BDDK) oldu. Dünyanın krizlerle boğuştuğu ve krizlerin de bankaları vurduğu bir dönemde, BDDK istikrarı bozacak hiç bir davranışta bulunmadı. Ülkemizde şubeleri, ortaklıkları veya kardeş bankaları bulunan bir çok yabancı banka var. Bu bankalar yakından takip edildi ve ülkemizdeki yabancı bankalardan hiç biri sıkıntı yaşamadı. Yabancı bankaların en kârlı operasyonları, Türkiye’de oldu. Ülkemizden kısmen veya tamamen ayrılan yabancı bankalar da, bu operasyonlarını kârlı ve sıkıntısız gerçekleştirdiler. Avrupa’daki bunca sıkıntıya rağmen, bankalarımız özkaynak sıkıntısına düşmedi ve tüm bankacılık rasyolarında risksiz aralıklar korundu. Bankacılık sektörü için en önemli gösterge sayılan “geri dönmeyen kredilerin çeşitli büyüklüklere oranı” da, yıl boyunca hiç bir risk unsuru barındırmadı. BDDK’nın bu yılda da, aynı tutumu sürdürmesini bekliyorum.
Yılın en başarılı ekonomi kurumları sıralamasında, ikinci sırayı Maliye Bakanlığı(Maliye) ve Hazine Müsteşarlığı(Hazine) paylaşıyor. Maliye, bütçe dengesini koruma ve düzeltmedeki başarısı; Hazine ise, iç ve dış borç yönetimindeki ustalığı nedeniyle övgüyü hak ediyor. Vergi reformunun tam anlamıyla uygulamaya geçirilmesi ve bu konudaki tüm detaylı düzenlemelerin yapılması, sanırım gelecek yıl Maliye’yi yıldızlaştıracak.
Merkez Bankası, yılın diğer bir başarılı kurumu idi. Diğer kurumlarla işbirliği içinde ekonomiyi yönetme prensibini gündeme taşıdı. Türk Lirasının değerini düşürme sürecinde, başarılı bir sınav verdi. Döviz kuru seviyesini dengelemek adına yılın son günü yaptığı operasyon da yerinde idi. 2012 yılında Hükümet’i yıpratmak adına yapılacak eleştirilerin, ekonomi yazarları aracılığı ile ve Merkez Bankası üzerinden yapılacağı anlaşılıyor. Çünkü, cari açığın risk yaratmayan seviyelerde tutulma politikası, Türk Lirası’nın değerinin değişmesini, döviz piyasasına müdahaleyi, faiz politikasında değişiklikleri gerektiriyor. Bütün bunları da Merkez Bankası yapacak. Merkez Bankası, 2012 yılında çoğu haksız ve acımasız olacak eleştirilere hazırlansın. 2012 yılında Merkez Bankası’dan, döviz rezervleri hangi seviyeye inerse insin kaygı duymamasını, hiç bir müdahalesi ve kararında aşırıya kaçmamasını, aynı anda herkesi memnun edemeyeceğini bilmesini ve eleştirileri hoşgörü ile karşılamasını bekliyorum.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Kurumu (TMSF)’nin başarısını, Hazine’ye devredebildiği toplam paranın büyüklüğü ve sonuçlandırdığı anlaşmazlıkların çokluğu ile ölçüyorum. TMSF, bu konularda önceki yıllardan çok daha başarılı bir çizgi üzerinde idi.
Sermaye Piyasası Kurulu(SPK)’nun geçen yıl yaptığı en önemli düzenleme, borsaya açık şirketlerin yönetim kurullarına bağımsız üye atanması konusunda oldu. 2012 yılında, SPK’dan mümkün olduğu kadar çok sayıda ve değişik alanlarda “teşkilatlanmış borsa” oluşturmasını, teşkilatlanmamış ve özel borsaları da teşvik etmesini, denetleme ve ceza verme yerine izleme ve yönlendirme prensibine önem vermesini bekliyorum. SPK yönetimi, geçen yıl önceki yıllardaki yönetimlerden daha başarılı idi. SPK Başkanı’nın özel sektör deneyimi, başarısında rol oynadı. Deneyim kazanma sürecine baktığımda, SPK’nın bu yıl Maliye ile birlikte en başarılı ekonomi kurumu olacağını sanıyorum.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası(İMKB) hakkında, fazla bir şey söylemek istemiyorum. Bence, Hüseyin Erkan başarılı idi ve bir çok yeniliğe hazırlanıyordu. Erkan, İMKB’nin kurumsal kimliğini geliştirdi. Yeni Başkan İbrahim Turhan’a da başarılar diliyorum. Turhan, Merkez Bankası’ndan İMKB’ye Başkan olarak atanan ikinci kişi oluyor. Merkez Bankası’ndaki “piyasalar” deneyimi, Turhan’ın başarılı olacağı sinyalini veriyor.