Son günlerde hem dünya hem Türkiye ekonomisinde ciddi bir çalkantı yaşanıyor. Ancak Türk ekonomisi diğerlerine göre negatif ayrışıyor. Bu nedenle hem dünya ekonomisinde hem de ekonomimizdeki volatiliteye dikkatlice bakmak gerekiyor.
Dünya merkez bankalarından bazıları faiz yükselterek volatiliteyi azaltmaya çalışıyor. Bazıları ise gelişmeleri bekleyerek hareketsiz kalıyor.
ABD doları bütün para birimlerine karşı yükseliyor. ABD’de tahvil faiz oranlarının da giderek yükseleceği anlaşılıyor. Bu gelişmelere paralel olarak tüm dünyada tahvil faizleri de yükselecek. Akbank ve Bloomberg kaynaklarından alınan aşağıdaki grafik ABD dolarındaki yükselme eğilimini gösteriyor.
ABD faizleri yükseliyor
ABD Merkez Bankası(FED), yapacağı ilk toplantıda yeni yıla girmeden faizleri yükseltecek. Bana göre ABD faizlerinin yükseltilmesi geç kalınmış bir operasyon olacak. Bu nedenle, faizlerin 50 yerine, 75 baz puana kadar yükseltilmesi bekleniyor. Normal olarak bu yükselmenin zamana yayılması gerekir. FED’in faiz yükseltmesini takiben bizimki dahil diğer merkez bankaları da referans faizlerini yükseltecekler.
Bu gelişmenin giderek tüm dünyada faizlerin daha üst seviyelerde oluşmasına neden olacağı anlaşılıyor. Yeni faiz dengesi oturuncaya kadar da dünya piyasalarındaki volatilite de devam edecek. Akbank ve Bloomberg kaynaklarından alınan aşağıdaki tablo, ABD ve Alman devlet tahvillerinin faiz oranı artış eğilimini gösteriyor.
Faizlerin yükselmesi tüm dünyada enflasyon artışını tetikleyecek, krediler öncesine göre pahalılaşacak, üretim maliyetleri artacak. Tahvil faizlerinin yükselmesi normal olarak hisse senedi fiyatlarının düşmesine yol açar. Buna karşın ABD borsaları başta olmak üzere gelişmiş ülke borsaları yükseliyor. Bu yükselişin uzun olmayan bir süre sonra dengeleneceğini ve paranın yeniden gelişmekte olan ülkelere yöneleceğini düşünüyorum.
Devam edeceğim.